Güncelleme Tarihi:
Meme problemleri
Doğurduktan sonra kadınlarda oluşan en önemli değişiklik memelerde yaşanıyor. Eğer yeterince emzirilmiyorsa süt üreten bezler şiş, hassas ve sert memelere neden oluyor. Memelerdeki bu doluluk hem anne için ağrıya neden olur, hem de bebeğin emmesini zorlaştırır. Bu nedenle bebekler sık sık emzirilmeli, emzirilemediği zaman da mutlaka memeler sağılarak boşaltılmalıdır.
Saçlarda matlaşma ve dökülme
Hamilelik döneminde parlaklığı artan saçlar doğum sonrası matlaşmaya başlar. Ayrıca anneler emzirmenin azalmaya başladığı, bebeğin ek besine başladığı dönemde saç dökülmesinin de arttığını düşünürler. Aslında bu saç kaybı, hormonların etkisi ile hamilelikte dökülmeyen saçların bu dönemde dökülmesinden kaynaklanmaktadır.
Vajinal doğum ya da sezaryen sonrası loşi denilen lohusa akıntısının tamamen kesilene kadar cinsel ilişkinin kısıtlanması, enfeksiyon gelişiminin engellenmesi açısından yararlı olacaktır. Özellikle vajinal doğum yapan kadınlarda vajinada oluşabilecek yaralanmaların tamamen iyileşmesi gerekmektedir. Bazı kadınlar iyileşme dönemi tamamlandıktan sonra kendilerini cinsel ilişkiye girmeye hazır hissederken bazısı ise hormonal dalgalanmalar, fiziksel yorgunluk ve bebekle uğraşmanın getirdiği stres nedeni ile aylarca süren cinsel isteksizlik yaşayabilmektedirler. Ayrıca doğum sonrası epizyotomi adı verilen kesinin yarattığı hassasiyet ve vajinal sıvının yetersizliği de cinsel ilişki sırasında ağrıya yol açabilir.
Kadınların doğum sonrası cinsel hayatının normale dönmesi ve partnerine yeniden yakınlaşması biraz zaman alabilir. Bu dönem eşin anlayışı, desteği ve su bazlı vajinal kayganlaştırıcılar ile kısaltılabilir.
Ruh halinde değişiklikler
Doğum sonrası kadınların % 60-80'inde hormonal dalgalanmanın bir sonucu olarak geliştiği düşünülen depresyon bulguları görülmektedir. Annenin yetersizlik hissi içinde olması, bebeğine yetememe düşüncesi normal kabul edilebilir, ancak uzun süren mutsuzluk, endişe-kaygı, uyku sorunları, aşırı kızgınlık-sinirlilik gibi bulgular normal olarak kabul edilmemelidir. Bu bulguların bir aydan daha uzun sürmesi ya da annenin hayat standartlarını olumsuz etkilemesi durumunda mutlaka bir uzmana başvurulmalıdır.
Vajinal değişiklikler
Vajina, normal doğum sırasında bebeğin başının baskısı altında kalarak gerilir. Bu nedenle yer yer küçük ezik ve sıyrıklar oluşabilir. Ayrıca ilk iki-üç hafta boyunca gevşek ve ödemli yapıdadır. Özellikle doğum sırasında kesi (epizyotomi) uygulanmak zorunda olunduğu durumlarda dikişlere bağlı olarak ilk hafta ağrı ve hassasiyet de hissedilecektir. Tüm bu doğuma bağlı gelişen değişiklikler doğum sonrası üçüncü haftada iyileşir ve vajina doğum öncesi dönemdeki normal haline geri döner. Emzirmenin neden olduğu hormonal değişikliklere bağlı olarak vajinal salgılarda azalma, buna bağlı olarak da vajinal kuruluk ve cinsel ilişkide ağrı da gözlenebilir.
Diğer bulgular
- Hamilelik döneminde ve doğum sırasındaki fiziksel etkilere bağlı olarak lohusalık döneminde sırt ve bel ağrıları sıklıkla izlenebilmektedir. Yapılan ayrıntılı incelemelerde çoğunlukla altında yatan ciddi bir neden saptanamasa da, sırt-bel ağrıları annenin hayat kalitesini bozabilir ve ilaç kullanmasına neden olabilir.
- Hamileliğin son döneminde iyice büyüyen rahmin diyaframa baskı yapması nedeni ile nefes darlığı oluşabilmektedir. Hamileliğin sona ermesi ve basının ortadan kalkması ile anne nefeste bir rahatlama hissedecektir.
- Hamilelikte hormonal değişiklikler sonucu bağırsak hareketlerinde yavaşlama, buna bağlı olarak da kabızlık oluşur. Doğum sonrası hormonal etkinin azalmasına bağlı olarak kabızlığın geçmesi beklenir, ancak doğum sonrası ilk günlerde besin alımının az olması, annenin hareketsiz kalması, vajinanın doğum sonrası ağrılı olması nedeni ile dışkılama gecikebilir. Bu nedenle hem vajinal doğum hem de sezaryen sonrası anne erkenden ayağa kaldırılmalı, bol sıvı tüketmeli ve posalı yiyecekler ile beslenmelidir.
- Vajinal doğum sırasında idrar torbası ve idrar kanalında gelişen ödem nedeni ile ilk gün idrar yaparken zorlanma oluşabilir. Hamilelik döneminde vücutta depolanan sıvının atılmaya başlanması ile lohusalıkta sık sık idrara çıkılır. Lohusalıkta yapılan idrarın rengi dikkatle takip edilmelidir. Bol sıvı tüketildiğinde idrar berrak ve açık renkli olmalıdır. Eğer idrar koyu renkli ya da kanlı ise mutlaka doğum uzmanına bilgi verilmelidir.
Jinekolog Furkan Kayabaşoğlu