Güncelleme Tarihi:
İlk cinsel deneyimde ortaya çıktığı sanılan vajinusmus yani cinsel ilişkiye girememe sorunu, doğumdan sonra da yaşanabiliyor. Kadınların çirkinleşme takıntısı, kendini anneliğe fazla kaptırma gibi nedenlerle cinsellikten soğumasıyla vajinusmus yaşanıyor.
Doğum sonrasındaki değişimler, en çok kadınları etkiliyor ve başta cinsel isteksizlik olmak üzere, ağrılı cinsel ilişki ile vajinismus (Cinsel ilişkiye girememe) sorunları görülebiliyor.
Ağrılar Soğutuyor
Doğum sonrasında gelişen ağrılı cinsel ilişkinin (Disparoni) en önemli nedeni; doğum sonrası kadının sağlığına tam kavuşmadan cinsel ilişkiye girilmesi. Bu sorundan yakınan kadınlar, acının verdiği korkuyla ilişki kurmaktan kaçınıyor. Bir diğer neden; cinsel isteksizlik sorunu yaşayan kadınlar, ilişki sırasında uyarılma sorunu yaşadıkları için vajinal bölgelerinde yeterli ıslanma oluşmuyor. Vajinadaki kuruluk da ağrılı cinsel birleşmeye yol açıyor. Bunun sonucunda cinsel isteksizlik daha da şiddetleniyor.
Vajinismus Kabusu
Cinsel ilişkide yeniden ağrı hissedeceği kaygısına kapılan kadınlar, kaçınma davranışı olarak kendini istem dışı kasar. Böylece, vajinal kasların, penisin içeri girmesine engel olacak kadar sıkı şekilde kasılması anlamına gelen 'vajinusmus' sorunu doğar. Ayrıca kadının ruhsal dünyasında yaşanan çatışmalarla ortaya çıkan endişe, korku duyguları da vajinusmusa zemin hazırlıyor.
Anneliğin Kutsallaştırılması
Göğüsler ve vajina, doğumla birlikte artık tahrik unsuru olma özelliğini kaybedebiliyor. Doğuma kadar sadece cinsel uyarı noktaları olarak algılanan vajina ve göğüsler, aniden bebeğin doğumunu ve beslenmesini sağlayan bölgelere dönüştüğü için erkek eşinden uzaklaşabiliyor. Cinsel partner imajına bir de aile kavramının eklendiği düşünülürse; özellikle kadınlar annelik rolünü gereğinden fazla kutsallaştırabiliyor ve doğumdan sonra cinselliğe karşı daha mesafeli yaklaşabiliyor.
Uykusuz Geceler
Doğumun ardından geçirilen uykusuz geceler, iki üç saatte bir tekrarlanan emzirme işlemi; ailenin yaşantısını tam anlamıyla altüst ediyor. O güne dek sadece birbirine odaklanan çiftler, doğumun ardından neredeyse tüm ilgiyi çocuğa yöneltiyor. Bir yandan yeni bir yaşama uyum sağlamaya çalışmanın gerginliği, bir yandan da eşinden eskisi kadar ilgi görememenin yarattığı sıkıntı, cinsel isteksizliğin oluşmasına yol açıyor.
Acaba Çirkinleştim mi?
Doğum sonrasında daha fazla salgılanan 'prolaktin' hormonu, cinsel isteksizlik ve vajinal kuruluğa neden oluyor. Kadınlarda bu hormonun aşırı salgılandığı emzirme döneminde cinsel isteksizlik ciddi boyutlara ulaşıyor. Doğum sonrasında ortaya çıkan cinsel isteksizlikte, estetik kaygılar hayli önemli rol oynuyor. Estetik kaygılar yüzünden kendini beğenmeyen kadın, sevişme sırasında zihnini sürekli bedeniyle meşgul ediyor. Bu da cinsel ilişkiden zevk almasını önlüyor. Ayrıca eşini eskisi kadar bakımlı bulmayan erkek de cinsel yaşamdan uzaklaşıyor.
Sorunlar Çözümsüz Değil!
Cinsel sorunların tedavisi, altta yatan nedene göre değişir. Kimi zaman kadın hastalıkları ve doğum uzmanı ile psikiyatristin birlikte çalışması yarar sağlıyor. Erkekler için devreye ürolog da girebiliyor. Cinsel soruna yol açan faktörler tespit edildikten sonra çifte cinsel terapi uygulanabiliyor, nefes ve gevşeme egzersizleriyle bazı cinsel egzersizler veriliyor. Genellikle 6–12 hafta sonrasında başarılı sonuçlar alınabiliyor. Bunların yanı sıra, yoğun bireysel psikoterapi öneriyoruz.
Psikiyatri Uzmanı
Dr. Özay Özdemir