Güncelleme Tarihi:
Hamileliğiniz süresince vücudunuzda bağışıklık, hormon ve damar sisteminizi etkileyen önemli, bir takım olaylar meydana gelir. Bu değişiklikler, derinizde patolojik ve fizyolojik bazı süreçleri başlatabilir.
Deri renginizde koyulaşma (Pigmentasyon artışı), saç volümünüzde artış, vücudunuzda özellikle karın ve kalçanızda çatlak (Stria) oluşumu, artmış östrojen düzeylerinize bağlı olarak bacaklarınızda meydana gelen varisler ya da ödem, ellerinizde oluşan kızarıklıklar da hamileliğinizde başınıza gelmesi muhtemel olan durumlardandır.
Ekrin ve apokrin ter bezlerinizde de, hamilelik sürecinde fonksiyon artışı gözlenir. Ekrin ter bezleriniz, vücudunuzda yaygındır, apokrin ter bezleriniz daha çok koltukaltı, ense, göğüs ve pubis bölgenizde yer alır. Normalde vücut metre karesi başına, dakikada 1 mili litre ter salgılarken, hamileliğinizde bu miktar 40 katına kadar çıkabilmektedir. Hamileliğinizin 8. haftasından itibaren bu durumu yaşamaya başlarsınız ve sonuç olarak da miliarya (İsilik), hiperhidrosis (Aşırı terleme) ve buna bağlı ekzema geçirme oranınız artar.
Özellikle, koltuk altlarınızda terlemenizin artması sonucu oluşan, sürekli ıslak bir görüntü de kendinizi mutsuz hissetmenize, sosyal ve iş hayatınızda sorunlar yaşamanıza neden olabilir. Pek çok anne adayı bu sorunla baş edebilmek için deodorant, parfüm ve antiperspirant ürünlerin kullanımını artırmakta ve aslında bu tip kozmetik ürünler içerisindeki alerji meydana getirme potensleri bulunan kimyasal maddelere yoğun bir şekilde maruz kalmaktadır. Hamilelik sürecinizde etkisinde kaldığınız kimyasal maddeler, korku ve endişe yaşamanıza neden olabilir.
Reçete ile süre kullanılan bazı ilaçların fetus üzerinde olumsuz etkileri olduğu bilimsel araştırmalarla kanıtlamış olmasına karşın, halen piyasada yer alan deodorant, parfüm, şampuan ve diğer cilt bakım ürünlerinin, fetus üzerine zarar verici etkilerinin olup olmadığı konusunda yeterli bir çalışma yapılmamıştır, ancak şimdiye kadar herhangi bir problem de rapor edilmemiştir. Ayrıca Amerika Birleşik Devletlerinde, “Food and drug administration (FDA)” adlı komite, tüm kozmetik maddeleri teratojenik (Bebekte anomali yaratan), kanserojenik (Kansere neden olan) ve toksikolojik (Organizma için zararlı) açıdan incelemektedir. Bu etkileri olmayan maddeleri içeren kozmetik ürünlerin pazarlanması için izin verilmektedir. Ülkemizde de izinli kozmetik ürünlerde kullanılan maddeler, ABD’deki komitenin onayladığı maddelerden yapılmaktadır. Dolayısıyla bu ürünlerin bilinen teratojenik, kanserojenik ve toksikolojik etkileri yoktur.
Günlük olarak kullandığınız bazı antiperspirant deodorantlar (Aliminyum chlorohydrate, aluminium zirconium içerir) ter bezlerinizi tıkayıp, terlemenizi engellerler, ancak bazen derinizde kızarıklık ve şiddetli kaşıntı ile seyreden irritan kontakt dermatite (Tahriş dermatiti) neden olabilirler. Krem şeklindeki antiperspirant deodorantların allerjik reaksiyonlar meydana getirme potansiyali oldukça az iken roll-on deodorantların ise oldukça yüksektir.
Parfüm ve Deodorant Kullanımı
Parfümler içeriğinde çok fazla kimyasal maddeler içerdiğinden, alerjik deri reaksiyonlarınıza neden olan kozmetikler arasında birinci sırada yer alır. Eğer deodorant veya parfümlere karşı alerjiniz varsa, bu ürünleri kullandığınızda cildinizde şiddetli alerjik deri reaksiyonlarını başlayabilir. Hamileliğinizde böyle bir durumla karşılaştığınızda, tedavi amaçlı kullanabileceğiniz ilaçlar, özellikle hamileliğinizin 3. ve 8. haftaları arası fetüs gelişiminiz sırasında sınırlı kalabilir. Bu dönemden sonra kullandığınız ilaçların ise, bebeğiniz ve hamileliğinizin sağlığı için olumsuz durumlar oluşturabilir. Bu nedenle, hamileliğiniz süresince, mümkün olduğunca doğal maddelerden yapılmış deodorant veya parfümleri tercih etmelisiniz. Özellikle seboreik dermatit, atopik dermatit gibi, zaten var olan endojen (İçsel) deri hastalıkları bulunan gebelerde kozmetik ürünlere karşı allerjik reaksiyonlar daha şiddetli olabileceğinden deodorant ve parfüm gibi kozmetik ürün tercihlerinde daha seçici davranmaları önemlidir.
Pratik Önlemler
Hamileliğiniz sizin için her yönüyle dikkat ve bakım isteyen bir süreçtir. Sağlıklı bir bebek sahibi olmanın yanında, kendinize de özen göstermeniz gerekir. Hamilelik döneminizde bir takım hormonlarınızın etkisi ile oluşan fizyolojik deri değişikliklerinizin, patolojik hale gelmesini engellemek için basit önlemler alabilirsiniz. Böylece hamileliğinizi çok yoğun cilt problemleri ile karşılaşmadan sürdürmeniz mümkün olabilir.
Hamilelikte çok sık olarak karşılaşılan “Gebelik maskesi” adını verdiğimiz, yüzde pigment artışı sonrası oluşan kahverengi leke gelişimini en az 20 faktörlü bir güneşten koruyucu kullanarak engellemeniz mümkündür. Terlemenizin artması sonucu gelişebilecek hiperhidrosis (Aşırı terleme) için ise, her gün yıkanmayı bir alışkanlık haline getirmeniz, yıkanırken kullandığınız suyun 37–38 derece civarında olmasına dikkat etmeniz ve banyo sürenizi 15 dakikayı geçmeyecek şekilde düzenlemeniz yeterli olacaktır. Haftada bir kezden daha sık vücudunuza kese uygulamanızı da önermiyoruz.
Banyonuz sonrası cildinizi mutlaka nemlendirmelisiniz. Deodorant, parfüm ve antiperspirant kullanımının, fetusunuz üzerinde herhangi bir teratojenik etkisi olduğu saptanmamış olmasına karşın, özellikle atopik dermatit gibi alerjiye yatkınlığınızda, bu tip kozmetik ürünleri seçerken özenli davranmanız, mümkün olduğunca az katkı maddesi içeren “doğal” ürünleri tercih etmeniz gerekir. Kullandığınız tüm kozmetik ürünlerin, FDA tarafından onay alınmış olmasına dikkat etmelisiniz.
Deri Hastalıkları Uzmanı
Dr. Elif Gürgen Ersoy