Güncelleme Tarihi:
Dans etmek dünyada artık bir spor dalı ve sağlık merkezi gibi algılanıyor. Dans edenlerin çok daha sağlıklı bir bedene ve ruh yapısına sahip olduğunu da görüyoruz. İşte, bu konuda bildiklerimiz bize yetmedi ve dansın kralı olan Aytunç Bentürk’ün kapısını çalıp daha fazla bilgi istedik. Çok eğlenceli bir sohbet eşliğinde inanılmaz gerçekler ve hikayeler dinledik.
(Aytunç Bentürk ve eğitmenlerinin mini dans dersi verdiği aşağıdaki videoyu mutlaka izleyin!)
İstanbul Koşuyolu’ndaki kendi ismiyle anılan bir dans akademisinde eğitimler veren Aytunç Bentürk, yıllardır edindiği tecrübelerini öğrencileriyle paylaşıyor. Yılda yaklaşık 1500 kişiye eğitim veren Bentürk, okulundaki eğitimlerden dansın kişilere neler kazandırdığına, başarı hikayelerinden dans türlerine kadar birçok konuda bilgiler aktardı.
Yılda 1500 kişi hiç de küçümsenecek bir rakam değil. Bu ilgiyi neye bağlıyorsunuz?
Televizyondan gelen popülerliğin büyük etkisi vardır tabii ama bence en önemlisi, Aytunç Bentürk Dance Academy kursiyerlerini oyalamıyor oluşumuz. Hemen öğrenmesinin peşindeyiz biz. Onlar öğrenip gitsin ki yeni öğrenciler gelsin, daha fazla kişi öğrensin, hiç kimse de sıkılmasın. Şu kadarını söyleyeyim: 6 hafta eğitim alan biri rahatlıkla çıkıp pistte güzel güzel dans edecek aşamaya gelir. Dünyanın her yerinde bu böyle. Biz de 16 yıldır bu ilke ile hareket ediyoruz.
Öğrencilerinizin yaş aralığı nedir? Her gruba aynı eğitim mi veriliyor?
4 yaşından 75 yaşına kadar öğrencimiz var. Örneğin; 4 yaşındaki grubumuz jimnastikle başlıyor. 6 yaşından sonra baleye, 1-2 yıl sonra da istediği dans türüne yönlendiriyoruz. Bu sıralamanın şöyle bir önemi var: Çocuk için 2 yıl jimnastik yapması yeterlidir. Bu süreç uzatıldığında çocuğun boy gelişimi bundan olumsuz etkileniyor. O nedenle 2 yıldan sonra bale yaparak uzamasına ve daha dik bir vücut yapısı kazanmasına da katkı sağlamak gerekiyor.
Çocuğun fiziksel ve ruhsal gelişimine nasıl bir etkisi oluyor dansın?
Çok esnek oluyor bir kere. Düştüğü zaman kendini daha iyi koruyor ya da düşmüyor. Çünkü dans eden birinin düşmesi zordur, bir şekilde dengesini kurup toparlanır. Onun dışında el, göz koordinasyonu da gelişiyor.
Psikolojisine yansıması ise daha heyecan verici. Öz güveni artıyor, daha konuşkan oluyor, kazanmayı ve kaybetmeyi öğreniyor. Size güzel bir örnek vereyim. Bir anne çocuğu getirdi buraya. Çocuk hiç kimseyle konuşmuyordu. Psikologlara dahi götürmüşler bu sorunu yüzünden. Dansa başladıktan 1 yıl sonra biz çocuğu susturamaz olduk. Benzer bir örnekte de yemek yemeyen bir öğrencim vardı, dans sonrası iştahı baya açıldı:)
Peki, yetişkinler açısından durum nedir?
Öncelikle bunu bir spor olarak kabul edip yapıyorlar. Vücutları esnekleşiyor, estetik bir görüntü kazanıyorlar hem de ruhen rahatlamış oluyorlar. Dans edenler hiçbir şey düşünmüyor.
Sağlık sorunu olanlar için ne yapıyorsunuz?
Bazı doktorlar dans etmeyi öneriyor zaten. Özellikle psikolojik sorunlara ilaç niteliğinde dans. Onun dışında eklemlerinde sıkıntısı olanlar da geliyor. Önce doktora yönlendiriyoruz sonra dans etmeye başlıyoruz. Kemik erimesi, romatizma, kas ağrıları hatta cam kemik hastalığı olan bile vardı. Akrobatik hareketlerden kaçınıyorlar ama yaptıkları kadarı bile ağrılarından kurtulmaya yetiyor.
Gelelim vücudu formda tutan danslara. Hangi dansı ne için tercih edelim?
Bel bölgesini çalıştırmak isteyenler için oryantal en mantıklı seçim olur. Burada da bayanlar tarafından çok talep görüyor oryantal dersleri. Saatte neredeyse 1000 kalori yakıyorlar yaparken.
Vücut duruşunu düzeltmek için ise alternatif çok fazla; cha cha, rumba, samba, vals, jive, pasadoble, quickstep, foxtrot… Bunların hepsi sopa yutmuş gibi durdurur insanı:)
İŞTE, AYTUNÇ BENTÜRK'TEN MİNİ DANS DERSİ! SALSA VE TANGO YAPMAYA BAŞLAMAK İÇİN HAZIR OLUN.
[video=hurriyetaile_video/aytuncdans.flv]
Peki, dansı bırakınca bu etki kaybolur mu?
Gitmez ama danstaki figürleri unutabilirsiniz. Vücudunuzun şekli şemalı bozulmaz.
Ne kadar süre devam etmek gerekiyor?
Maksimum 1 ya da 1,5 yıl şart ama düzenli olmak koşuluyla. Artı şunu da söylemek istiyorum ki; dans bütün kadınları güzelleştiriyor. 3-4 ay sonra fark ediyorsunuz bu değişimi. Duruşu, giyinmesi, oturup kalkmasına bile yansıyor ve bütünüyle daha estetik görünüyor kadınlar.
Dansa bu denli gönül vermiş birinin dansa başlama hikayesini de merak ediyoruz tabii. Biraz anlatır mısınız nasıl başladığınızı?
Hiperaktif bir çocuktum ben ve kesinlikle yerimde duramazdım. O kadar ki, neredeyse iple zapt ediyorlardı. O yüzden kendimi bildim bileli dans ediyorum. Çocukluğumdan itibaren de büyüklerle birlikte dans yarışmalarına katılmaya başladım. Bir süre sonra babam dans tutkumu fark ettiği için beni Tolga Han’ın dans kursuna götürdü. Daha sonra seçmeler geldi ardından TV programları. Tolga Han ile Türkiye’nin her yerini gezdim, gösterilere çıktım.
İlk Komedi Dans Üçlüsü’nü kurduk ama televizyona biz uyarlamadık:) Çok beğenildi tabii ve ben ardından kendimi daha fazla geliştirmeye başladım. Yonca Evcimik ile tanıştım ve uzun yıllar birlikte çalıştık. O yıllarda Yonca’nın aklına Birkaç İyi Adam ve Çıtır Kızlar isimli müzik gruplarını oluşturma fikri geldi. Bir anlamda şakayla başladı ve gerçeğe dönüştü.
Müziğe ilginiz var mıydı o güne kadar?
Yonca’ya bazı şarkılarında vokal yapıyorduk. Onun haricinde bir çalışmam yoktu. Birkaç İyi Adam da o dönemde sevildi, bir süre devam ettik ama hemen hemen her grupta olduğu gibi dağılmak kaçınılmaz oldu. Faruk Kurukaya solo albüm yaptı, biz de Murat İnce ile dans etmeye devam ettik.
Latin dansları ile hep ilgili miydiniz ?
İlgim grup dağıldıktan sonra başladı ve tamamıyla ona ağırlık verdim. Yurt dışından gelen hocaların çalışmalarına katıldım. 2001 yılında Türkiye Salsa Şampiyonası’nda 1. oldum. Ardından yurt dışındaki tüm kongrelere katılmaya başladım ve dünya şampiyonalarına katıldım. 2004 yılında hem Avrupa hem de Dünya Kupası’nı kazandım. 2005 yılında ise dünyanın en zor yarışması olan Mayan Salsa Şampiyonası’na katıldım ve şampiyonluk elde ettim. O yıldan sonra yarışmalara bir müddet ara verdim. Aslında aklımda son bir dünya şampiyonasına katılıp öğrencilerimle yarışmak vardı ki hala var.
Son olarak; geleceğe yönelik yapmayı düşündüğünüz projeler var mı bunlardan başka?
Büyük bir dans tiyatrosu kurmak istiyorum. Seyirciler geldiği zaman tüm dünya danslarına doymalılar. Halk oyunlarından Latin danslarına kadar hepsi olmalı. Ne zaman hayata geçiririm bilmiyorum ama yaptıktan sonra ülke ülke dolaştırmak istiyorum bu oluşumu. Son olarak şunu da ekleyeyim: “Hiç kalbin kırılmamış gibi sev, kimse izlemiyormuş gibi dans et!” :)
Röportaj: Hanife Yaşar
Görüntü Yönetmeni: Halil Yücer