Güncelleme Tarihi:
Dr. Buğra Buyrukçu, Amerika’da yapılan bir çalışmayla D vitamininin koronavirüse yakalanma riskini yarı yarıya azalttığının, ölme riskini düşürdüğünün kanıtlandığını söyledi. D vitamini, yüksek doz C vitamini ve çinkonun, virüs üzerindeki etkilerinin ortaya çıkmasıyla birlikte “kontrolsüz ve bilinçsiz” vitamin kullanımının arttığına dikkat çeken Dr. Buyrukçu, “Virüsten korunalım derken hayatınızı başka yollardan tehlikeye atmayın” uyarısında bulundu.
Obeziteden kansere kadar…
D vitaminin bir vitamin değil, vücudumuzda kalsiyum emilimini kolaylaştıran hayati bir hormon olduğunu söyleyen Buyrukçu, “D vitaminin ana kaynağı güneştir. Güneş ışını ile deride sentezlenir ve aktifleşmesi için önce karaciğere, sonra böbreğe gider. Dünyada 1 milyar kişide bu vitamin eksikken, güneş yönünden zengin olmamıza rağmen ülkemizde de D vitamini eksikliği yaygındır. D vitamini eksikliği obeziteden kansere kadar pek çok hastalığa yakalanma riskini arttırabilir. Depresyon, yorgunluk, sık sık gribal enfeksiyona yakalanma ve kemik ağrılarının sebebi de D vitamini eksikliği olabilir. D vitaminini yalnızca kemik ve bağışıklık sistemini güçlendiren bir hormon olarak görmemek, genlerimizi harekete geçiren sihirli bir değnek olarak değerlendirmek gerekir” dedi.
Fazlası da zarar, eksikse önce güneş
Dr. Buyrukçu, D vitamini eksikliği kadar fazlasının da zarar olduğunu bildirdi. Hekim kontrolünde ve değerlere bakılmadan alınan yüksek doz damla, hap veya enjeksiyonların zehirlenmelere, böbrek ve kalp sorunlarına hatta ölüme neden olabileceği uyarısında bulunan Buyrukçu, “Bir insanda normal D vitamini değeri 30’un üzerinde, 50-60’ın arasında olmalıdır. Daha altındaysa takviye gerekir. Öncelikli takviye en güçlü D vitamini kaynağı güneştir. Mayıstan aralık ayına kadar günde yaklaşık yarım saat eller, kollar, yüz ve bacaklar çıplak şekilde dik gelen güneşe maruz bırakılmalıdır” diye konuştu.
Mutfağınızdan bunları eksik etmeyin
D vitamini eksikliğinin tespiti halinde güneş ışınlarından faydalanmanın yanı sıra doğal besin kaynaklarına başvurulması gerektiğini de söyleyen Buyrukçu, şöyle devam etti: “Kış ayları yaklaşırken güneş ışığından daha az faydalanacağız ama D vitaminini besinlerle yerine koyacağız. En güçlü D vitamini kaynakları arasında mantar, peynir, yumurta sarısı, hayvansal yağlar, balık, özellikle somon, maydanoz, ısırgan otu, süt, ayran, kefir ve yoğurt gibi süt ürünleri, patates, yulaf, sığır akciğeri ve portakal suyunu sayabiliriz. Bütün bu gıdaları ev tipi beslenmemize takviye ettiğimizde kış aylarında da D vitaminimizi normal değerlerinde tutabiliriz.”