Güncelleme Tarihi:
Grip genellikle yıl içerisinde Ekim ayından başlayarak Nisan başına kadar olan dönemde sık görülür. Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) tarafından, oldukça bulaşıcı olan gripten korunmanın en etkili yönteminin aşılanma olduğu, her yıl vurgulanıyor. Uzm. Dr. Hakan Evren, de, gripten korunmanın en etkili yöntemin grip aşısı yaptırmak olduğunu belirtti. Özellikle hastalığın ağır seyrettiği, hatta ölümlerin görülebildiği risk grubundaki kişilerin, grip sezonu öncesi ve sezon süresince grip aşısı yaptırmaları gerektiğine dikkat çekti.
Mevsimsel grip, domuz gribi, kuş gribi gibi influenza virüslerinin A, B ve C olmak üzere üç tipi bulunuyor. İnsanlarda grip enfeksiyonuna en sık neden olan influenza A virüsünün konak yelpazesi de oldukça geniş. İnsanlar dışında, kuşları, atları, balinaları ve diğer hayvanları enfekte edebiliyor. Yaban kuşları ise bu virüslerin doğal konağıdır. B ve C tipleri ise sadece insanlarda enfeksiyona neden olur.
Kış sezonunda kapalı ve kalabalık ortamlardan uzak durun
Gripten korunmak için önerilerde bulunan Evren, “En yoğun dönemine, insanların kapalı alanlarda daha çok vakit geçirdikleri kış aylarında ulaşan influenza virüsleri, hasta kişiden diğer kişilere kolaylıkla bulaşabilmektedir. Grip genellikle konuşma, öksürme ve hapşırma gibi davranışlar ile etrafa saçılan ve virüs içeren damlacıkların, sağlıklı kişilerin ağız, burun ve göz mukozalarına geçmesi ile bulaşır. Daha nadir de olsa virüs içeren damlacıklarla kirlenmiş yüzeyler, hasta kişiler tarafından dokunulan araç ve gereçler de bulaşa neden olabiliyor. Aynı Covid-19 hastalığında olduğu gibi mümkün olduğunca kalabalık ve kapalı ortamlardan uzak durulması, hasta kişiler ile temas etmemeye, sarılmamaya ve tokalaşmamaya çalışılması, ellerin sık sık yıkanması ve kişisel hijyen kurallarına dikkat edilmesi gerekiyor” dedi.
38 derecenin üzerinde ateş, kas ve eklem ağrıları genellikle grip bulgularıdır
“Herhangi bir yolla influenza virüsü ile karşılaşan duyarlı kişilerde, yaklaşık 1-4 gün sonra klinik bulgular görülmeye başlar” diyen Hakan Evren, “Burun akıntısı, boğaz ve baş ağrısı, öksürük ve ateşle (38C’nin üzerinde) başlayan bulgulara halsizlik, terleme, eklem ve kas ağrıları eklenir. Bazı yaş gruplarında, gözlerde kızarma ve bulantı, kusma, ishal bulguları da olabilir. Kişilerin bağışık durumlarına veya virüsün tipine göre, bazı kişilerde hastalık alt solunum yollarına yayılarak ölümcül olabilen zatürreye neden olabilir” diye konuştu.
Toplumda sık görülen soğuk algınlığı (nezle) bulguları ile gribin birbirinden ayırt edilmesi gerektiğini belirten Evren, gribin, 38 derecenin üzerinde ateş, kas ve eklem ağrıları gibi daha ağır şikayetlerle seyrettiğini, bu nedenle nezleden oldukça farklı bulguları olduğunu söyledi.
Erken başlanan grip tedavisi iyileşme sürecinde daha etkili
Hasta kişilerin hekim önerisi olmadan ilaç kullanmaması gerektiğini belirten Uzm. Dr. Hakan Evren, yapılan çalışmaların tedavi edilebilen bir hastalık olan grip için olabildiğince erken tedavi başlanmasının önemine dikkat çekerek, “Hastalık belirtileri başladıktan sonraki ilk 48 saat içerisinde başlanan tedavinin daha etkili olduğu bilinmelidir. Ayrıca grip olan kişiler bol sıvı almalı, beslenmelerine dikkat etmeli, ellerini sık sık yıkamalı, öksürme ve aksırma sırasında ağızlarını kâğıt mendille, mendil yoksa kolun iç yüzü ile kapatmalı, mümkün ise birkaç gün evde istirahat etmelidir. Dünyada bilimsel çalışmalar ile gripten korunmanın en etkin yolun aşı olduğu gösterilmiştir. Bu nedenle grip sezonu öncesinde ve grip sezonu süresince özellikle hastalığın ağır seyrettiği ve hatta ölümlerin görülebildiği risk grubundaki kişilerin grip aşısı yaptırmaları önerilmektedir. Covid-19 pandemisinde aşı olmanın önemi daha da artmıştır” ifadelerinde bulundu.