Güncelleme Tarihi:
Korku, görünen ya da görünmeyen tehlikeler karşısında canlının kendini korumasına olanak tanıyan bir tepkidir. Güçlü bir heyecan türüdür. Korku, normal gelişimin bir parçasıdır ve kişinin kendisini tehlikelerden sakınmasını sağlar.
Korkunun en yoğun olduğu dönem 3 ile 11 yaş arasıdır. Bebeklik döneminde her yeni şey korkutucu olabilir ancak çocuk büyüdükçe bu korkular azalacaktır. Yaş dönemlerine bağlı olarak korku duyulan durumlar değişiklik gösterecektir. Örneğin okul öncesi döneme kadar hayali varlıklar, karanlık, vahşi hayvanlar vb. korku nedeni iken yaş büyüdükçe daha kişisel korkular ortaya çıkar; anne babanın tartışması, boşanma, kayıp, okul başarısızlığı gibi… Yaş büyüdükçe korkular yetişkin profiline biraz daha benzerlik gösterir.
Korkuların doğuştan geldiği veya sonradan öğrenildiği gibi farklı görüşler vardır. İnsan daha doğar doğmaz her şeyi kaydetmeye başlar. Çevresindeki insanların anne babasının benzer veya farklı olaylara verdikleri tepkileri öğrenir. Büyüdükçe verdiği tepkiler benzerlik gösterir. Örneğin doğa olaylarından korkan bir annenin yağmur yağdığında ve gök gürültüsü olduğunda verdiği tepkiyi sürekli gören bir çocuk içinde bu tip doğa olayları korkutucudur ve verdiği tepkiler benzerdir.
Ailenin tutumu da çocuğun korkularının pekişmesinde veya onlarla baş etmesinde önemli yer tutar. Karanlıktan korkan bir çocuğun uykuya geçiş sürecinde oda lambasının kapalı olması gerekliliği ile ilgili baskı çocuğun korkusunun artmasından başka bir işe yaramayacaktır. Odasının güvenli olduğunu hissettirecek kadar yapılan aydınlatma bu süreci daha rahat atlatmanızı sağlar. Korkular zamanla geçer ancak korkuyla baş etmede kullanılan yöntemler eğer doğru değilse süreci çok uzun ve yıkıcı hale getirebilir.
Ailelerin davranış eğitimi ile ilgili tehdit içeren yaklaşımları da çocuklarda korkuyu tetikler. Anne babaların söylediklerini çocuklar olduğu gibi algılar. Örneğin “Bu kadar yaramaz olursan ben hasta olurum, sonra da ölürüm” cümlesi çocukta anne- baba kaybı ile ilgili korkuyu arttırır. Ebeveynlerin hasta olmaları onların öleceği anlamını taşır.
0-2 yaş: Bu dönemde ses, korku yaratan uyarıcılar arasında birinci sırada gelir.
2-3 yaş: Bu yaş grubundaki çocuklar yüksek seslerden, elektrik süpürgesinin çıkardığı sesten, gök gürültüsünden, hayvanlardan korkar.
3-4 yaş: Bu dönemde bu korkulara karanlık, dilenci, hırsız, öcü, annenin desteğini kaybetme ya da anneden uzak kalma korkusu eklenir.
5 yaş: Fazla korkulu bir yaş değildir, daha çok somut korkular görülür. Çocuklar bu dönemde daha ziyade düşüp yaralanmaktan, köpekten korkar.
6 yaş: Bu yaşlarda korkularda yeni bir artma gözlenir. Özellikle karanlık, hayalet, hortlak, cadı, şimşek, yalnız uyuyamama ve benzeri korkular üst düzeydedir. Bazı çocuklar yataklarının altında bir şey olduğuna inanır ve anne babalarına yataklarının altını sürekli kontrol ettirmek ister. Ayrıca izledikleri filmlerin etkisinde çok kaldıkları için çocukla birlikte izlenecek filmler dikkatle seçilmelidir.
Okul dönemine geçişte hayali korkularda azalma olur. Korkular daha çok gerçek yaşamla ilgilidir; okul başarısı, anne baba kaybı veya ayrılığı gibi.
Ergenlik döneminin başlangıcında korkularda kısa süreli bir artış olur; karanlık korkusu ve yalnız kalma korkusu gibi.
Çocuklar korktuklarını çoğu zaman davranışlarıyla gösterir:
Not: Bazen çocukların korkuları mantıksızdır ve çocuklar bu korkularını açıklayamazlar. Korkuları kaybolana kadar desteğinize, vereceğiniz güvene ihtiyaçları olabilir.
Psikolog Meral Baskan