Güncelleme Tarihi:
Çocuklar özellikle yaşam içindeki hareketliliğini sağlarken kas iskelet sistemini ve hareket sistemini kullanıyorlar. Bu hareket sisteminde oluşan tüm bozukluklar çocukluk çağı romatizmaları olarak ortaya çıkıyor. Çocukluk çağı romatizmaları içinde en önemlisi özellikle eklemlerde şişliğin ön planda olduğu Juvenil İdiopatik Artrit adını alan bir hastalık. Bu grup hastalıklarda da eklemlerde; şişliklerle birlikte hareket kısıtlılığı, ağrı ve sıcaklık artışı olabiliyor. Tüm bu bulgular çocuklarda benzer bulgularla birlikte ortaya çıkabiliyor. Ana amaçlardan ilki iltihabi süreci baskılamak ve var olan aktif hastalığı inaktif hastalık haline getirmek, ikincisi ise hastalarda oluşabilecek sakatlıkların önüne geçebilmek.
Çocukluk çağı romatizması yaygın bir hastalık mı?
Çocukluk çağı romatizmalarının homojen olmayan ve çok yaygın bir hastalık olduğunu belirten Prof. Dr. Özgür Kasapçopur: “Hastalığın çok farklı alt grupları var. Bunları belirtecek olursak, Sistemik JİA yüksek ateşle birlikte karşımıza gelen, yüksek ateşin eşlik ettiği gövdedeki döküntü, kalp zarında sıvı toplanmasıyla birlikte özellikle vücudun tüm büyük ve küçük eklemleri yani parmak eklemleri, diz eklemleri, dirsek eklemleri tutan bir romatizmal hastalık. Tutulma eklemin normaldeki fonksiyonunu yapamaması demek. Bu romatizmal hastalıklar Tutulmayla birlikte ağrı şişlik, kızarıklık, ısı artışı, hareket kısıtlılığı gibi bir bulguların da olmasıyla anlaşılıyor.”
Bir diğer farklı tipin ise Oligoartiküler JİA adı verilen tip olduğunu ifade eden Prof. Dr. Özgür Kasapçopur: “Bu tip küçük yaştaki kız çocuklarında görülüyor. Çocuk, erişkinin küçük bir kopyası değil. Erişkinde olan bütün hastalıklar çocukta da görülebiliyor ama bu tip erişkinde görülmüyor ve çok belirgin olarak küçük yaşlardaki kız çocuklarında özellikle büyük eklemlerde, yani dizlerde ve ayak bileklerinde şişlikle birlikte karşımıza çıkıyor. Küçücük bir çocuğun eklemi şişiyor, yürüyemiyor. Bu farklı tipte yine karşımıza çıkan en önemli bulgulardan biri göz tutulumu oluyor. Gözün damar tabakasında bir iltihaplanma meydana geliyor ve hastalığı tanımlamada gecikilecek olursa gözün damar tabakasında Oluşan iltihabın tedavisi de gecikebiliyor.
Bir diğer farklı tipin çoklu eklem tutulumu yani Poliartiküler bazlı eklem tutulumları olduğunu belirten Prof. Dr. Özgür Kasapçopur: “Çoklu eklem tutulumu ile olan tipte ise yine yaygın eklem bulguları ile birlikte karşımıza gelen bir durum söz konusu oluyor. Burada da yine bütün eklemler tutulabiliyor. Erişkinde en çok gördüğümüz romatizmal hastalıkların ikinci sıklıkta olanı Ankilozan Spondilit, bu çocukluk çağında entezit ile ilişkili artrit dediğimiz grup olarak ortaya çıkabiliyor; Bu tip çocukluk çağında da görüldüğünde yine entezit ilişkili artrit diyoruz. Erişkinde bel tutulumu ile birlikte oluşan bu tablo çocuklarda topuk ağrısıyla ve eşlik eden diz ağrıları ile birlikte karşımıza geliyor. Çocuklar erken tanı alır ve onları tedavi edersek erişkin döneme geldiklerinde herhangi bir sorun olmadan sağlıklı olarak yaşamlarını sürdürebiliyorlar. Bir diğer tip ise sedefe bağlı romatizma. Çocukluk çağında çok fazla gördüğümüz bu tabloda da sedef hastalığı olduğu zaman çocuklarda sedefe bağlı romatizma ile çok sık karşılaşabiliyoruz.”
Hekimle doğru iletişim neden önemli?
Hastalığın seyri boyunca iki amaç olduğunun altını çizen Prof. Dr. Özgür Kasapçopur: “Çocukları izlerken birincisi hastalığı aktif durumda tutmamaya çalışacağız, ikincisi kalıcı ve sakat bırakıcı eklem değişikliklerine neden olmamasını sağlayacağız. Eğer ki siz çocuğun bu dönemde hastalığını aktif tutmayıp bunları başarırsanız seyri boyunca oluşabilecek birçok sorunu önleyebilme şansını da yakalamış olursunuz. Hastalığın seyri boyunca çocuklarda eklem tutulumları ve ciddi kısıtlılıklar olabiliyor ama süreç içinde hekimle olan doğru iletişimle gerileyebiliyor.”
Çocuklardaki ve yetişkinlerdeki romatizma birbirinden farklı mı?
Çocuğun, erişkinlerin küçük bir kopyası değil tamamıyla farklı olduğunu belirten Prof. Dr. Özgür Kasapçopur şunları söyledi: “Çocukluk çağının her döneminde; süt çocukluğu, oyun çocukluğu, okul çocukluğu, ergenlik dönemlerinde farklı bulgularla ortaya çıkabilen hastalıklarla karşılaşabiliyoruz. Çocukların neredeyse yüzde 50'si çocukluk çağında aldıkları hastalığı erişkin dönemine taşıyorlar ve erişkin döneminde de bu hastalıklarda ciddi sorunlar karşımıza çıkabiliyor. Bunu önlemek için de bu çocuklarda mutlaka erişkin döneme geçtiği anda hastalığı hızla tedavi edip düzeltmek gerekiyor.”
Tedaviye düzenli devam etmek çok önemli
Özellikle hastalığı tanımlama sürecinde çok dikkatli olmak gerektiğini vurgulayan Prof. Dr. Özgür Kasapçopur sözlerine şöyle devam etti: “Bir çocukta 6 haftadan uzun süren bir eklem etkilenmesi var ise bu eklem etkilenmesine eşlik edecek diğer bulguları değerlendiriyoruz. Bunun dışında eklem etkilenmesi ile birlikte oluşabilen diğer bulgular bize önemli yollar gösterebiliyor çocuklarımızda tanıyı daha çok bu saydığım bulgulara göre koyuyoruz. Maalesef Laboratuvar verileri tanı koydurucu değil. İyi bir tedavi çok önemli, tedavide tek bir hekim yok. Bu hastalığı sadece romatizma uzmanı tedavi etmiyor. Fizik tedavi ve rehabilitasyon uzmanları ile birlikte planlanmış çok etkin bir fizyoterapi gerekiyor. Çok iyi bir göz hekimi, diyetisyen, hemşire olması gerekiyor. Ana amaçlarımızdan ilki iltihabi süreci baskılamak, var olan aktif hastalığı inaktif hastalık haline getirmek, ikincisi hastalarda oluşabilecek sakatlıkların önüne geçebilmek. Artık bilimin bize kattığı, iltihabı hızla ortadan kaldıran çok iyi ilaçlar var. Tedavi ile birlikte hastalarımızın yakınmaları da hızla gerileyip kayboluyor ve çocuklarımızın hiçbir yakınmaları da kalmıyor. Bütün bulguları da ortadan kalkmış oluyor Bunlara ek olarak bu çocuklarda tedavinin düzenli olmasına da dikkat ediyoruz.”
Bu hastalığa sahip olan çocukların eğitim hayatı nasıl etkileniyor?
Hastalarının hepsinin düzenli olarak eğitim hayatlarını sürdürmelerini istediğini dile getiren Prof. Dr. Kasapçopur: “Hiçbir şekilde çocukların eğitim hayatlarında aksama söz konusu olmuyor. Çocuklar düzenli egzersiz yaparlarsa, takiplerini sürdürürlerse, ilaç tedavilerini alırlarsa normal bir çocuk ve ilerleyen yıllarda da erişkin gibi hayatlarını sürdürebiliyorlar. Çok sayıda hayatın içinde olan hastamız var, birçok hastamızın hastalığı geriliyor. Hiçbir yakınmaları kalmadan yaşamlarına devam ediyorlar.”
Nasıl beslenmek gerekiyor?
Beslenmede en önemlisinin Akdeniz tipi dediğimiz beslenme tipi olduğunu ifade eden Prof. Dr. Özgür Kasapçopur: “Ekstra olarak romatizmaya iyi gelebilecek beslenme yok ama sağlıklı ve doğal beslenme her zaman her şeyden daha önemli olandır. Bunlara mutlaka dikkat etmemiz gerekiyor. Düzenli beslenme çok önemlidir. Romatizmanın iklimle de doğrudan bir ilintisi yok. “Yağmur yağacak benim eklemlerim ağrıyor” kalıbı tamamen algıdan kaynaklı bir yorum.