Güncelleme Tarihi:
Çocukların kapalı ve kalabalık ortamlardan uzak tutulması gerektiğini belirten Doç. Dr. Ahmet Demir, "Çocuklar soğuk havalarda kalabalık ortamlarda daha fazla vakit geçirmekte ve başta üst solunum yolları olmak üzere damlacık yolu ile bulaşan enfeksiyonlara daha fazla yakalanmaktadırlar. Sonbaharın gelişiyle bademcik iltihapları da artış göstermektedir. Çocukların hastalıkları süresince okul, alışveriş merkezi gibi kalabalık ortamlardan uzak tutulmaları salgın riskini azaltacaktır" dedi.
Kulak ağrısı, kaşıntısı ve akıntısının ciddiye alınması ve hemen hekime başvurulmasını ifade den Ahmet Demir, "Kulak enfeksiyonları, dış kulak yolu veya orta kulak iltihabı şeklinde kendini göstermektedir. Dış kulak yolu enfeksiyonları sonbahar ve kış aylarında artmaktadır. Kulakta ağrı, ateş, akıntı veya kaşıntı olması durumunda vakit kaybetmeden hekime başvurulmalıdır. Orta kulak iltihapları, çocukta işitme kaybı, menenjit, yumuşak doku ve komşu kemik yapılarda enfeksiyon gibi ciddi komplikasyonlara yol açma riski nedeniyle ciddiye alınmalı ve bir uzmana başvurmada geç kalınmamalıdır. Orta kulak enfeksiyonları, sıklıkla üst solunum yolları enfeksiyonuyla birliktelik göstermektedir. Dolayısıyla üst solunum yolu enfeksiyonlarından korunmak, kulak enfeksiyon riskini de azaltacaktır. Orta kulak iltihapları, enfeksiyonuz sıvı birikimi, kronik sıvı toplanması veya akut enfeksiyon şeklinde kendini gösterebileceği için her zaman antibiyotik tedavisi gerektirmez. O nedenle dikkatle incelenmeli ve ilaç kararı doğru verilmelidir" ifadelerini kullandı.
Gözde kanlanma, çapaklanma, batma, yeşil akıntı, göz çevresinde şişme gibi şikayetlerle ortaya çıkan göz enfeksiyonları, erken önlem alınmaz ve doğru tedavi edilmezse tüm göz küresini kapsayan yaygın bir enfeksiyona dönüşebileceğine kaydeden Demir, "Göz enfeksiyonlarının kaynağı genelde; yıkanmamış ellerle göze temas edilmesi ve çocuğun yüzüne karşı enfekte bireyin hapşırması ya da öksürmesidir. Göz enfeksiyonlarından korunmada temel yaklaşım kullanılan su kaynaklarının hijyenik olmasıdır. Diğer önemli nokta el yıkamadır, çocuklara el yıkama alışkanlığı kazandırılmalıdır. Hapşıran, öksüren, aksıran bireyler ve döküntüsü olan çocuklar mümkün oldukça diğer çocuklardan uzak durmalı veya maske takmalıdır" şeklinde konuştu.
Çocukların değişik gıdalarla beslenmeleri, ortamdaki tuvaletlerin temizlik durumu, bağırsak enfeksiyonlarına yakalanma risklerini artırdığını belirten Demir, "Bağırsak enfeksiyonlarından korunmada en önemli yol, el yıkamadır.İshal ve kusma durumlarında dikkat edilmesi gereken bol sıvı alımının sağlanmasıdır. Böylelikle vücudun sıvı, elektrolit ve metabolik dengesi bozulmayacak ve şikâyetler çoğunlukla kendiliğinden iyileşecektir. İshal dönemlerinde özellikle beş gıda günlük olarak bolca tüketilmelidir. Bunlar mikroplara "Beş kardeş" gösterme şeklinde de ifade edebileceğimiz su, ayran, yoğurt, taze sıkılmış meyve suları ve çeşitli çorbalardır. Eğer çocukta kanlı ishal, dirençli kusmalar ve ateş varsa zaman kaybedilmeden doktora başvurulmalıdır. Gerekli testlerden sonra uygun tedaviler planlanmalıdır" dedi.
Doç. Dr. Ahmet Demir, anne babaların alması gereken önlemleri şöyle sıraladı: