Güncelleme Tarihi:
Hijyen kuralları: Bağışıklık sistemi ile hijyen arasında önemli bir bağ vardır. Bunu hijyen hipotezi ile açıklayabiliriz. Bu hipoteze göre ortam sterilliği arttıkça bağışıklık sistemi kendine doğru çalışır ve kendi kendine zarar vermeye başlar. Örneğin, çamaşır suyu gibi maddelerle evin sık sık temizlenmesi çocuğun bağışıklık sisteminin gelişmesini engeller. Çocuk ne kadar çok yaşadığı ortamla ilişkide ise yaşıtları ile ya da toprakla oynuyorsa o kadar bağışıklık sistemi gelişir. Ailenin tek çocuğu olup steril çevrede yaşayan çocuklarda bağışıklık sistemi gelişemez, bu tür çocuklar, kreş veya okulun ilk yılında sık sık hastalanır ve okula gidemezler.
Aşılama: Aşılar, içerdikleri mikroorganizmalarla bağışıklık sistemini uyararak hücresel ve/veya sıvısal bağışıklık yanıtı oluşturur. Böylece hastalık oluşmadan o hastalığa karşı direnç meydana gelir. Ancak şu unutulmamalıdır ki hiçbir aşı temsil ettiği mikroorganizmanın kendisi kadar etkili bir cevap oluşturamaz. Bu nedenle kalıcı ya da uzun süreli bir bağışıklık direnci için aşıların belli aralıklarla tekrarı gerekir.
Yeterli ve sağlıklı beslenme: Bağışıklık sistemi vücudumuzu dış maddelerden, mikrop istilasından ve muhtemel tümör oluşumundan koruyan bir sistemdir. Bebekler, anne karnından çıktığı zaman anneden ve sütten aldığı faktörlerle bu savunma mekanizmasına sahip olarak doğarlar. Fakat zaman içinde düzensiz beslenme, çevremizdeki toksinler, uykusuzluk bu savunma sisteminin zayıflamasına neden olur. Vücudumuzu bakteriler, virüsler, mantarlar gibi mikroorganizmalara karşı koruyan bağışıklık sistemi güçsüzleştiğinde enfeksiyonlara karşı korumasız kalır. Yanlış beslenme, şeker, sigara (pasif içicilik de dahil), çevre ve hava kirliliği bu sistemin zayıflamasına neden olur.
Hareket-spor: Çocuklarda çok sık karşılaştığımız durumlardan birisi de televizyon ve bilgisayar karşısında uzun süre zaman geçirmeleri, yeterli dinlenememe ve uykusuzluktur. Hem bedensel hem de ruhsal yorgunluk, bağışıklık sistemini zayıflatır. Beslenme şekli de bu sistemimizi güçlendirir. Yulaf, tam buğday ekmekleri, kepekli pirinç, kepekli makarna, bulgur gibi kompleks karbonhidratlar dikkatli; bunun yanı sıra protein ve yağ da dengeli bir şekilde tüketilmelidir. Bağışıklık sisteminin hücrelerinin etkinliği için de A, C, E, B12 vitaminleri, folik asit, demir, çinko ve selenyum da önemlidir. Bunların yanında Omega 3 yönünden zengin olan balık, haftada 1-2 kez, bol taze meyve ve taze sebze düzenli olarak sofralarda yer almalıdır. Ayrıca ıhlamur, zencefil, zerdeçal, bitki çayları da günlük tüketilmeye dikkat edilmelidir.
Uyku: Bebeklerin sağlıklı gelişimleri için kesintisiz gece uykusu en az beslenme kadar önemlidir. Çünkü bebekler gerçekten de uyuyarak büyürler. Uyku sırasında, özellikle karanlıkta melatonin hormonu salgılanır. Bu hormonun salgılanması bağışıklık sisteminin güçlenmesinde önemli bir role sahiptir ve aynı zamanda hipofiz bezinin daha fazla büyüme hormonu salgılamasını sağlar. Uyku sırasında bebeğin çalışmayan kasları da çalışarak enerji depoları yenilenir. Bebekler uyurken beyinleri çalışır ve gelişir. Bebek, uyanıkken oyunda öğrendiği bilgileri uyku sırasında organize ederek beynine kaydeder. Böylece beyinde nöronlar arası bağlar oluşur ve güçlenir. Uyku süresi ve kalitesi bütün bu gelişmelerin olabilmesi için çok önem kazanır. İyi uyumuş ve dinlenmiş bir bebek, uyku öncesi depoladığı bilgileri hafızasına düzenli bir şekilde kaydetmiş olarak güne daha enerjik başlar. Böylece uyanıkken yeni şeyler öğrenmeye de istekli olur ve kaliteli oyunlar oynayabilir. Eğer çeşitli nedenlerle bebeğin gece uykusu devamlı bölünürse ve uykusunu yeterince alamazsa, bu bebeğin gelişiminde problemlere neden olabilir.