Güncelleme Tarihi:
Evde Bakım Uzmanı Dr. Tayyar Vardar, alerjiye karşı evde alınması gereken önlemlere dikkat çekerek, hastalıkların taşıdığı riskleri, hastalığın belirtilerini ve teşhisi hakkında önemli bilgiler paylaştı.
Alerjiyi, vücudumuzun bağışıklık sisteminin normal dışı çalışması sonucu, zararsız olarak kabul etmesi gereken maddelere karşı aşırı tepki vermesi durumu olarak tanımlayabiliriz. Alerji, çocukların veya bebeklerin ve ebeveynlerinin yaşam kalitelerinin bozulmasının yanı sıra, hayatı tehdit edici reaksiyonlara da neden olabiliyor. Hemen hemen alerjik hastalıkların tamamın da bu döneme özgü zorluklar yaşanabilir. Ancak, bu durum aileleri korkutmamalı, belirtilerin başladığı bu dönemde erken teşhis ile tanı alındığında iyileşme süreci de hızlanacaktır. Diğer taraftan bazı alerji türlerinin geçici olması da aileler için sevindirici bir durumdur.
Allerjinin, kişilerin yaşantısını olumsuz etkilemesinin yanı sıra bazı türleri hayati risk taşıyabiliyor. Burada en önemlisi “anafilaksi” olarak adlandırılan alerji reaksiyonunu tanımak, anafilaksiye karşı önlem almak ve anafilaksi gelişmesi durumunda neler yapılması gerektiğini bilmek hayati önem taşımaktadır. Anafilaksi; yaşamı tehdit eden sistemik bir reaksiyondur.
Çoğunlukla bağışıklık sistemimizin aracılık ettiği mekanizmalar ile salgılanan başlıca histamin ve bazı maddelere bağlı olarak gelişir. Anafilaksiye neden olan çevresel faktörler alerji ve immünoloji uzmanı olan doktorunuz tarafından mutlaka ortaya çıkarılmalıdır. Anafilaksi çok hızlı gelişen bir reaksiyondur. Dolayısıyla, bu reaksiyona neden olan alerjen maddeye maruz kalındıktan sonra dakikalar içerisinde anafilaksi tablosu ortaya çıkabilir. Bazı durumlarda ise; anafilaksinin belirtileri daha geç saatler içerisinde de ortaya çıkabilmektedir.
Anafilaksiye karşı alınacak önlemlerin başında, bu reaksiyona neden olacak alerjen maddelerden uzak durulması gerekiyor. Ebeveynler olarak çocuklarımızı her ne kadar bu alerjenlerden uzak tutmayı başarsak bile, kreş, okul gibi farklı ortamlarda da bulunabildiklerinden, anafilaksi riskinin olabileceği çocuğun çevresindeki herkes tarafından bilinmesi gerekmektedir. Hızlıca tedavi sağlanabilmesi için, alınacak önlemler arasında bu riski belirten yazıları olan bileklik, kolye gibi tamamlayıcı işaretler taşıması da faydalı olacaktır.
Anafilaktik reaksiyonun gelişmesi durumunda ilk önce yapılması gereken en önemli hayati basamak adrenalin uygulanmasıdır. Bu nedenle çocuğun veya bebeğin bulunacağı her ortamda yanlarında mutlaka adrenalin oto-enjektör bulunmalıdır. Oto enjektör ile adrenalin uygulamasının hemen ardından ise mutlaka bir sağlık kurumuna gidilmesi önemlidir.
Alerji belirtileri ve şiddeti çocuğunuzun/bebeğinizin genetik yapısı, alerjenin türü ve yoğunluğuna bağlı olarak değişebilmektedir. Ancak genel olarak belirtileri şu şekilde sıralayabiliriz;
Bulantı, kusma ve ishal gibi belirtiler, hafif olabileceği gibi ölümcül sonuçlanabilecek anafilaksi kadar da ağır olabileceği unutulmamalıdır.
Alerjinin teşhis edilmesindeki en önemli adım, ebeveynlerin iyi bir gözlem sonucu çocuklarının/bebeklerinin bulgularını tespit etmesiyle başlıyor. Sonrasında, bu belirti ve bulguları ile doğru branşa yönelmeleri ve teşhise yardımcı tahlillerle tanı konulabiliyor.
Alerjik hastalıkların tanısı çoğu zaman çocuğun veya bebeğin yaşadığı şikayetlerle konulabiliyor. Ancak, hem alerjinin varlığının doğrulanabilmesi hem de alerjen maddelerin tespiti için bazı tetkiklerden de faydalanılabiliyor. Ancak, gereksiz tetkiklerin yapılmaması ve sonuçların doğru yorumlanabilmesi de, doğru branş hekimi ve deneyim gerektirdiği de unutulmamalıdır.
Ayrıca, günümüzde bilimsel değeri olmayan testlerin de popülist yaklaşımlarla sıklıkla önerildiği görülse de bu testler konusunda çocuğunuzun alerji ve klinik immünoloji uzmanınızdan görüş almalısınız. Alerjik hastalıkların tanısı sadece laboratuvar testleri ile konulamaz. Bu konuda ebeveynlerin çok dikkatli olması gerekir.
Alerjenlere karşı alınabilecek önlemler, çocuğunuzun veya bebeğinizin neye karşı alerjisi olduğuna göre değişmekle beraber genel olarak dikkat edilmesi gerekenler şu şekilde sıralanabilir:
Çocuğun veya bebeğin alerjisini tespit etmekte en büyük pay yine anne ve babalara düşmektedir. Çünkü çocuğun veya bebeğin herhangi bir maddeye karşı verdiği tepkileri anlık olarak ancak ebeveynler gözlemleyebilir. Bu tepkimeleri gözlemleyen anne babalar için diğer önemli adım; doğru branş hekimine yönelmeleridir. Kulaktan dolma ve bu konuda deneyimi olmayan hekimlere başvurulması durumunda, alerji tanısının doğru konulmasında zaman kaybı olabileceği gibi, bazı durumlarda gereksiz testler yapılabilmekte ya da test sonuçları yanlış olarak yorumlanabilmektedir.
Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Yonca Nuhoğlu, bebeklerin alerjilerden nasıl korunabilmesi gerektiğini anlattı.
Alerji genetik ve çevre faktörlerinin birbiri ile etkileşimi sonucu ortaya çıkar ve bu etkileşim anne karnındayken başlar. Genetik olarak annesinde alerji olan bir çocukta alerjik hastalık görülme oranı %25 iken; hem annede hem babada alerji varsa oran %50’e yükselmektedir. Vücudumuzda bağışıklık sistemi, yabancı maddeyi vücuttan atmak üzere programlanmıştır. Bebek de anneye yabancı bir organizmadır.
Annenin vücudunun bebeği yabancı olarak görüp vücuttan atmaması için bağışıklık sistemi yabancı maddeye tolerans geliştirmeyi sağlayan farklı bir yapıya bürünür. Bağışıklık sisteminin mecburen dönüştüğü bu farklı yapı alerjik reaksiyonlardan da sorumlu olan sistemdir. Dolayısıyla; tüm gebeliklerde annenin vücudu alerjiye yatkın bir özellik kazanır. Bu durumdan dolayı; tüm yeni doğan bebekler alerjiye yatkın bir bağışıklık sistemi ile doğar. Doğduktan hemen sonra çevredeki mikroplarla ve alerji yapıcı maddelerle temas ettikçe bebeğin gerçek bağışıklık sistemi şekillenir.
Yapılan çalışmalarda; bu dönemde alerjiye neden olan maddelerle aşırı temas söz konusu olduğunda eğer genetik zemin de varsa, çocukta vücut yapısının kalıcı olarak alerji yönüne saptığı görülmektedir. Çocukların ilk temas ettiği yabancı madde gıdalardır. Bebeklerde alerjik hastalıklar ilk gıdaya karşı geliştirilen alerji sonucu, atopik dermatit (alerjik egzama) şeklinde başlar. Birçok bebekte atopik dermatit sadece yanaklarda hafif kuruma, sertleşme şeklinde belirti verirken; bazı çocuklarda bu kuruma daha yaygın olur ve egzama şekline döner. Bebeklerde egzamaya sıklıkla kaşıntı eşlik eder. Bebeklerde alerji annenin gözlemi ile saptanır atopik dermatite neden olan alerjilerin başında inek sütü ve yumurta gelmektedir. Bu alerjiler kanda yapılan alerji testleri ile araştırılabilir, ancak bu testler her zaman alerjiyi yakalayamaz. Bebekte alerji olup testlerde çıkmayabilir. Bu nedenle annenin gözlemi çok değerlidir. Eğer bir gıda verildiğinde bebekte döküntüler artıyorsa ve bu durum tekrar tekrar gözleniyorsa; bebeğin o maddeden uzak tutulması gerekir. Anne sütü ile besleniliyorsa annenin de bu gıdadan uzak durması önerilir.
Ev tozu akarı küçük yaşta gıdadan sonra çocuğun ilk tanıştığı alerjendir.Evde daha çok zaman geçiren bebek yerlerde emeklemeye başladıktan sonra ev tozu ile tanışır. Zamanla bir bardağın dolması ve taşması gibi temas devam ettikçe alerjik duyarlılık gelişir ve hastalık ilk belirtilerini vermeye başlar. Alerji bir kez geliştikten sonra tedavisi uzun zaman ve emek gerektirir. O yüzden erken dönemde henüz alerji gelişmemişken bu durumun engellenmesi gerekir. Ailesinde veya kendinde alerjik hastalık olan anne babaların evlerinde halı bulundurmaması önerilir. Halı yerine yıkanabilen kilimler tercih edilmelidir. Bebeklerin yatak ve yorganı ve de yastığı sentetik yıkanabilen malzemeden yapılmalıdır. Yün, pamuk önerilmez. Yatak ve yastık kılıfları her hafta 60 derece suda yıkanmalıdır. Riskli gruptaki bebeklerin yataklarına akar geçirmeyen özel alerji kılıfları önerilebilir.
Aynı ortam çocuk bakım evi ya da kreş için de sağlanmalıdır. Sigara alerji ve astımın en önemli tetikleyicisidir. Gebelikte pasif veya aktif sigara içiciliği bebekte alerji ve astım gelişmesine neden olmaktadır. Hamilelikten başlayarak bebeğin sigaradan kesinlikle uzak tutulması gerekir. Henüz alerji geliştirmemiş ancak ailesinde alerjik hastalık olan sağlıklı bebeklerin yanında bile kesinlikle sigara içilmemelidir. Atopik dermatiti olan çocuklarda astım riski daha fazla olduğundan bu önlem daha da büyük önem taşır.
ÇOCUK HASTALIKLARI HAKKINDA DETAYLI BİLGİ SAHİBİ OLMANIZ İÇİN BU REHBERİ SİZİN İÇİN HAZIRLADIK!
HÜRRİYET AİLE ÖZEL