Güncelleme Tarihi:
Ciddi derecede hipertansiyonu bulunan çocuklarda baş ağrısı, görme bozukluğu, bulantı, baş dönmesi, burun kanaması ve kusma ya da kişilik değişiklikleri gibi yüksek kan basıncı belirtileri ortaya çıkabilir.
Çocuklarda Tansiyon Kaç Olmalı ve Yüksekliği Nasıl Tedavi Edilir?
Hipertansiyon acili şeklinde tanımlanan, konvulzyon (havale), fokal defisitler (bölgesel işlev bozuklukları), inme (felç), kalp yetersizliği ve akut böbrek yetmezliği gibi hayatı tehdit eden bulgular ise başlangıç aşamasında nadir gözlemlenir. Kan basıncı ölçümleri sürekli olarak %95’in üzerinde olan bütün çocuklar tam olarak değerlendirilir. Bu inceleme ise, evre 1 hipertansiyonu olan çocuklarda bir ay, evre 2 hipertansiyonuna sahip olan hastalarda ise bir hafta içinde tamamlanmalıdır. Aynı zamanda çocukların tedavileri de buna göre düzenlenmelidir. Kan basıncı ölçümleri %90–95 arasında olan çocukların ilerleyen yaşlarda hipertansiyona yakalanma risklerinin önemli ölçüde artıyor. Bu nedenle kan basıncı ölçümlerinin yakından izlenmesi gerekir.
Kan basıncı uzun bir süre yüksek seyrederse arterler ve kalbin üzerinde bulunan iş yükü de artar. Beyin ve böbrek gibi diğer organlar da bu nedenle zarar görebilir. Yüksek kan basıncı her zaman bir belirti vermese de vücuda olumsuz bir şekilde etkilemeye devam eder. Uzun dönemde ise, sağlık sorunları yaşama riski artar. Çocuklarda hipertansiyon çok yüksek olduğu zaman baş ağrısı, baş dönmesi, çarpıntı, görme problemleri, burun kanaması ve bulantıya yol açar. Çocuğunuzda ciddi bir hipertansiyon ve bu semptomlardan herhangi biri bulunuyorsa hemen doktora gidilmeniz gerekir.
Hipermetrop Tespit Edilen Çocukta Yapılması Gereken Tetkikler
Çocuklarda hipertansiyon tedavisi sürecinde gerçekleştirilen tetkikler belirtilerden sonra, genellikle ikinci aşamada yer alır. Başlangıç testleri, ikincil hipertansiyonun en fazla görülen nedenlerine (böbrek damarlarının ve dokusunun hastalıkları ile aort koarktasyonu) yönelik yapılmalıdır. Bu amaçla gerçekleştirilen idrar incelemesi, tam kan sayımı, idrar kültürü, serum elektrolitleri, kreatinin, kan üre azotu ve ürik asit seviyeleri ile elektrokardiyografi (EKG), böbrek ultrasonografisi, akciğer röntgeni ve mümkünse ekokardiyografi (EKO) yapılması gerekir. Esansiyel (birincil) hipertansiyonda ise, şişman ergenlerde insülin, açlık kan şekeri ve yağ paneline de bakılması gerekir. Kan basıncı yüksekliği olan hafif olan ergenlerin ailesinde ise, esansiyel (birincil) hipertansiyon bulunuyorsa, tanı genellikle esansiyel hipertansiyon olacağı için, ileri testleri yapmaya da gerek yoktur.
Yapılacak olan ileri testlerle asıl amaçlanan ise, organ hasarının belirlenmesidir. Retinal göz muayenesi ve ekokardiyografi kan basıncı %90’ın üzerinde seyreden böbrek ve şeker hastalarında ya da %95’in üzerinde olan tüm çocuklara yapılması gerekir. Ekokardiyografi ise, hedef organ hasarının genişliğinin belirlenmesinde ve kalbe bağlı oluşan nedenlerin taranmasında kullanılır. Sol karıncık kasında meydana gelen kalınlaşma (sol ventriküler hipertrofi) en belirgin, organ hasarıdır.
Yetişkinlere göre çok daha az retinal değişiklikler gözlenmesine rağmen hipertansiyon sorunu olan çocuklarda göz dibi incelemesi kan basıncı yüksekliğinin uzun süreli gerçekleşen etkilerini ortaya koymaya yardımcı olur. İdrarda protein atılımı, esansiyel hipertansiyonlu bulunan hastalarda erken böbrek ve kalp hasarının belirlenmesinde çok önemlidir. İlaç tedavisinde de asıl hedeflenen şey, hastanın kan basıncını %95’in altına indirmek olarak bilinir. Ama şeker hastalığı, kronik böbrek hastalığı ve hipertansiyona bağlı olarak gerçekleşen hedef organ hasarı bulunuyor kan basıncını %90’ın altına indirmek amaçlanır.