Güncelleme Tarihi:
Hepimiz bir çocuk ağladığında ne tepki vermemiz gerektiği konusunda karmaşa yaşıyoruz. Zaman zaman onların üzüldüğünü düşünüp üzülmesinler diye elimizden gelen her şeyi yapıyor, zaman zaman ise ağlamalarına karşı tahammülsüz oluyoruz. Belki de şımardığını düşünüyoruz. Hatta bazen bağırabiliyoruz. Çoğu zaman onları anlamaya çalışıp neden ağladığını sorguluyoruz. Oysa bir çocuğun bildiği en ilkel yol ağlamaktır. Bebekliği düşündüğümüzde bir bebek ‘karnım aç’ diyebilmek için ağlar. Bir çocuk kıyafetini giyemiyorsa dışarıdan da yardım gelmiyorsa çaresizlikten ağlayabilir. Önemli olan bu gerçek ağlamayı ayırt edebilmek gereklidir.
Çocuklarda ÖFKE nöbeti genellikle 1.5-2.5 yaş civarında sıklıkla görülür. Bu yaşlarda bir çocuk yarım yamalak konuşur çoğu zaman kendini tam anlamıyla ifade edemez, duygularını kelimeye dökemez. Bu sebepler düşünüldüğünde çocuk duygularını kontrol etmekte zorlanır ve kızgınlığı bir anda öfke nöbetine dönüşür.
Öfke nöbeti sırasında çocuklar ağlar, tutturur, kendilerini yerden yere atar hatta başlarını vururlar. Çocuklar saldırgan tavır sergileyebilir. Çocukların öfke nöbeti sırasında verdiği tepkiler mizaçlarına göre farklılık gösterir.
Nöbetler çocukların bağlanma ve bağımsızlaşma arasında yaşadığı çatışmanın bir sonucu olarak ortaya çıkabilir. Bu dönemde çocuklar bağımsız olup çevrede otorite sahibi olmak ister. Kendileri yapmak kendileri seçmek ister. Bunlar gün içinde ebeveyn ile çocuk arasında güç savaşına sebep olabilir. Nöbetler çocukların fiziksel olarak zorlandıkları durumlarda ortaya çıkabilir. Ayrıca bu dönemde çocuk kendini yeterince ifade edemediği için öfke ve hayal kırıklığı kaçınılmazdır. Ayrıca öfke nöbeti; çocuğun aç, yorgun, sıkılmış ve keyifsiz olduğu durumlarda daha çok ortaya çıkar.
Eğer öfke nöbetleri sırasında çocuk bu öfke davranışlarını pekiştitirse bu durum sıklık kazanabilir. Pekiştirme, nöbet sırasında aileden fazla ilgi toplama ya da istediği şeyi elde etme ile sonuçlanırsa gelişir. Böylece çocuk, istediklerini bu şekilde yaptırabileceğini öğrenir.
Öncelikle çocuğun öfke nöbeti hangi durumlarda oluyor, kimin yanında sık sık oluyor ya da genelde nerelerde oluyor bunları anlamak gereklidir. Bu durumlara dikkat ederek, böyle ortamlardan kaçınmak öfke nöbetini önlemek için en etkili adımlardan biridir.
Çocuğa çok ani ve onun hazır olmadığı emirler verilmemelidir. Örneğin arkadaşlarıyla parkta oynan çocuğunuza aniden hadi eve gidiyoruz demek yerine, 10 dakika daha ona daha sonra gideceğiz demek daha doğru bir yoldur.
Çocuklar uykusuzluk, açlık gibi durumlara tahammül edemezler. Bunlara dikkat edip belli bir rutine koymak çocuğun rahatlamasını sağlayacaktır.
Çocuklara seçme şansı tanımak güç savaşlarından kaçınmayı sağlayabilir. Örneğin ‘Bugün pembe mi sarı mı atkıyı takmak istersin?’ sorusunu yöneltmek onlara kontrolü ellerinde olduğunu düşündürdüğü için hoşlarına gider.
Çocukların kapasitesi iyi bilip, onu zorlayacak ya da yapamayacakları isteklerde bulunmamak öfke nöbetlerini engelleyecektir.
Sakinliği korumak ve soğukkanlı olmak önemlidir. Sözel ve fiziksel şiddet uygulamayın.
En önemlisi tutarlı olmaktır. İstediğini yaparak davranışını pekiştirmek yerine o sırada göz temasından kaçınıp sakinleşmesini bekledikten sonra tekrar göz teması kurup iletişime geçmektir. Eğer kalabalık bir ortamda iseniz, çocuğu daha sakin bir yere götürüp orada birlikte sakinleşmesini bekleyebilirsiniz.
O sırada istediği şey verilmemeli ya da yapılmamalıdır. Yumuşak bir ses tonuyla konuşmak oldukça önemlidir.
Bazen ne yaparsanız yapın öfke nöbetleri bitmeyebilir. Çocuk eğer 4 yaşını geçmişse ve sık sık öfke nöbetleri yaşamaya devam ediyorsa, gün içinde sık sık ve uzun nöbetler geçiriyorsa, bu sırada kendisine ya da çevresine zarar verecek davranışlarda bulunuyorsa çok geçmeden bir uzmana danışmak önemlidir.
En önemlisi çocuklara doğru örnek olmayı bilmeli, öfke kontrolünü ve kendimizi nasıl kontrol ettiğimizi onlara göstermeliyiz. İyi bir yol gösterici, iyi bir örnek olmak daima etkilidir.