Güncelleme Tarihi:
Halk arasında sadece korku durumlarında ortaya çıktığı sanılan kekemelik, genetik nedenler ile de kendini gösterebiliyor. Kekemeliğin erkeklerde daha sık görülmekle birlikte çocukluk yaşlardan itibaren kızlarda da çeşitli sebeplere bağlı olarak görülebildiğini anlatan Çocuk ve Ergen Psikiyatrisi Uzmanı Figen Karaceylan Çakmakçı, “Bu sebeplerin arasında ailelerin çocuklardan akıcı ve düzgün konuşma beklentisi, kelime ve yanlış telaffuzlarda büyük tepkiler gösterilmesi de yer alıyor” açıklamasında bulundu.
Aile ve çevreden gelen düzgün ve akıcı konuşma baskısının çocuklarda kekemeliğe yol açtığını vurgulayan Çocuk ve Ergen Psikiyatrisi Uzmanı Figen Karaceylan Çakmakçı “Çocuğun bir şey anlatırken tekrara düşmesi normalde 4-5 yaşına kadar sürer. Bu masum tekrarlarla kekemeliğin birbirinden ayırt edilmesi gerekir. Çocuklardaki bu normal akıcılık kusurunun kekemelik haline gelmesinde çevrenin baskı ve beklentileri, ailenin dikkatinin çocuğun konuşması üzerine yoğunlaşması etkili oluyor” şeklinde konuştu.
Bazı çocuklarda görülen irkilme, tutulma, tekrar veya uzatma şeklindeki hafif konuşma özürlerini kekemelik olan nitelendiren anne babaların büyük hataya düştüğünü ifade eden Çocuk ve Ergen Psikiyatrisi Uzmanı Figen Karaceylan Çakmakçı “Çocukların konuşma kusurlarını ve hataları ‘kekeme’ olarak değerlendirilmemeli. Çocukların kendini kekeme olarak görmelerine izin verilmemeli ve bu süreci tehlikesizce atlatmaları sağlanmalı” dedi.
Çocuklara kekemelik teşhisi konmadan önce bu davranışların şiddeti, yaşı, süresi, pekiştirici etkenlerin ele alınması gerektiğinin altını çizen Çocuk ve Ergen Psikiyatrisi Uzmanı Figen Karaceylan Çakmakçı “Birtakım etkenler ile ortaya çıkan çeşitli kaygı bozukluklarının varlığı, bu davranışa bağlı olarak zaman içerisinde arkadaşlardan uzaklaşma, sınıfta söz almama ve özgüvende düşüş gibi işlevsellikte bozulmalar araştırılmalı. Kekemelik tedavisi konulduktan sonra ise nefes egzersizleri, harf ve kelimelerin doğru telaffuzu üzerine odaklanan konuşma terapileri uygulanmalı” şeklinde konuştu.
Anne ve babaların çocukları bir şey anlatırken onları bölmeden sabırla dinlemeleri ve hatalı konuştuklarında kızmamaları gerektiğine değinen Çocuk ve Ergen Psikiyatrisi Uzmanı Figen Karaceylan Çakmakçı aileler için önerilerini sıraladı.
• Çocuğun konuşması üzerine aşırı titizlik gösterilmemeli
• Çocuk konuşurken sakince dinlemeli ve bir şey söylemek istediğinde acele etmeden söyleyebileceği kadar zaman verilmeli
• Çocuğun konuşması kesilmemeli, tutulduğunda yardım etmeden sabırla kendilerinin bunu düzeltmeleri beklenmeli
• Çocuğa hiçbir zaman "dur, acele etme, yeniden başla, önce derin bir nefes al" gibi uyarılarda bulunulmamalı
• Çocuk konuşurken onun dudak hareketlerine değil gözlerine bakılmalı
• Katı disiplinden sakınılmalı ve alay etmek bir disiplin aracı olarak kullanılmamalı
• Çocuğun yanında kusurları hakkında konuşulmamalı
• İleri kekemelik hallerinde çocuğun en az şaşırdığı ve rahatça konuşabildiği durum ve şartları saptayarak bu durum ve şartlarda konuşturulmalı
• Yanlış konuştuğunda ya da tutulduğunda cezalandırmakla tehdit edilmemeli ve cezalandırılmamalı
• Yorgun ve heyecanlı olduğu zamanlarda çocuk konuşmaya zorlanmamalı
• Yavaş konuştuğunda hızlı konuşması için baskı yapılmamalı
• Çocuk konuşamama probleminin farkındaysa onu bu yönden açıklığa kavuşturmak için uygun zamanlarda "konuşurken bazı tekrarlar, irkilmeler, tutulmalar yaptığı fakat bunların önemli olmadığını, bunlardan kurtulmanın mümkün olduğu zaten herkeste buna benzer durumların görüldüğü" söylenmeli
• Çocuğun kendine karşı iyi, olumlu tavır geliştirmesine yardım edilmeli, çocuğun sahip olduğu iyi özellikler ortaya çıkarılmalı.