Güncelleme Tarihi:
Çoğu okulda öğrenciler son sınavlarını olurken, öğretmenler ise yavaş yavaş karnelerde yerlerini alacak notları hazırlamaya başladı. Dolasıyla öğrenci ve velileri karne telaşı, heyecanı sarmaya başladı. Kimi öğrenciler karnelerini heyecanla beklerken kimi öğrenciler ise karneler için kaygı yaşamaktadır.
Karne; eğitim öğretim hayatı boyunca dönem sonlarında verilen çocuk ve ergen bireyin ders başarı puanlamasını gösteren bir belgedir. Peki sadece bununla mı ibarettir? Aslında hayır. Karnenin öncelikle veliler ve aile büyükleri için daha sonra çocuklar için arkasında yatan anlamları çok daha fazlasıdır. Ailelerin çocukları için beklentileri daha anne karnındayken başlar ve büyüme sürecinde de şekillenmeye devam eder. Akıllı olsun, çok başarılı olsun, doktor, mühendis olsun, büyük adam olsun, kendini ve bizi kurtarsın gibi söylemleri birçok anne babadan hatta ailenin diğer büyüklerinden de duymuşuzdur. Dolayısıyla alınan her karne anne babalar için çocuğun ders başarısından çok geleceği ve kendi karakteriyle özdeşen bir durum olmaktadır.
Karne, çocuğumuz ve kendimizdeki eksileri görmemizi de sağlar. Anne-babalar çocuklarının başarısızlıklarından kendilerine pay biçebilir, beklentilerin karşılanmaması durumunda öfke ve kızgınlıklarını çocuklarına yönlendirebilir ya da diğer yaşıtlarıyla kıyaslamalar yapabilir. Çocukları dinlemeden, onların neler hissettiğini anlamadan onları yargılamak, kıyaslamak çocukları fazlasıyla etkileyebilir. Bu durum çocukta stres, kaygı, özgüven eksikliği ve kendini değersiz hissetmeye yol açabilir. Bu tür davranışlar, çocuğun anne ve babasıyla kopuk iletişim kurmasına ve ilgisini daha çok bilgisayar, televizyon veya yanlış arkadaşlara yöneltmesine sebep olabilir.
Aileler, çocukları ile güçlü bir güven bağı kurmalıdır ki çocuk karnesindeki olumsuzlukları anne ve babadan saklama ihtiyacı hissetmesin. Anlayamadığı, yapamadığı veya diğer problemlerini rahatça konuşabilsin.
Karne geldiğinde neden karnen bu kadar kötü demek biraz geç kalınmış bir davranış olabilir. Karnedeki olumsuz notlar çocuk için hem bir şans, hem de uyarı olarak algılamak gerekir. Bu durum, hem çocuk hem veli için geçerli. Anne babalar ’Ben çocuğumla ne kadar ilgilendim’, zorlandığı alanlarda onu ne kadar destekledim, onun duygularını ne kadar anlayabildim gibi soruları kendilerine sormalıdır. Bu gibi soruları sorarak çocuğunuza daha iyi yardımcı olabilirsiniz.
Okul çağındaki çocuklar sadece birer öğrenci değildir. Her birinin çok değerli ve özel yanları vardır. Okul hayatı dönemini uzun soluklu bir süreç olarak düşülmeli, başarı ile başarısızlığı bu dönemin birer parçası olduğunu düşünebilirsiniz. Çocuğunuzun başarılı olduğu yanları takdir ederken, başarısız olduğu yönleri desteklemelisiniz. Gösterdiği çabayı takdir etmek, bulduğu çözüm yollarını övmek, ona inanıldığını göstermek çocuğun kendini değerli ve yeterli hissetmesi için oldukça önemlidir.