Güncelleme Tarihi:
Doç. Dr. Işıl Yıldırım Baştuhan, çocukluk çağında göğüs ağrısının hem erkek hem kız çocuklarında, sıklıkla 11-14 yaş arasında ve daha küçük yaşlarda görüldüğünü söyledi. Doç. Dr. Işıl Baştuhan, göğüs ve göğüs duvarının deri, kas ve iskelet, solunum, kalp-damar ve sindirim sistemlerinden oluştuğunu belirterek, "Göğüs ağrısı bu sistemlerden herhangi birinden kaynaklanabileceği gibi psikolojik nedenlere bağlı olarak da gelişebilir. Göğüs ağrısını değerlendirirken, ayrıntılı öykü ve ağrıya neden olabilecek tüm organ ve dokuların tam muayenesi çok önemlidir" dedi.
Çocukluk çağında en sık karşılaşılan göğüs ağrısının ’sebebi bilinmeyen-idiyopatik’ göğüs ağrısı olduğunu kaydeden Doç. Dr. Baştuhan, "İdiyopatik ağrı; keskin ve batıcı karakterli, birkaç saniye ile birkaç dakika arasında süren, genellikle derin nefes almakla artan, en sık göğsün ortasında veya memenin altında görülen bir ağrıdır. Kalp kaynaklı değildir, hayati tehlikesi yoktur. Ağrı genellikle yeniden meydana gelir ve hatta bazen aylarca ara ara tekrarlar. Bu ağrılarda tedavi gerekmemektedir. Ağrının idiyopatik karakterli olduğuna ancak ayrıntılı değerlendirme yapıldıktan sonra bir doktor tarafından karar verilir" diye konuştu.
Çocuklarda göğüs ağrısına en sık ikinci nedenin kas iskelet sistemi kaynaklı olduğunu belirten Doç. Dr. Baştuhan, şöyle konuştu:
"Yumuşak dokulardaki travmalar, egzersiz ile kasların spazmı ve gerilmesi, göğüs duvarındaki enfeksiyonlar, kas-iskelet sistemi kaynaklı göğüs ağrılarına yol açar. Reflü, gastrit, özafajit ve ülser göğüs ağrısı yapabilen sindirim sistemi hastalıklarıdır. Bu hastalarda ağrı daha çok yemekle ilişkilidir ve genellikle göğüs kemiğinin altında yanma şeklinde hissedilir. Astım, bronşit, zatürre akciğer zarı iltihabı solunum sistemi kaynaklı göğüs ağrısına neden olur. Sınav stresi, aile veya okuldaki problemler, anksiyete ve depresyon da göğüs ağrısına yol açabilecek psikolojik nedenlerdir. Ancak göğüs ağrısına psikolojik demeden önce ayrıntılı inceleme yapılmalı ve altta yatan bir hastalık olmadığı görülmelidir."
Çocuklarda kalp hastalıklarının tanısı için elektrokardiyografi (EKG), ekokardiyografi (EKO) ve egzersiz stres testi gibi ek testlerin yapılması gerektiğini vurgulayan Doç. Dr. Baştuhan, çocukta kalple ilgili bir sorun olduğuna işaret edebilecek belirtileri şöyle sıraladı: "Egzersizle beraber ağrı olması. Ağrıya terleme, solukluk, fenalaşma hissinin eşlik etmesi. Ağrı ile beraber çarpıntı, baş dönmesi ve bayılmanın olması. Ailede ani ölüm ve/veya kalp kası hastalığı öyküsünün olması. Fizik muayenede kalp üfürümü duyulması."
Kalp kası hastalıkları, kapak hastalıkları ve koroner damarların doğumsal bozukluklarının da ani yaşam kaybına neden olabilen yapısal kalp hastalıkları olduğunu belirten Doç. Dr. Baştuhan, "Ritim problemlerinde göğüs ağrısı nadir görülse de yapısal kalp hastalıklarında göğüs ağrısı önemli bir belirti olabilir. Bu nedenle özellikle ailesinde erken yaşta ani ölümler, ailede kalp pili öyküsü bulunan kişiler ve koşarken bayılma, fenalaşma gibi ciddi şikayetleri olan hastaların mutlaka bir kardiyoloji uzmanına danışması gerekmektedir. Ani kardiyak ölümle kaybedilmiş hastaların yakınlarının da aynı şekilde değerlendirilmesi ve genetik geçişli kalp hastalıkları açısından ayrıntılı taramasının yapılması önerilir" diye konuştu.
DHA