Güncelleme Tarihi:
Hastalanan çocukta; ateş, titreme, üşüme, terleme, öksürük, balgam, göğüs/sırt ağrısı, hızlı nefes alıp verme, göğüs duvarında içe çekilmeler, kusma, baş ağrısı, kas ağrısı, halsizlik, iştahsızlık, bebekte emmeyi reddetme gibi belirtiler görülür. Akciğerde bulunan hava kesecikleri iltihaplı olduğundan, oksijen alışverişi düşer, bu yüzden hastanın genel durumu daha kolay bozulur.
Zatürre, kronik hastalığı olanlarda, küçük çocuklarda ve yaşlılarda daha ağır bir şekilde geçirilir. Virüsler ve bakteriler, hastalığa sebep olabilir. Ateş 39’un üzerinde seyreder. Öksürük ve balgam en önemli bulgularıdır. Bakterilerin yol açtığı zatürre tiplerinde tedavi antibiyotikle yapılır.
Ayrıca bol sıvı alımını sağlamak iyileşmeye, balgamın atılmasına yardımcı olur. Önlemek için; bebekleri ilk altı ay anne sütü ile beslemek, çocukların el ve yüzlerini sabunla yıkamak, evleri düzenli olarak havalandırarak tozdan arındırılmasını sağlamak ve çocukları dengeli besleyerek vücut direncini sağlam tutmak gerekir. Ayrıca bu hastalığı engellemek için ‘Konjuge Pnömokok’ aşısı rutin aşılama takvimi içinde uygulanmaktadır.
Büyük havayollarının iltihabıdır. Akut ve kronik olmak üzere ikiye ayrılır. Akut bronşit özellikle; soğuk algınlığı sonrasında başlar, hastalananlar genellikle 2 yaşından büyük çocuklardır. Yoğun balgam, hırıltılı solunum, öksürük nöbetleri, balgamlı kusma belirtiler arasında yer alır, etken sıklıkla virüslerdir. Ayrıca bakteriyel enfeksiyonlar, pasif sigara içiciliği ve mide içeriğinin akciğerlere kaçması denilen reflü de akut bronşite neden olabilir.
Tedavide bol sıvı alınması, istirahat edilmesi ve sigara dumanından uzak durulması gerekir. Bakteriyel enfeksiyonlarda ise antibiyotik başlanabilir. Yakınmaların 4 haftadan uzun sürmesi halinde kronik bronşit düşünülür. Ancak bu durumda mutlaka altta yatan bir hastalık vardır. Bu genellikle, astımdır.
Solunum yollarının en küçük dalları olan bronşçukların enfeksiyon nedeni ile daralması sonucu oluşur. Akut bronşiyolit; 2 yaşın altındaki çocukta, basit üst solunum yolu enfeksiyonu sonrası gelişen hışıltı ve öksürük ile giden hastalık olarak tanımlanabilir. Bronşiyolit, ülkemizde kış aylarında çok yaygındır ve alerjik bebeklerde daha sık görülür. Sıklıkla viral etkenler bazen de bakteriyel enfeksiyonlar bronşiyolite yol açar.
İlk bulgular burun akıntısı, öksürük ve hafif ateş gibi üst solunum yolu enfeksiyonu şeklindedir. Bir-iki gün içerisinde bunu solunum sayısında artış ve hışıltılı solunum izler. Huzursuzluk, beslenme güçlüğü ve kusma gözlenebilir. Farenjit gibi bazı hastalarda eşlik edebilir. Morarma ve nefes durmasına kadar ilerleyebilir. Tedavide bol sıvı alımı, buruna serum fizyolojik damlatılması, ortamın nemlendirilmesi önemli rol oynar, ilaçlı buharlar verilir.
Akut orta kulak iltihabı tekrarlayan bir hastalıktır ve 7 yaşına kadar tüm çocukların 3’te birinden fazlası en az 5 akut orta kulak iltihabı atağı geçirmektedir. Boğazla kulak arasında uzanan östaki tüpünün geniz bölgesine açılan ucunun boğazdaki iltihabi olaylarla tıkanması neticesinde, oluşumu kolaylaşır.
Geçirilmekte olan veya yakında geçirilmiş üst solunum yolu enfeksiyonu hikayesi ile birlikte; kulak ağrısı, kulak akıntısı, baş ağrısı, ateş, huzursuzluk (yenidoğanlarda) ve iştahsızlık orta kulak iltihabının belirtilerindendir. Bebeklerin düz yatırılarak beslenmesi de, östaki tüpünün boğazdaki ucunun tıkanmasıyla kulak iltihabına neden olabilir.
Hastalanan çocuklarda önce, üst solunum yolu enfeksiyonu belirtileri görülür. Giderek hastalığın gırtlağa inmesiyle ses kısıklığı, kaba sesle öksürük, solunum sıkıntısı ve ateş gibi belirtiler eklenir. Bu belirtiler geceleri ağlamakla, ortamın fazla sıcak olmasıyla artar. 3-5 yaş arası çocuklarda daha sık görülür.
Öksürük nöbeti sırasında şunların yapılması önerilir. Ağlayıp heyecanlanınca solunum sıkıntısı artacağı için çocuk ağlatılmamalı, bol sıvı alımı sağlanmalı, dik pozisyonda oturtulmalı, nemli hava ve ilaçlı buhar verilmelidir. Eğer evde buhar makinası yok ise buzdolabının dondurucu kısmının kapağı açılarak soğuk buhar günde 3-4 defa 1-2 dakika süreyle çocuğa solutturulmalıdır.
Farenjit geçiren çocukta boğaz ağrısı, öksürük, ateş, iştahsızlık ve halsizlik görülür. Boyundaki lenf bezleri şişer, bademcikler irileşir ve üzerinde beyaz-sarı iltihap odakları belirir. Zamanında ve doğru tedavi edilmezse bademciğe bağlı orta kulak iltihabına yol açabilir. Beta mikrobuna bağlı bir enfeksiyon ise kalp ve eklem romatizmasına, böbrek iltihabına yol açabilir, tedavide antibiyotik kullanılması gerekir.
Gastroenterit: Bulantı, kusma, ishal ve karında rahatsızlık oluşur. İshal veya dizanteri (karın ağrısı, kramp, kanlı mukuslu ishal) şeklinde olabilir
Rotavirus: Eylül-Nisan ayları arasında çocuk ve yaşlılarda görülür. Ülkemizde kış aylarında sıklaşır. Ateş, kusma, bulantı ve sıvı kaybı ile hastaneye yatış olabilir. Rota virüs çok bulaşıcıdır, suyun klorlanmasıyla da ölmez.
Mikrop bulaşmış su veya gıdayla, mikrobu taşıyan eller yoluyla vücuda alınır. Yuva gibi kalabalık ortamlarda, özellikle çocuklar tuvaletten sonra ve yemekten önce ellerini yıkamayı unuttuklarında kolayca yayılır. O kadar bulaşıcıdır ki, genel hijyen koşulları ne kadar iyi de olsa, hemen her çocuk 5 yaşını doldurmadan rota virüs ishali geçirmiş olmaktadır. Özellikle 2 yaş altı küçük çocuklar etkilenir. Erişkinde ise, daha hafif seyreder. Bebeklere 3. ve 5. aylarında ağızdan damlatılarak kolayca uygulanan aşının yapılması, büyük oranda koruyucudur.