Çocuklarda cinsel gelişim ve cinselliğin keşfi

Güncelleme Tarihi:

Çocuklarda cinsel gelişim ve cinselliğin keşfi
Oluşturulma Tarihi: Şubat 11, 2015 10:00

Mastürbasyon, çocuk için normal ve sağlıklı cinsel gelişimin bir parçasıdır.

Haberin Devamı

Bebekler doğum anından itibaren vücutlarından zevk alabilme kapasitesine sahiptirler ve doğumdan sonra cinsel davranışları şekillenmeye başlar. Yetişkin gibi olmasa da çocuğun vücudundan zevk alması cinsel bir içerik taşır. Uzman Psikolog Psikoterapist Fatma Tosun, çocuklukta cinsel gelişimi anlattı.

Çocuğun cinsel eğitiminde anne-babanın yaklaşımları çok önemlidir. Bu nedenle anne-babanın çocuklarının cinsel gelişimlerinin farkında olmaları, hangi dönemde neye ihtiyaç duyduklarını bilmeleri ve buna göre davranmaları; çocuklarının yetişkinlik döneminde sağlıklı cinsel yaşamları ve doyumlu partner ilişkileri olmasına katkı da bulunur.

0-1,5 yaş dönemi:

Bebekte egemen olan “haz” ilkesidir. Doğal ihtiyaçlarının hemen karşılanması ve gerginliğin giderilmesi en başta gelen beklentisidir. Bu dönem de bebek, kendisine verilecek bakıma bağımlıdır. Aynı zaman da bebeğin güven duygusunun temelleri de bu dönemde atılır. Bebeğin biyolojik ihtiyaçlarının düzenli bir biçimde karşılanması ve anne-babası tarafından bedensel ilginin yeterli bir biçimde gösterilmesi güven duygusunun temellerini oluşturmaktadır. Bebeğini kucağında tutan annenin sıcaklığı, rahatlığı ve gücü çocuğa güven ve haz duyguları verir. Annenin yüzünün ifadesi, sesinin tonu, teninin dokusu ve kokusu, bebeği tutuşu; açlık, üşüme ve yalnızlık gibi hoş olmayan, acı verici duyguların ortadan kalkmasına ve bebeğin rahatlamasına yardımcı olur.

Bebeklerde “emme” yoğun bir gereksinmedir. Memenin ucu ya da biberonun emziği, bebeğin ruhsal yaşamındaki emme içgüdüsünü rahatlatır. Emme zevki, cinsel içgüdünün ilk hazzıdır. Çocuk bedeninden başka hazlarda duyar. Yıkanma ve altının değiştirilmesi, karnının doyması, ılık banyo suyunun bedenine dokunması da onun hoşlandığı şeylerdendir. Bebek güven, sevgi, kabul edilme ve ilgiyi annesinden öğrenerek daha sonra çevresine verebilme becerisini kazanacaktır.

Dengesiz bir bakım ve bedensel ilgisizlik sonucu bebek, aşırı biçimde kaygı, hayal kırıklığı ve kabul edilmeme duygularını hissedebilir. Bu durumda geliştirdiği güvensizlik duygusu da ilerde özgüveninin düşük olmasına ve insanlarla ilişkilerinde sorunlar yaşamasına neden olabilir. Bu dönemde atılan güven duygusu yetişkinlikte yaşanan cinselliğe de yansır.

1,5-3 yaş dönemi

Çocuğun iskelet ve kas sistemleri hızla gelişmektedir. Özellikle dışkılama ve işeme kaslarının işlevlerindeki gelişme göze çarpar. Çocuk içeride birikmiş dışkısını dışarı bırakarak ya da içeride tutarak bundan haz duyabilir. Çocuğun dışkısını ve çişini tutabilmesi, annesinin istediği zaman ve yerde yapması çevreden büyük ilgi ve onay görür. Çocuk, altının ıslak olmaması gerektiğini öğrenirken, mesanenin dolu olduğunu ve onun yakınındaki organlarda cinsel duygular uyanmasına neden olan baskıyı da fark etmeye başlar.

Çocuk tuvalet yapışını çevresiyle iletişimde kullanabilir. Kızınca, dışkısını yapmama ya da olmadık bir yerde bırakma davranışları gösterebilir. Böylece bu dönemde birbirine karşıt iki istek, istemek ya da istememek, yapmak ya da yapmamak önem kazanır. Bunların arasında bir seçim yapabilme gücü özerklik duygusudur. Bu dönemde, anne-babanın yapabileceği müdahaleler, çocuğun seçim yapabilme yetisini aşırı uçlara götürmemeli, güven verici olmalıdır.

Çocuk kakasını, çişini uygun zaman ve yerde bırakmak üzere tutabilmeyi öğrenirken, vücudundan tiksinme uyandırmamaya dikkat edilmelidir. Sert ve kaba davranışlar onun vücudunu ve vücudunun fonksiyonlarını zevk alınacak değil de tiksinilecek bir şey olarak görmesine neden olur. Çocuk yeterli gelişmeye ulaşmadan tuvalet eğitimine başlanmamalıdır. Tuvalet eğitimine 20. aydan itibaren başlanabilir. Ancak her çocuğun farklı olduğu unutulmamalıdır, bazı çocuklar bu olgunluğu biraz daha erken kazanırken, bazıları da biraz daha geç kazanabilir.

3-6 yaş dönemi

Çocuğun cinsel gelişimi açısından hareketli olduğu bir dönemdir. Karşı cinsten ebeveyne yönelik ilgiler, mastürbasyon davranışı, oyunlarında cinsiyete göre rol benimseme davranışları yoğun olarak bu dönemde görülmektedir. Cinsellikle ilgili ilk sorular da bu dönemde başlar. En çok sorulan sorular cinsiyet farklılıkları ve doğumla ilgilidir. Çocuğun cinsel organının ismini sorduğu durumlarda, o organın gerçek isminin söylenmesi uygun olacaktır. Çocuk, kızlar ve erkekler arasındaki anatomik farklılıkları keşfettiğinde, yapılacak en iyi şey –saklamak yerine- farklılıkları vurgulamaktır. Çocukların cinsel konulardaki sorularına, yaşlarına göre anlama yetenekleri göz önünde bulundurularak cevap verilmelidir.

Bu dönemde çocuklarda karşı cinsten ebeveynine yönelik ilgiler görülebilir. Kız çocukları babalarına, erkek çocukları annelerine çok düşkündürler. Çocuğun bu hassas döneminde zaaflarının üstüne gidip kızdırmak, kıskandırmaya çalışmak ya da dalga geçmek çok uygun davranışlar değildir.

Çocuklar, bu dönemde kendi bedenlerini tanımaya çalışırlar. Cinsel organlarına dokunabilir ve bundan zevk duyabilirler. Bunun sonucunda mastürbasyon dediğimiz kendini tatmin etme davranışı görülebilir. Bu çocuk için normal ve sağlıklı cinsel gelişimin bir parçasıdır. Bu davranış karşısında bazen aileler korku ve endişeye kapılabiliyor. Ancak mastürbasyonun sıklaşması çocuğun diğer faaaliyetlerini engelleyecek duruma gelmesi, yolunda gitmeyen bir şeylerin de işaretidir. Aslında mastürbasyon esas sorun değil, soruna bağlı bir sonuçtur. Çoğunlukla altında psikolojik bir gerginlik yatmaktadır. Mastürbasyonun sıklaşması durumunda bir uzmandan yardım almakta yarar vardır.

Anne-babanın davranışları, cinsel kimlik kazanımında önemli rol oynar.

Soruları cevaplarken bunlara dikkat edin

Bir çocuğun sorusuna cevap vermenin en doğru zamanı, sorunun sorulduğu andır. Çünkü çocukların öğrenmeye en açık oldukları zaman soru sordukları anlardır.
Cinsel eğitim sırasında gereğinden fazla bilgiyi bir anda vermekten kaçınmalıyız.
Konuşurken ses tonu doğal olmalıdır. Normal bir hızda olmalı, ne hızlı ne de yavaş konuşulmalıdır.
Konuşurken, jest ve mimiklerde cinselliğin normal olmadığını içeren mesajlardan kaçınılmalı ve doğal olunmalıdır.
Çocuğun sorduğu soru anne-babanın bilmediği bir şey ise, bilmediğini paylaşmasında bir sakınca yoktur. Bu durumda “bunu bilmiyorum, ben bir araştırıp sana anlatayım” denilebilir.”
Kafa karışıklığını ve cinsel kimliğin tanımlanmasında herhangi bir sorunu engellemek için verilen mesaj kısa ve açık olmalıdır.

Uzman Psikolog Psikoterapist Fatma Tosun

Çocuklarda cinsel gelişim ve cinselliğin keşfi

BAKMADAN GEÇME!