Güncelleme Tarihi:
Bebeklik dönemi, insanoğlunun en savunmasız dönemidir. Bağışıklık sistemi henüz yeterince oluşmamıştır. Dışardan gelecek tüm mikroplara açıktır. İşte doğada bu dengeyi sağlamak için, hamilelik döneminde anneden bebeğe geçen, “antikor” denen koruyucu maddeler, özellikle ilk 6 ayda daha etkindir. Bebeği pek çok çocukluk çağı hastalığına karşı korur. Bir yandan da anne sütü ile devamlı desteklenir; böylece ilk aylarda bir koruyucu duvar oluşur. Bebek büyüdükçe, bu koruyucu maddeler ömrünü tamamlayarak gittikçe azalır. Bu sırada da bebeğin kendi bağışıklık sistemi gelişmeye başlar, aktif olarak kendini savunmaya çalışır.
Nezle, grip yaparlar, boğaz, kulak, bronş, idrar yolu gibi çeşitli organlarda hastalıklar yaparlar. Bir de sadece özel bazı hastalıkları yapan özel mikroplar vardır. Örneğin; kızamık mikrobu; sadece kızamık enfeksiyonu yapar. Tüberküloz mikrobu, tüberküloz (verem) yapar. İşte bu özel mikroplara karşı bebeklerin önceden koruyucu madde (antikor) geliştirme şansı çok zayıftır. Korunmasız bebeğe bu ve benzeri özel mikroplar bulaştığı zaman, bazen sakat bırakma, ölüm gibi çok kötü sonuçlanabilen hastalıkları oluşturur. Doğal yolla vücuda girince böyle ciddi riskler oluşturan bu mikroplara karşı önceden savunma gelişirse, mikrop vücuda girer girmez engellenir ve hastalık yapması önlenir. Aşının temel mantığı budur.
Bazı aşılarda mikroplar canlıdır, ama hastalık yapamayacak gibi engellenmiştir. Bazen mikroplar öldürülmüştür, bazen de bu mikropların kendisi değil de salgıları veya ürettiği toksin (zehir) aşı olarak kullanılır. Belli dozlarda belli zamanlarda vücuda verilen bu maddeler, bağışıklık sistemini o mikrobu tanımasını sağlar. Böylece hastalık yapabilecek gerçek mikropla karşılaşıldığında, buna önceden hazır olan bağışıklık sistemi, o mikrobu hemen yok eder, hastalık olmaz.
Bu nedenle doğumdan itibaren belli bir program dahilinde aşılamanın başlaması gerekir. Her aşının maksimum koruma sağlaması için hangi dozda ve kaç kez tekrar edileceği, ne zaman yapılacağı bellidir. Aşılama takvimi ve hangi aşıların yapılacağı, temel bir program şeklindendir. Ancak ülkelere göre bazı farklılıklar söz konusudur. Sadece tropikal bölgede görülen bir hastalığın aşısı, ancak oralara gidilecekse özel olarak yapılabilir. Aşılama programları, zaman içinde de değişiklik gösterir. Eskiden zorunlu olarak herkese yapılan çiçek hastalığı aşısı, artık kalktı. Çünkü bu hastalık dünyadan yok edildi. Aynı şekilde çocuk felci hastalığının da aşılama yolu ile yeryüzünden silinmesi için çalışmalar sürmektedir.
Kızamık hastalığı eskiden daha yaygınken, bebekler 9. ayda aşılanırdı. Şimdi daha iyi kontrol altına alındığı için 1 yaşında kızamık-kızamıkçık-kabakulak karma aşısı şeklinde yapılıyor. Bazı aşılar da zorunlu olarak, devlet eliyle, resmi sağlık kurumlarında yapılırken, bazıları isteğe bağlı olarak yapılıyor. Örneğin, rotavirüs (ishal) aşısı, HPV (genital kanser) aşısı gibi aşılar ülkemizde isteğe bağlı aşılardır. Zaman içinde değişiklikler olabilir. Yakın zaman önceye kadar isteğe bağlı olarak yapılan pnömokok (zatürre) aşısı, artık devletin sağlık kurumlarında uygulanan zorunlu aşılar grubuna alınmıştır. Son bilimsel gelişmeler ışığında ülkemizde uygulanan aşılama takvimi aşağıda görülmektedir. Her zaman için temel prensip; hastalık olduktan sonra tedavi etmek önemli; ama olmaması için gereken önlemleri almak daha önemlidir. Çocukların aşıları ihmal edilmemelidir.
Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları ,Çocuk İmmünolojisi ve Alerjisi Uzmanı Prof. Dr. Reha Cengizlier