Güncelleme Tarihi:
Aileler birtakım durumlarda çocuklarının sorularına nasıl cevap vereceklerini bilmiyorlar. Özellikle de çocukların cinsel soruları aleyhinde takılıp kalabiliyorlar. Psikiyatrist Prof. Dr. Nevzat Tarhan, çocuklara cinsel eğitim nasıl verilmeli, çocuğun yönelttiği cinsellik soruları nasıl cevaplanmalı konuları hakkında bilgi veriyor.
Çocukların hem ruhsal keza de fiziksel anlamda dinç gelişimi için bilhassa cinsel suallere ailelerin en doğru şekilde ve en yerinde metotla cevap vermesi, cinselliği konuşmanın hala natürel olduğu toplumumuzda en kuvvet alanların başında gelmektedir. Prof. Dr. Nevzat Tarhan, çocukların cinsellikle ilişkili ailelerine yönelttiği sorulara nasıl cevap verilmesi konusunda tavsiyelerde bulunurken, yaşlarına uygun şekilde dürüst cevap verilmesi gerektiğine değindi.
Prof. Dr. Tarhan çocuklara cinsel eğitim vermenin gelecekte sağlıklı ve mutlu bireyler yetiştirmek açısından önemli olduğunu vurgulayarak, bilhassa cinsel istismar olaylarının önüne geçmek için çocuğa cinsel eğitim vermek gerektiğinin altını çiziyor.
Prof. Dr. Nevzat Tarhan, ebeveynlere tavsiyeleri şöyle:
Erişkinliğinde farklı alanlara yönlendirilmiş sebeplerle psikolojik takviye edinmek durumunda kalan hastalar incelendiğinde bu kişilerin manâlı bir kısmının çocukluğunda değişik cinsel travmalar geçirdiği, tacize inanız kaldığı görülür. Bu cins tacizlerin önlemek çocuğa cinsel eğitim vermekle muhtemel olur. Cinsellikle ilgili farkındalık kazandırılan çocuk, mümkün bir taciz durumunda besbelli masum bir durumun olmadığını bilir ve durumdan büyüklerini farkında edebilir.
Cinsel eğitimle cinsel özgürlüğün ve tesadüfen cinselliğin kuşkusuz birbirinden bambaşka tutulması gerekiyor. Her hangi bir konuda çocuğa doğru şekilde eğitim verilmezse çocuk o konu hakkında kulaktan dolma, asılsız bilgiler edinebilir. Bunun daha büyük sakıncaları vardır. Çocuk kendisinden sadece birkaç yaş büyük bir çocukla cinsellik taşıyan bir oyun oynayabilir, oyun esnasında ne yaptığının farkında olmadan hoşlanma duygusu hissedebilir, sonrasında oyun cinsel tacize değin varabilir. Bu yüzden çocuğa bulunduğu yaşa uygun bir şekilde muhakkak bir cinsel eğitim verilmeli. Eğer cinsellik çocuk için defalarca tabu olarak kalmaya devam ederse ileriki yıllardı başka sorunlar da yaşanabilir; örneğin söz konusu olan bir kız çocuğuysa vajinusmus hastalığına yakalanabilir ve evliliğinde sorunlar çıkabilir.
Okul öncesi çocuğa öğretilecek cinsellikle ilgili kavramlarla, mektep dönemindeki ya da buluğ çağı dönemindeki çocuğa öğretilecek kavramlar farklıdır. Okul öncesi çocuklarda genel olarak realite duyusu gelişmemiştir. Bu yaşlarda birçok cinsellik taşıyan bir harekette bulunduğunda, anne babalar genellikle panikler. Ancak çocuk için bu hareketler cinsel bir eylem yok, yeni ve öbür bir şeydir. Anne babanın paniklediğini gören çocuk bu hareketi daha garip bulmaya başlar ve yapmaya devam eder. Eğer ebeveynlerin birincil tepkisi paniklemek olmazsa, anne-baba nötr kalmayı başarabilir ve çocuğun ilgisini başka alanlara çevirebilirse çocuk bir süre sonra bu hareketini bırakır.
Dürüst bir cinsel eğitim saptamak için çocuğa mahrem alanları öğretilmeli. Okul çağına yaklaşmış bir çocuk evde çıplak dolaşıyorsa bu çocuğa neyin mahrem olduğunu bilgi vermek olası olmaz. Ufak yaştan itibaren çocuğun giydiği kıyafete değin dikkat edilmeli, mahremiyet duygusu aşılanmalı, sınırları öğretilmelidir.
Çocuğa cinsel eğitim verilirken dürüst cinsel kimlik kazanmasına da yardımcı olunmalıdır. Ablalar, teyzeler aralarında yetişen erkek çocuklarını bazen anneler farkında olan olmadan kız kıyafetleriyle büyütürler. Cümbür cemaat çocuğun bu halini sever, onu oynatırlar, zenne yaparlar. Ancak çocuk büyüdüğünde efemine davranışlar sergilemeye başlar. Bu anne-babanın cinsel kimliği çocuğa hatalı öğretmesinden kaynaklanan bir durumdur. İleride bu konuda sorun yaşamak istemeyen ebeveynler çocuklarına cinsiyetlerine tarafından davranmaya özen göstermelidirler.
Çocukların en fazla merak ettikleri konulardan biri dünyaya nasıl geldikleridir. Çocuk bunu sorduğu süre ona büyük bir insana anlatırmış gibi “Çocukları leylek getiriyor” derler ama bu içten değil. Bu soruyu sorman, merak etmen, ağırlık vermen hoş bir şey.
“Cinsellik kadınla erkek arasında çok özel bir durumdur. Ama detaylarını öğrenmen için biraz daha büyümen gerekiyor. Büyüdüğünde anlatacağım” şeklinde bir anlatmak gerekir. Bu nedenle çocuğa bu konu hakkında yalan söylenmemiş olur.
Konu ergenlik döneminde açıklandığında ise cinselliğin insan hayatında manâlı bir yerinin olduğunu ve bunun özel ve kayda değer bir kişiyle yaşanması gerektiğini, bu kişinin de insanın hayat arkadaşı, yani eşi olması gerektiğini adapte etmek gerekir.
Çocuğun merak ve şaşma duygusu, öğrenmede kullandığı iki anahtar duygudur. Cinsel eğitim verirken bu konuda çocuğun merakını ve hayretini uyandırmamaya da özen gösterilmelidir. Eğer cinsellikle ilgili merak ve hayret uyandırıcı cevaplar veriliyorsa çocuk o alana ilgi duymaya başlar.
Çocuğu cinsellik hakkında bilgilendirmemenin sakıncaları göz ardı edilmemelidir. Çocuk merak ettiği bu konuyu bir şekilde ya arkadaşlarından ya da internetten yalan yanlış, kulaktan dolma bilgilerle öğrenebilir. Hem anne-babanın çocuğun bu konudaki sorularını cevapsız bırakması çocuğun soru sorma kapasitesini düşürür, bu kapıyı da kapatmamak gerekir.
Soran çocuk, daima hayatı daha basit öğrenir, sorunlara daha kolay çözüm getirir. Sorulan soru yanlış olabilir, ama çocuk nasıl yürümeyi düşe kalka öğrendiyse dürüst soru sormayı da yanlış sorular sora sora öğrenecektir. Bu yüzden çocuğu azarlamadan, terslemeden, içindeki merak duygusunu yok etmeden sorularına yanıt atamak, o an verilecek bir cevap bulunamıyorsa “Bu konuyu araştırıp cevaplayayım” çağırmak ve fiilen de araştırıp, düşünüp cevap belirlemek yerinde bir davranış olacaktır.