Güncelleme Tarihi:
Doğayı sevmek ve korumak, çevresel problemleri ve bu problemlere yönelik çözümleri keşfetmek çevre eğitiminin temellerini oluşturuyor. Doğaya önem veren, çevre bilinci yüksek bireylerin uyum kapasiteleri de daha yüksek oluyor. Bu nedenle çevreye duyarlı çocuklar yetiştirmek, hem kendimiz hem de tüm dünya için önemli bir konu. Peki, anne babalar çevre konusunda çocuklarına nasıl rehber olabilir?
Eğitim ailede başlar. Çocuklar anne ve babalarının davranışlarını gözlemler ve sosyal öğrenme yoluyla da ebeveynlerini taklit eder. Onlara doğayı korumanın önemini anlatıp uyarmaktansa, çevreye verdiği değeri uygulamada gösteren anne baba olmak çevre bilincinin aşılanmasında oldukça etkilidir. Evde gereksiz lambaları söndürmek, diş fırçalarken çeşmeyi kapatmak gibi ufak dokunuşlar çocuğun davranışı benimsemesinde oldukça önem taşır. Geri dönüşüm kutusuna bırakmak için ayırdığınız kağıt, plastik, cam gibi malzemeleri neden bu şekilde ayırdığınızı açıklayabilirsiniz. Doğayı korumak konusunda tek bir kişinin bile yapacağı olumlu davranışların önemini vurgulayabilirsiniz.
Ailece belgesel izleyip üzerine konuşun
Farklı kanallarda doğal yaşamı ve dünyamızı anlatan belgeseller sadece çocukları değil, büyükleri de etkileyip bilinçlendiriyor. Örneğin okyanuslardaki suyun ısınması ve kutuplardaki buzulların erimesi ile ilgili bir belgeselden sonra küresel ısınma gibi genel bir sorunun önüne geçebilmek için bireysel olarak neler yapabileceğinize odaklanabilirsiniz. Çocuklar genelleştirilmiş ve soyut kavramları anlamlandırmakta zorlandıkları için bu tarz konuşmaları basit ve öznele indirgeyerek “Peki sen neler yapabilirsin? Musluğu ihtiyacın olmadığında kapatırsan suyun boşa gitmemesini sağlamış olursun” tarzında diyaloglar geliştirebilirsiniz. Bu noktada tasarruf etmenin ne olduğundan ve öneminden de bahsedebilirsiniz. “Eğer musluğu ihtiyacımız yokken de açık tutarsak su boşa gider. Sadece bugün değil, yarın ve gelecekte de suya ulaşabilmemiz için gereken miktardan fazlasını kullanmamaya özen göstermeliyiz.” Tasarruflu olmak zevklerimiz ve sorumluluklarımız arasında bir denge kurmaktır. Bize tüm ihtiyaçlarımızı sunan doğaya karşı sorumluluklarımız olduğunu ufak ve basit açıklamalarla anlatabilirsiniz.
Bol bol doğaya çıkın, açık hava aktiviteleri yapın
Şehir hayatında sokağa çıkmadan, park veya bahçede oyun oynamadan büyüyen çocukların doğa ile etkileşimi de sınırlı oluyor. Bu sınırlı etkileşim de çocuğun doğayı tanımasını, çevresinde gerçekleşen doğal süreçleri gözlemlemesini engelliyor. Deniz kenarına gitmek, doğada yürüyüş yapmak, bisiklete binmek, toprakla oynayıp ağaç dikmek gibi aktiviteler çocuğun çevreyi anlayıp onu koruma bilincini kazanmasına yardım eder.
Çocuğunuza da sorumluluk verin
Evde imkanlarınız dahilinde yetiştirdiğiniz saksı bitkilerinden bazılarının sulama ve bakım gibi sorumluluklarını çocuğunuza verebilirsiniz. Bahçeli bir evde yaşıyorsanız, ağaç dikip bakımını çocuğunuza devredebilirsiniz. “Benim çiçeğim” “Benim ağacım” duygusu hem çocuğun özgüvenini pekiştirecek hem de sorumluluk bilincini farkında olmadan arttıracaktır.