Oluşturulma Tarihi: Mart 29, 2015 23:59
GDO’lu besinler çocukların gelişimini nasıl etkiler?
Biyoteknolojik yöntemlerle kendi türü haricinde bir türden gen aktarılarak belirli özellikleri değiştirilmiş bitki, hayvan ya da mikroorganizmalara transgenic veya genetiği değiştirilmiş organizma (GDO) denmektedir.
Günümüzde bu teknoloji, tarımdan sağlığa kadar birçok farklı sektörde kullanılmaktadır ve fayda beklenmektedir. Ancak diğer bir taraftan de bu tarz ürünlerin insan sağlığına olumsuz etkileri konusunda yoğun kaygılar bulunmaktadır. Henüz bu konu ile elde ilgili yeterli veri ve bilimsel çalışma bulunmamaktadır. O nedenle, GDO’lu besinlerin bilinen olumsuz etkilerinin yanı sıra uzun vadede nasıl etkilerinin olacağı henüz tam olarak bilinmemektedir.
GDO’lu besinlerin insan sağlığına olumsuz etkileri nelerdir?
- Antibiyotiklere karşı direnç: Gen aktarımları sonucunda antibiyotiklere karşı dirençli bakteriler gelişebilir, ki bu durum sağlık açısından da olumsuz sonuçlar doğurur. Antibiyotiklere karşı gelişebilecek olan direncin patojen olması durumunda, yani zararlı mikroorganizmaya geçmesi sonucunda bu patojenler de antibiyotiklere karşı dirençli hale gelecektir. Çocukların bağışıklık sistemleri tam olgunluğa ulaşmadığı için antibiyotiklere karşı dirençli patojenlerin neden olacağı hastalıkların tedavisi çok güç olabilir.
- Alerjik etkiler: Genetiği değiştirme teknolojisi bazı insanlarda alerjik reaksiyonları artırmaktadır. Özellikle GDO’lu mısır ve soya tüketimi sonucunda alerjik reaksiyonlarda artış olmuştur. Çocuklar gıda alerjisine erişkinlere oranla 4-5 kat daha yatkındırlar. Alerjik hassasiyet 2 yaş altı çocuklarda ve bebeklerde çok daha yoğun olmaktadır.
- Toksik etkiler: Bir diğer olumsuz etki ise toksik yani zehirli etki oluşmasıdır. 1967 yılında Amerika’da geliştirilen bir patates türünün solanin toksini oluşturması sebebiyle patates piyasadan toplatılmıştır. GDO’lu besinlerin %70’inin böceğe karşı dayanıklı kılınmış olması toksik etki şüphesini artırmaktadır. Çocukların vücut kütleleri daha azdır. Bir yetişkin ile aynı miktarda toksine maruz kalan çocuğun birim hacme düşen zehir miktarı çok daha fazla olur. Dolayısıyla çocuklar GDO’lu besinlerin yaratabileceği toksik etkiden daha fazla zarar görürler.
- Kanserojen etkiler: GDO’lu besinlerin kanserlere neden olduğu şüphesi belki de en önemli şüphedir. Bu konuda çalışmalar hala devam etmektedir. Örneğin genetiği değiştirilmiş sığır büyüme hormonu (rBGH) süt verimini artırmak için ineklere verilmiştir. Bu hormon, insülin benzeri büyüme faktörü (IGF-1)’in artmasına neden olmaktadır. IGF-1 hormonu normal hücrelerin olduğu gibi kanserli hücrelerin de büyümesini sağlayan bir hormondur.
Tüm bu riskler yetişkinler gibi çocuklar için de geçerlidir ve hatta daha tehlikelidir.
Çocukların, genetiği değiştirilmiş bu tip yeni gıdalara verdikleri fizyolojik yanıt yetişkinlerden çok daha farklıdır. Vücudumuz zehirli maddelerle karşı karşıya geldiğinde, toksinlerden arınmak için bir dizi mekanizma devreye girer. Bu toksinleri etkisizleştirme mekanizmaları bebek ve çocuklarda tam olgunluğa ulaşmamıştır ve gelişmektedir. Bu nedenle toksinlere karşı tam ve sağlıklı bir yanıt oluşmayabilir. Dolayısıyla yetişkin ile aynı miktarda toksine maruz kalan bir çocuk yetişkine kıyasla bu toksinden çok daha fazla zarar görür.
Her ne kadar tarım, sanayi ve gıda politikaları açısından olumlu etkileri olsa da; bu üretim sisteminin rahatlıkla kullanılabilmesi için sağlık açısından üreme sistemi, endokrin sistemi, nörolojik gelişim ve bağışıklık sistemi üzerine uzun ve kısa vadeli etkilerinin araştırılması gerekmektedir.
GDO’lu besinlerin olumlu etkileri ortaya konulsa bile çocukların bu gıdalara verecekleri fizyolojik yanıtlar farklı veya yetersiz olabilir. Bu nedenle çocuk beslenmesinde GDO’lu besinlerden mümkün olduğunca uzak durulmalıdır.
Uzman Diyetisyen İdil İmamoğlu