“Çocuklar Duymasın”ın Havuç’u...

Küçük meselelerin büyük dizisi Çocuklar Duymasın’ın setindeydik. İzleyicilerine doğru sağlık mesajlarını ilettiği için “Altın Steteskop” ödülüne sahip bu eğlenceli aile dizisinin Havuç’u Furkan Kızılay’la, Meltem ve Haluk’un kozlarını paylaştığı “Mutfak!”ta keyifli bir sohbet gerçekleştirdik.

[fotogaleri=20]

Televizyon hayatı…

Televizyon hayatına çocuk mankenliğiyle başladım. Daha sonra 6 yaşında reklamlarda oynadım. Diziler de beraberinde geldi. Çocuklar Duymasın’la birlikte de en büyük sıçrayışı yaptım. 15 senedir de bu işin içindeyim.

“DOSTLARINIZI DAHA DİKKATLİ SEÇMENİZ GEREKİYOR”

Küçükken ünlü olmaya başladığında zaman zaman şımardığın oldu mu?

Hiç şımarmadım gibi geliyor bana ama bir de dışardan bakmak gerek tabii ki. Herkeste olduğu gibi ilgi, benim de çok hoşuma gidiyordu. Çünkü bir anda insanlar size daha sevecen davranıyorlar ve sizi şımartıyorlar. Dikkatli olmanız, dostlarınızı dikkatli seçmeniz lazım. Benim dostum olan kişiler 8-9 senedir tanıdığım kişilerdir, onun dışındakiler sadece arkadaşım.

Ailen her zaman yanında tabii ki ama psikolojik açıdan sana ne kadar yardımcı oldular?

Beni her zaman desteklediler ayrıca yapılması gereken çok önemli bir şey de yaptılar. Benim haberim olmadan danışmandan destek almışlar. Bana kalırsa bunu, küçük yaşta ünlü olan çocukların aileleri mutlaka yapmalı. Çünkü çok tehlikeli bir şey, incecik bir ipte yürüyorsunuz ve ailelerin doğru mesaj vermeleri, yol göstermeleri gerekiyor. Ailem iyi ki yardım almış diye düşünüyorum bu sayede o dönemi sorunsuz atlattım.

Küçükken okulu oyunculukla birlikte yürütmek zor olmadı mı?

Aslında şimdi daha zor. Eskiden zor değildi çünkü çekimlerimizi hafta sonu yapıyorduk. Ona göre ders çalışıyordum. Ben normalde ders çalışan bir insan değilim. Ama dizi daha disiplinli bir şekilde ders çalışmamı sağlamıştı.

“ALAYLI GELDİ ALAYLI GİDECEK” DEMESİNLER

Hangi bölümde okuyorsun?

Oyunculukla ilgili bir bölüm değil, IT programcılığı okuyorum.

Çok farklıymış…

Herkes ne kadar alakasız diyor zaten. Ben farklı bir şey okumak istedim çünkü. Oyunculuğu her zaman okuyabilirim diye düşündüm. Halbuki oyunculukta yüzde yüz bursum vardı, şimdi yüzde yüz paralı okuyorum. Daha 21 yaşındayım, oyunculukla ilgili eğitim de mutlaka alacağım. “Oyunculuk okumuyor, alaylı geldi alaylı gidecek” diye düşünmesinler.

“SUNUCULUĞU ÇOK SEVDİM”

Bir ara “Cennet Köşeler” isimli programın vardı. Nasıldı sunuculuk yapmak, keyif alıyor muydun?

Programda 58 il gezdik. Herkese nasip olmaz o yaşta o kadar il gezmek. Çok da eğlenceli bir programdı. Reytingleri de iyiydi. Çok il gezdim ve başıma çok da enteresan şeyler geldi. Birçok şey öğrendim. Benim açımdan inanılmaz yararlı bir program oldu.

Program neden bitti peki?

Sponsorumuz bırakma kararı aldı. Biz de zaten yorulmuştuk. Okulumu da etkiliyordu.

Havuç gerçekten büyümüş, küçüklüğündeki o afacanlığı ve sevimliliği devam ediyor ama bunların ötesinde konuşurken duygusal ve karizmatik olgun bir erkek gördüm karşımda. Uzun uzun sohbet ettik, ben sordum o anlattı hem de tüm samimiyetiyle…

“SEVGİLİM YOK”

Çapkınlık var mı?

Her erkeğin hayatında çapkınlık vardır. İki senedir kız arkadaşım yok mesela. Kendime uygun birini bulamadıktan sonra ilişki yaşamayı istemiyorum.

Ünlü olduğun için kızların etrafında döndüğü oluyor mu? Bir kızda aradığın özellikler neler?

İllaki her ünlü erkeğin etrafında kızlar vardır. Bunu zaten ister istemez fark ediyorsun. Ondan ziyade benim birlikte olacağım kişinin kaliteli biri olması gerek. Nasıl davranması gerektiğini bilen ve yerine göre giyinen biri olsun istiyorum. Her şeyine dikkat ederim.

Albüm çıkardın, Saba Tümer’in programında izledim seni ve çok beğendim.

Küçük bir albüm çıkardık. Denemek için ve biraz da beğenilip beğenilmeyeceğini merak ediyorduk ki beğenildi de. Şimdi ben de besteler yapmaya, sözler yazmaya başladım. İlerleyen günlerde onları yapacağız. Albüm şeklinde olup olmayacağını henüz bilmiyorum. Belki de bu parçalara dizide yer verebiliriz.

FURKAN KIZILAY VE APAÇİ DANSI

Dizide neredeyse her bölümde rol arkadaşlarınla Apaçi dansı yapıyorsunuz. Bu dansı dizide kullanmak nereden çıktı?

Ben apaçi dansının videosunu seyretmiştim. Daha sonra okulda videosunu çektik. Bu video zaten internette meşhur oldu. Birol Güven izlemiş, bana “Oğlum sen ne yaptın? Ana habere konuk olmuşsun. Bu nasıl bir dans?” dedi. Ben de korktum hatta bilerek yapmadığımı söyledim:) Daha sonrasında bunu dizide yapmamızı önerdi. Dizide de yaptık ve çok beğenildi. Dizideki arkadaşlarıma da ben öğrettim.

Tiyatroda oynadın mı hiç?

Daha önce tiyatroda oynadım. Oyunun ismi “Namussuzum ki Namusluyum”du. Nedim Saban’la birlikte Tiyatro Kare’de çalıştım. Birkaç oyunda oynadım.

Peki, sinema?

Film izlemeyi zaten çok severim evde arşivim var. Sinemada rol almayı çok istiyorum. Daha önce Mustafa Altıoklar’ın çektiği Emret Komutanım filminde küçük bir rolde oynamıştım. Güzel bir gençlik projesinde rol almak istiyorum. Duygusal bir tipleme istemiyorum. Çünkü insanlar beni artık fırlama bir çocuk olarak tanıyorlar. Bir anda fırlamadan ağlak bir çocuğa geçmek istemiyorum. İnsanlar biraz yadırgayabilirler.

Arşivinde olmazsa olmaz filmlerin?

Biraz eski bir film ama “Beautiful Mind” baş filmim. Beni ilk ağlatan film olan Gladyatör’ü çok severim:) Ben hayatımda çok ağlayan bir insan değilimdir ama Gladyatör’de herkes filmi normal şekilde seyrederken ben hüngür hüngür ağladım. Yeni filmlerden de Leonarda Di Caprio’nun oynadığı “Inception” çok hoşuma gitmişti. Kurgusu sağlam olan, sonunu tahmin edemediğim filmleri seviyorum.

“ÖYLE BİR GEÇER ZAMAN Kİ DİZİSİNDEKİ OSMAN ÇOK BAŞARILI!”

Türk ve yabancı oyunculardan en çok kimleri beğeniyorsun?

Küçük oyunculardan Öyle Bir Geçer Zaman ki dizisindeki Osman (Emir Berke Zincidi) ve bizim dizideki Beton Orçun’u (Eren Aksu) beğeniyorum. Orçun da her geçen gün daha iyiye gidiyor. Birol Güven’in kızı Merve (Öykü Güven) de gün geçtikçe daha iyi oynuyor.

Yetişkinlerden ise tek idolüm “Haluk Bilginer”. Çok beğenirim kendisini. Her türlü role girebilen bir oyuncu. Yurt dışında bile bir sürü filmi var. Yabancı oyunculardan da Nicolas Cage ve Russell Crowe’u çok beğeniyorum.

“PINAR ALTUĞ VE TAMER KARADAĞLI İLE ARAMIZ ÇOK İYİ”

Tamer Karadağlı ve Pınar Altuğ ile aran nasıl?

Aramız hep çok iyiydi. Dışarıda da görüşüyoruz. Pınar Abla ile benim Twitter’da yazışmalarımı görenler "Siz gerçekten anne-oğul musunuz?” diye soruyorlar. Mesela ben tatile çıkacağım zaman “Güneş kremini sürmeyi unutma!” diye bana mesaj atar.

Tamer Ağabey ile dışarı çıkarız, yemek yeriz. Görenler “Hakikaten baba-oğul gibisiniz” derler. Setteki herkesle aram çok iyi. Bizim set, diğer setlere göre daha sıcak bir settir. Herkes birbiriyle iyi anlaşır. O sıcaklık televizyona da yansıyor zaten.

“DEVLET BAHÇELİ’DEN KORKTUM!”

Devlet Bahçeli senin hakkında “Havuç da bozuldu” dedi. Bu konuda ne düşünüyorsun?

İlk önce korktum:) Şaka bir yana beni çok sevdiğini, o lafı tiplemeye söylediğini açıkladı zaten. Siyasete konu olmak güzel bir şey.

Gelecekteki projelerin neler?

Albüm olacak mı bilmiyorum ama belki parçaları internete koyarız. Dizi de sezon finaline girecek. Ben de 2 aylığına hem tatil hem de dil eğitimi için Amerika’ya gideceğim. Seneye Çocuklar Duymasın devam edecek mi bilmiyorum ama ben bir gençlik dizisi çekmek ve sinemada rol almak istiyorum. 

Röportaj: Nilay Uzun

Fotoğraf: Melin Kahraman

Sette bizimle ilgilenen herkese ve tüm sıcaklığı ile bizi karşılayan, her sorumuza içtenlikle cevap veren Furkan Kızılay'a bu keyifli röportaj  için teşekkür ediyoruz.