Güncelleme Tarihi:
Normal gelişim süreçlerini takip eden çocukların 3 yaşından itibaren birçok yeni kavram öğrendiğini belirten Leyla Arslan, “az” ve “çok “kavramının öğrenildiği anın matematiğin temelini oluşturduğunu kaydederek “Matematik ise dünyayı ifade ediş biçimimizdir. Çocuklara paranın öğretilmesi ve sayıların öğretilmesi, bu temel kavramlardan sonra başlar. Hayata dahil edilerek büyüyen çocuklar çok da fark etmeden sayı kavramlarını ve paraları 5-6 yaş arasında öğrenirler. Öğrenemeyenlere ise özel olarak öğretilmelidir” dedi.
Bu çağda çocuklar arkadaşlarında beğendiği oyuncakları alarak eve getirirler. Aile bunu derhal fark etmeli ve geri göndermelidir. Çocuğun ‘sınır’ kavramını da öğrenmiş olduğundan eminsek para vererek basit alışverişleri yaptırabilir, aldığı şeylerin ya da süt, simit, ekmek gibi bazı ihtiyaçların fiyatlarını ve bedelini ödeyerek almanın önemini anlatmaya başlamalıyız. Çocuk her şeye bir bedel ödeyerek sahip olabileceğini ve bunun çok önemli olduğunu, o zaman kıymetli olacağını anlamalıdır. Ayrıca aldığımız bir ürünün örneğin sütün başka markalarını ve bunların fiyat olarak kalite olarak karşılaştırmalarını ve neden tercih ettiğimizi de konuşmalıyız. Böylece çocuğumuz bir şey alınırken araştırma yapılacağını, fiyatını, tadını, şeklini ve miktarını düşünmek gerektiğini öğrenir. Oyuncak alırken de özelliklerini konuşabiliriz. Aslında neyi alması gerektiğine de yön verebiliriz.”
Çocukların bilinçli bir şekilde yönlendirilmesi gerektiğini ifade eden Leyla Arslan, “Çocuklar kendi istediklerini yaptırdıklarını sansalar bile anne-babalar onlardan önce düşüncelerine şekil ve yön verdiği zaman çocuk çok fazla inatlaşıp direnemezler. Ancak bu durum, yeterince bilinçli olarak ilgilenilen çocukta geçerlidir. İhtiyaçları üzerinde konuşulmadan her gördüğü alınan bir çocuk, bütçe anlayışına ve sınır kavramına da yabancı olur. Çocuk, ihtiyacı olmayan şeyi almaması için ikna edilebilmelidir. Eğer çok istiyorsa da anne-babasının onayını mutlaka aldıktan sonra istediği şey alınmalıdır. ‘Sen bunu çok istiyorsun, isteklerin benim için önemli. Ama bu çok pahalı, bütçemizi denk duruma getirip öyle almalıyız. Şu an üzerimde o kadar para yok ama yarın olabilir” şeklinde isteğini biraz ertelemeyi öğretmeli ve sonrasında isteği yerine getirilmelidir. ‘İsteklerini ertelemeyi öğrendiğin zaman alabiliriz’ ya da ‘Sana düzenli olarak bir harçlık vereceğiz, sen harçlığını biriktirerek istediğin şeyi alabilirsin’ diyerek çocuğa para biriktirmeyi öğretebiliriz” tavsiyesinde bulundu.
Çocuğa bütçe öğretme döneminin 7 yaş civarında olduğunu belirten Leyla Arslan, “Bu durum çoğunlukla 7 yaş civarında mümkün olmaktadır. Para ve duygu yönetimini öğrenmek çok önemlidir ama o kadar da kolay değildir. Çocuğa para yönetimini öğretmenin en kolay yoluona yaşına uygun miktarda bir harçlık vermektir. Harçlık, çocuk için yapılacak harcamanın farklı bir yolla yapılması anlamına gelebilir. Amaç çocuğun kendi ihtiyaçları hakkında karar verme sorumluluğunu kazandırmaktır” dedi.
Leyla Arslan, harçlık verirken şu noktalara dikkat edilmesi gerektiğini belirterek bunları şöyle sıraladı:
• Harçlık düzenli olarak her gün verilmelidir.
• Her yıl miktarı artmalıdır.
• Parayı nerede kullanabileceği, neye harcayacağı konuşulmakla birlikte büyük bir miktarı günlük ihtiyaca çok az bir oranı da tasarrufa ayırması söylenebilir.
• Harçlık kavramı öğretilirken borç ve avans alabilme fırsatı da verilmelidir.
• Ailenin maddi durumu iyi olsa bile çocuğa fazla para verilmesi çocuk için zarar verici olabilir.
• Fazla parayla okula giden çocuklar, diğer büyük sınıflar tarafından mağdur edilebilir ve paraları zorla alınabilir.
• İlkokuldan sonra fazla miktara ulaşan harçlık zararlı madde alımlarında kullanılabilir. Her ne olursa olsun aile, harçlığın nereye harcandığı konusunda da izleyici olmalıdır.