Güncelleme Tarihi:
Hürriyet Aile uzmanları şu konuda hemfikir: Çocuk sahibi olma konusu evlenmeden önce tüm yönleriyle konuşulmalı, hatta çiftlerin evlilik öncesi aile danışmanından destek alması da anlamlı olabilir.
Çocuk sahibi olma fikri evlilik öncesi konuşulup değerlendirilmeli
Klinik Psikolog ve Psikoterapist Beril Pabuçcuer Ceylan: Evlilik iki kişinin birlikteliğiyle ve kararlarıyla kurulan ve yürüyen bir ilişkidir. Başlangıçta hayaller, amaçlar ve hedefler olabilir. Başta konuşulan amaç ve hayaller zaman içinde şartlar doğrultusunda değişebilir. Çocuk yapma ya da yapmama kararı da buna dahildir. Özellikle ilk evlilikten sonra yapılan evliliklerde bireyler daha belirgin düşünce ve kararlılıkta evliliklerini kurabiliyor. Evliliğe ve ilişkiye dair bakış açısı ilk evliliğindekine göre değişebiliyor. Çocuk sahibi olmak ciddi bir karardır. Ömür boyu sorumluluk ister. Çocuk, ilgi ve sevgiyle büyür, gelişir. Uzun bir süre buna muhtaçtır ve hakkıdır. Ebeveyn olmak güzel, kıymetli bir durumdur ama bir o kadar da zorluk ve sorumlulukları barındırır. Maddi ve manevi sorumluluk, istek ve motivasyonu içeren bu süreci, her ebeveyn adayı kabul etmek istemeyebilir. Bu yüzden eşlerden biri bunu istememe hakkına sahiptir. Bunlar baştan konuşulduğu zaman daha şeffaf ve adil bir durum olacaktır. Ancak baştan konuşulduysa da sonradan karar ve fikirler değişebilir. Tabii ki istemeyen taraf kadınsa kendi bedeniyle ve süreciyle ilgili bir karar da vermek zorundadır. Çünkü anne, bir babadan her zaman bebeğe karşı daha sorumlu, daha ilgili ve daha fazla vakit geçirmek zorunda olan taraftır. Zorunda çünkü bebeğin sağlıklı bağlanma süreci, emzirme gibi birçok faktör var. Yani bedeniyle ve ruhuyla bebekle daha çok sorumluluk alması gereken taraf olduğu için bu durumu göze alamayabilir. Uzun soluklu bu sürece girmek istemeyebilir.
Her evlilik çocuk sahibi olmakla, sürdürülme zorunluluğunu içermez, içermemelidir. Ancak çocuk sahibi olmayı çok isteyen ve önemseyen taraf bunu mutlaka evlilik öncesi belirtmeli ve partnerler bunu uzun uzadıya konuşup değerlendirmelilerdir. Başlangıçta istemeyen taraf varsa, kadın ya da erkek olsun, diğer tarafı nasılsa ikna ederim düşüncesiyle de nikah masasına oturma hayalini kurmamalıdır ki bu ilerideki çatışmaların ana kaynağı olmasın.
Evlilik öncesi çocuk sahibi olma konusu ister ilk evlilik olsun ister ikinci ya da üçüncü evlilik olsun mutlaka baştan konuşulup olabildiğince anlaşmaya varılması gereken bir husustur. Fikirler tabii ki değişebilir ancak eşin kararı ne olursa olsun saygı duyulma zorunluluğu vardır. Konuşulan yeni şartlar altında çocuk sahibi olma konusunda anlaşmazlık varsa eşler ayrılmayı da tercih edebilir. Özellikle çocuk sahibi olmayı isteyen tarafın ilk çocuğu olacaksa, kendine bu yönde hayat kurması açısından mevcut birlikteliğini bitirme kararı alması çok üzücü ve zordur ancak sağlıklı bir karar da olabilir.
Tek bir tarafın isteğine bağlı olmamalı
Uzman Psikolog M. Berk Karaoğlu: Bu örnekte gördüğümüz gibi çocuk sahibi olmayı bireylerden biri isteyip biri istemediğinde bu durum şansa, akışa veya isteksizlikle sürdürülen bir sürece bırakılmamalıdır. Çünkü bireyler, çocuk yetiştirirken yalnızca maddi veya fiziksel ihtiyaçları karşılamakla kalmayıp çocuğa ruhsal anlamda iyi bir rol model de olmalıdır ve bunları bilerek karar vermelidirler. Tek bir tarafın gönüllü isteğine bağlı olarak dünyaya getirilen çocuklarda ileride ruhsal problemler ortaya çıkabilir. Çocuk ileride bunu bir yerden duyabilir, hissedebilir ve bu durum onu oldukça zedeleyerek psikolojik sıkıntılara sevk edebilir.
Çocuk sahibi olma konusunda fikir birliğinde olmayan kişilerin medeni çerçevede evliliklerini sonlandırması gayet doğaldır. Ancak çocuk sahibi olma konusunun aslında evlenmeden önce tüm yönleriyle masaya yatırılması, konuşulması hatta evlilik öncesi aile danışmanından destek alınması çok daha anlamlı olabilir. Evlilik öncesi veya evlilik sürecinde bu konuları kendi aralarında veya bir uzman yardımıyla özellikle çocuk konusunda hangi yönden çekince duydukları, geleceğe bakış açıları vb. gibi noktalarda ele alarak sorunu belirsizliğe bırakmamalarında fayda vardır. Çünkü çoğu zaman aslında sadece çocuk isteme veya istememe üzerinden yürüyen tartışmalar evlilik içindeki bazı sosyal, maddi, kültürel veya duygusal problemlere de neden olabilir.
Evliliği yıpratmadan süreci sonlandırmak önemli
Uzman Psikolog Ceylan Şekerci: Evlilik sürecinde kadın da erkek de bir dizi değişimden geçebilir. Her iki tarafın da ihtiyaçları, istekleri, beklentileri zaman içinde değişip farklılaşabilir. Dengeler çeşitli etmenlerle bozulabilir. Evliliğin devamı için eşler, yeni oluşan durum ve koşullara ayak uydurmaya çalışır. Burada önemli olan, evliliği kendi sınırlarını da koruyarak devam ettirmeye çalışmaktır. Bahsi geçen örnekte taraflar, kendi yaptıkları açıklamalarda, bazı konularda fikir ayrılıkları yaşadıkları ve ayrılık kararını ortaklaşa ve saygıyla aldıklarını belirtti. Çocuk sahibi olma düşüncesi, evliliklerde önemli ve fikir birliğiyle alınması gereken bir karardır. Bu konu yalnızca eşler arasında olup üçüncü kişilerin yorum ve önerilerine uzaktır. Evlilik kararı alındığı sıradaki yaşam koşulları, düşünce biçimleri değişmiş olabilir. Hayat durağan ve sabit koşullara bağlı olmadığı gibi değişim ve dönüşüm de hayatın bir parçasıdır. Evliliklerde fikir ayrılıkları her zaman gündeme gelebilir. İstenen, ortak bir paydada buluşabilmektir. Ancak çocuk sahibi olma gibi önemli bir konuda oluşan düşünce farklılıklarında tarafların evliliği yıpratmadan süreci sonlandırmaları önemli bir aşamadır.