Hürriyet Aile Özel, Fotoğraf: Alamy
Oluşturulma Tarihi: Ekim 16, 2020 11:28
İnsanlık tarihi boyunca görsel ve sesli uyaranlar hiçbir zaman bu kadar fazla olmamıştı. Son yüz yılda artan uyaranları düşündüğümüzde son yıllarda bu artışın çok ciddi boyutlara geldiğini görüyoruz.
Yeni doğan bebekleri ve çocukları televizyon, tablet, telefon ve diğer sesli-görsel karmaşık uyaranlardan uzak tutmak erken dönem çocukluğu sağlıklı karşılamak için çok kıymetlidir.
Peki, neden ekranları sağlıklı çocuk gelişimine bir tehdit olarak görmeliyiz? Psikolog Çisem Özkan, bu durumun nedenlerini şöyle sıraladı:
- Görsel ve işitsel uyaranlar (ses, ışık, renk ) çocukların sinir sisteminin aşırı yorulmasına neden olur.
- Dijital uyaranların doğal uyaranlara (hayvan sesleri, doğa sesleri, çocuk sesler vb) kıyasla epilepsi gibi rahatsızlıkları tetiklediği bilinmektedir.
- Melatonin salınımına zarar vererek gece uykularının kalitesini düşürdüğü, kalitesiz gece uykusunun da ilerleyen yaşlarda dikkat eksikliği ve hiperaktivite, gelişimsel problemlere neden olabileceği bilimsel olarak ispatlanmıştır. Derin uykunun bölünmemesi için bebeklerin ve çocukların ekran karşısında tutulmaması gerekir.
- Çocuklar sosyal ve duygusal açıdan taklit ederek öğrenme yoluyla gelişir. Empati yetisi de taklit ederek öğrenmeden beslenerek gelişir. Ekranlarda gördüğü karakterlerle empati kurmaya çabalayan çocuk çoğu zaman duygusal bir karmaşaya maruz kalır. Anksiyete, öfke, korku gibi duygu yoğunluklarını yaşaması sosyal açıdan uyumsuz hale getirebilir.
- Bebeklik döneminde hayal-gerçek ayrımı yapılamadığından dijital uyaranlar aracılığıyla çocukluk döneminde gelişecek bazı davranış ve ruhsal problemlerin de tohumu atılır.
- Okul öncesi dönemde oyun aracılığıyla sosyalleşmesi ve duygusal gelişmesi beklenen çocuklar, TV önünde geçirdiği zamanla gerçek ilişkilerden kopar, ahlaki gelişim evrelerini tamamlamada güçlük yaşayabilir.
- Duyusal ve fiziksel uyarılması gereken en önemli yaşlarında hareketsiz kalan çocuklar bedensel deneyimleri daha az yaşadığından obezite, postur bozuklukları yaşayabilirler.
- Dil konuşma becerilerini alıcı ve ifade edici dil becerileri şeklinde değerlendirdiğimizde ekranda çocukların alıcı ve ifade edici becerilerini sınırlayan bir uyaran yığını vardır. Bebeklerin ve çocukların ekrana maruz kalma süreleri arttıkça gülme, ağlama, konuşma gibi tepkilerinde azalma yaşanabilir.
- Bebeklik döneminde ekrana maruz kalan çocukların okul öncesi dönemde korkularının yaşıtlarına kıyasla daha fazla olduğu, gerçek dışı kişi ve yaratıkların varlığına inandıklarından uyku problemleri yaşadıkları gözlenmiştir.
- Ekrana maruz kalan çocuklarda sosyal içe dönüklük, ismi söylenildiğinde bakmama, göz kontağı kurmama, streotipik hareketler (sallanma, kendi etrafında dönme) yaşıtlarına ve çevresindeki diğer insanlara yönelik ilgisizlik, duygusal ifade yoksunluğu görülebilir.
- Ekranlar birçok çocukta dikkat eksikliği hiperaktivite bozukluğu, atipik otizm ve davranış problemlerine sebep en önemli faktörlerden biridir.
- Ruhsal, bedensel ve duyusal gelişimin ilk yıllarını çocuklar evde şekillendirdiği için evde anne-baba ve kardeşlerin teması arttırılarak ekranı ortadan kaldırmak çocuk yararına olacaktır.
Çocuklarımızı duyusal ve bedensel açıdan bol bol uyardığımız ev ortamları oluşturarak sağlıklı nesiller yetiştirmek mümkün.