Güncelleme Tarihi:
Son yıllarda oldukça kafa karıştıran çocuk psikolojisi konularının başında ‘disiplin ve ceza’ konusu listelerde başı çekiyor. Bu kadar popüler bir konuyla ilgili önce konuya kendi çocukluğunuza dönüp bakarak başlamanızda fayda var. Örneğin; anne/babanızın hoşlanmayacağı bir davranış yaptığınızda size nasıl tepki veriyorlardı? Kızarak mı, bağırarak mı, döverek mi, aşağılayarak mı, nasihat ederek mi? Bunlar ya da bunlara benzer cezalandırmalardan en az bir tanesini hatırlıyorsunuzdur. Peki, bu cezaya maruz kalmanıza sebep olan davranışınızı hatırlıyor musunuz? Ebeveynlerin size ders vermek amacıyla, sizi hayata hazırlamak niyetiyle yaptığı bu girişimler hatıradan öteye çoğu zaman gitmez. Üstelik çocuğun yaptığı uygunsuz davranışla yüzleşmesini engelleyerek intikam hayallerinin peşine düşmesine de sebep olur. Artık araştırmalar da fiziksel cezaların çocuklarda saldırgan davranışları arttırdığını ve ileride de depresyon ve kaygıya sebep olabileceğini destekler niteliktedir.
Fiziksel cezalardan kulağa daha hoş gelen diğer bir uca bakarsak o da ödüller, sticker’lar, oyuncaklar alarak pekiştirilen motivasyon kaynaklarıdır. Buradaki sıkıntı ise çocuklar büyükçe elimizdeki ödül kaynaklarının yetersiz kalması ya da çocukların kendi başlarına bu kaynakları elde edebilecek olmalarıdır. Ayrıca dış motivasyona bağımlı hale gelen çocuklar sadece ödülü alabilmeye odaklanırken, sizin öğretmek istediğiniz esas değerleri de edinemezler. Ödüllendirmenin olmadığı yerlerde zorlanabilir, yaptığı işten zevk almayabilir. Bu da etkinliklerden kaçmalarına, başarı duygusunu tatmalarına engel olabilir. Mesela siz çocuğunuzun okulda iyi not almak için mi kitap okumasını arzu edersiniz, yoksa kitap okumayı sevdiği için mi? Kardeşine parka çıkma cezasından korktuğu için mi iyi davranmasını istersiniz yoksa gerçekten sevdiği ve değer verdiği için mi? Cevap oldukça basit aslında.
Pratikte uygulayabileceğimiz kaynaklarımızın farkına varmak ve bunun işe yarayacağına inanarak başlamak en büyük adımınız olacaktır. Sonrasında ise…
Kurallarınızı ve beklentilerinizi belirtmek: Çocuğunuza söylediğiniz şeyleri neden yapması gerektiğini açıklayın.
Seçenek vermek: Çocuğun kendini daha fazla özgür hissedeceği seçenekler sunun. Örneğin; Alışveriş merkezinde koşan çocuğa “İki seçeneğin var ya yürüyebilirsin ya da pusetinde oturarak devam edebilirsin. Sen karar ver.”
Harekete geçmek: Kardeşiyle oyuncak tartışması yaşayan çocuklara güzelce oynamaları gerektiğini sık sık hatırlatmak olay anında yeterli çözüm olmayabilir. Bu sebepten sakin bir şekilde yanlarına gidip oyuncağı ulaşamayacakları bir yere kaldırmayı deneyebilirsiniz.
Birlikte çözüm bulmak: Sorunu hem çocuğun hem de kendi pencerenizden anlatmak için fırsat tanıyın ve ardından aklınıza gelen tüm çözüm yollarını listeleyip birlikte karar verin.
Özetlemek gerekirse ceza etkili olmayan bir disiplin yöntemidir. Çocuğun üzerinde baskı ve zorlamayla oluşturulmuş dış kaynaklı bir hakimiyettir. Bu hakimiyetin olumlu sonuçları çok nadir görülmekle beraber çocuğun daha fazla direnç ve karşı koyma gücü geliştirmesine sebep olur. Disiplin ise çocuğun kendisini denetleyebilmesini ve davranışını düzeltebilmesi üzerine düşünmesini sağlayacak beceriyi kazandırmaktır. Sabır ve gayret gerektiren bu yöntem emeklerinizin son damlasına kadar değecektir.