Güncelleme Tarihi:
Kendime bakıyorum da… İkinci çocuğumu öyle daha farklı, öyle daha rahat, öyle daha tasasız büyütüyorum ki… Birincisinde aklım neredeymiş diye soruyorum kendime.
İlk çocuktaki yemeğini yemedi, uykusunu az uyudu, ah ne zaman oturacak, vah ne zaman yürüyecek tasalarının hiçbirini bu sefer yaşamadım. Tamam, biraz abarttım – uykuyu her zaman –belki de fazlasıyla- önemsedim, ama onun dışındakileri bu sefer cidden takmadım. Ne kilosunu dert ettim, ne az ya da çok yemesini. Deniz’de “ilk iki sene televizyon seyrettirmeyeceğim” diye yeminler etmiş, 15. ayda koyvermiştim. Ya şimdi? Sıkıysa Derin’e seyrettirme. Abisi seyrederken çocuğu odaya kapatacak halim yok ya… Şimdiden o da biliyor Şimşek McQueen’i, Mickey Mouse’u.
Şunu anlamış bulunuyorum: “Uzman”ların önerileri “şu yaştan önce TV seyrettirmeyin”, “Bu kadar olmadan önce çikolata vermeyin”, bıdı bıdı… Heeepsi tek ya da ilk çocuklu aileler için geçerli. İkinci çocukta tüm bu kurallar sıfırlanıyor!
Eh, hal böyle olunca siz daha rahat bir ebeveyn oluyorsunuz. Çocuğunuz daha kolay bir çocuk oluyor. Alan memnun, satan memnun!
Aslında var ya, bu bir hükümet teşvik programı olmalı. Ne bileyim, çocuk yapmayı düşünen çiftlere Aileden Sorumlu Devlet Bakanlığı tarafından bir robot çocuk falan verilmeli. Çiftler önce her şeyi, ama her şeyi onunla tecrübe etmeli, daha sonra kendi çocuklarını yapmalı. O zaman her şey çok daha kolay olur, hem anne-baba, hem de çocuk için.
Ebeveynlik hiçbir şeye benzemiyor. Çocuk doğduktan sonra anlıyorsunuz ki hamilelik de, doğum da işin en kolay kısmıymış. Asıl zor olan o çocuğu uyutmak, büyütmek, yedirmek, içirmek, ona doğruyu-yanlışı öğretmek, sınırları olduğunu anlatmak, sevgili, saygılı, bilinçli, kendine güvenen bir birey olarak yetiştirmekmiş. Ebeveyn olmayıp da bunları yapan var mı aramızda?
Dolayısıyla da bir kez başından böyle bir şey geçtikten sonra ikincisinde çok daha pişmiş oluyor insan. İkinci bebeğimin doğumundan kısa süre sonra, doktor kontrolüne gittiğimizde, bekleme salonunda diğer annelerle beklerken biri yanıma yaklaşıp “İkinci çocuğunuz galiba” demişti. Nasıl anladığını sorduğumda da “Çocuğu çok rahat tutuyorsunuz. Bir de bize bana, nasıl kırılacak gibi tutuyorum bebeğimi” demişti.
Hakikaten de öyle. Biraz yüzme öğrenmek gibi, biraz bisiklete binmek gibi… Bir kez başına gelince bir daha unutulmayan bir şey çocuk büyütmek. Ama öncesinde bir test sürüş yapmak lazım.