Güncelleme Tarihi:
Pek çok anne baba, çocuklarının zekasını hangi yollarla ve ne kadar geliştirebileceklerini, çocukluk döneminde neler yapılması gerektiğini merak ediyor. Zeka, bireyin doğuştan sahip olduğu, genetik olarak kuşaktan kuşağa geçen ve sinir sisteminin işlevlerini kapsayan; deneyim, öğrenme ve çevre etkisiyle biçimlenen bir bileşim. Tanımdan da anlaşılacağı gibi zeka söz konusu olduğunda gen ve çevre şartları yüzde ellişer orana sahip. Yani yüzde 50 genetik yapı, yüzde 50 de sizin onu nasıl yetiştireceğiniz ve nasıl ortam sunacağınız çocuğunuzun zeka gelişimindeki belirleyici faktörler.
Yetişkin olduktan sonra bazı yeteneklerin geliştirilmesi son derece zor oluyor. Çocukluk döneminde bu potansiyelin geliştirilmesinin ilk basamağı ise annenin hamilelik dönemi! Planlı bir hamilelik kadar, anne adayının hamilelik sürecini bilinçli bir şekilde geçirmesi; psikolojik olarak anneliğe hazır olmasının yanı sıra; sigara, alkol ve madde kullanmaması, psikiyatrik bir rahatsızlığının bulunmaması, eşinden destek görüyor olması çok önemli.
Bebekler doğduktan sonraki zeka potansiyelini artırıcı en önemli faktör uyaran zenginliği. Uyaranların fazla olması, bebek beynindeki sinaptik bağlantılarını artırıyor. Uyaran yönünden zengin bir çevre sunmak ise başta annenin bebekle göz teması kurması, onunla konuşması, oynaması ile gerçekleşiyor. Gerçekten ilgilenilen bir bebeğin çevreye olan duyarlılığı ve dolasıyla da öğrenme yolları artıyor.
Anne sütünün zekayı artırdığı bilimsel olarak da kanıtlanmış durumda. Yapılan çalışmalar anne sütü ile beslenen bebeklerin daha zeki ve yetenekli olduklarını, daha iyi gelişim gösterdiklerini ve zeka puanlarının da daha yüksek olduğunu ortaya koyuyor.
Çocukluk döneminde ceviz, balık, bakliyat gibi yiyeceklerin zeka üzerinde olumlu etkisi bulunuyor. Çocuk beslenmesinde bunlara yer vermek önemli. Çocukların abur cubur diye tabir edilen bisküvi, gofret, şekerli yiyecekler ve fast-food tarzı beslenmeden uzak durması, sağlıklı ve dengeli beslenmelerine önem verilmesi gerekiyor.
Çocuklar, büyükleri modelleyerek ve akran etkileşimi ile öğrenirler. Küçük yaşlardan itibaren sosyalleşmesi sağlanan çocukların zeka ve dil becerileri daha yüksek oluyor.
Bebeklikten itibaren kitap okunan çocukların yine zeka ve dil becerilerinin daha iyi olduğu, daha uzun cümleler kurabildikleri ve kendilerini daha iyi ifade edebildikleri biliniyor. Bu nedenle doğduğu günden itibaren bebeğinize yumuşak, tatlı bir ses tonuyla masallar anlatın, kitap okuyun. Her yaptığınız şeyi ona sözel ifade edin, gözlerinin içine bakıp gülümseyerek onunla konuşun.
Spor ve hareket, beyindeki sinaptik bağlantıların gelişimi üzerinde çok önemli bir etkiye sahip. Çocukları küçük yaşlardan itibaren spora yönlendirmek okul dönemindeki zeka puanlarını artırıyor. Serbest hareket etmesine izin verilen örneğin parka götürülen, rahatça oynayabilen çocuklar da gelişim açısından daha iyi ilerleyebiliyor.
Çocukluktan itibaren hem ince motor faaliyetleri destekleyici hem de hafıza güçlendirici etkinliklere verilen önem büyük fayda sağlıyor. Bebeklik döneminde tahta küpler, yap bozlar, çocukluk döneminde eşleştirme kartları, kitap okuyup sonra çocuğa anlattırma, bilmeceler ve eşleştirme gibi oyunlar çocukların zeka potansiyellerini artırıyor.
Hamilelikte müzik gerçekten zekayı artırıyor mu hala tartışıladursun, müzik dinlemenin çocuklar üzerinde hem alıcı dil becerilerinin gelişmesi hem de ritim duygusunun oluşması için önemi büyük. Yine bir müzik aleti çalabilmenin de zeka puanlarını artırıcı etkisi olduğu biliniyor.
Çok zeki ama topluma adapte olamayan ya da psikolojik açıdan uyumsuz çocuklar yetiştirmemeye de gayret etmek çok önemli. Zeka önemlidir ama duygusal zeka çok daha değerlidir. Bu yüzden çocuğunuzun duyarlı, merhametli ve empatik bir birey olarak yetişmesini de tıpkı zekasının yüksek olmasını istediğiniz gibi hatta ondan daha fazla istemeniz gerekir.