Güncelleme Tarihi:
Önce artikülasyonu tanımlayalım. Artikülasyon, konuşma organlarının uyumlu hareketlerle konuşma seslerini doğru telaffuz etme becerisidir. Artikülasyon bozukluğu ise herhangi bir dile ait konuşma seslerini sesletim yeri, biçimi ve ötümlülük/ötümsüzlük özellikleri bakımından hatalı üretimi olarak tanımlanır. Örneğin; -l sesi için dilin ucu üst dişlerin arkasına değerek üretilmesi gerekirken, birey dilin ucunu alt dişlerinin arkasına değdirirse, sesletim yerinde hata yapar ve bu konuşma sesi -y sesi olarak üretilir. Yani ‘elma’ sözcüğü yerine ‘eyma’ duymuş oluruz. Bu durum dil gelişimin ilk yıllarında genellikle oldukça sempatik olarak algılanabilmekte ve hatta aileler tarafında taklit edilmekte ve kullanımı pekiştirilmektedir. Fakat dil gelişimi ile beraber her dile ait konuşma seslerinin edinimi belirli yaş dönemlerinde sağlanmaktadır. İşte burası ciddi önem taşır. Eğer bu yaş aralıklarında uygun konuşma seslerinin kazanımı sağlanmamışsa bu durum artikülasyon bozukluğu olarak karşımıza çıkabilir.
Peki artikülasyon bozukluğu neden olur?
Yapısal bozukluklar, dil bağı, bozuk damak, dudak veya diş yapısı, ağız-yüz anomalileri, işitme sorunları, nörolojik kökenli sorunlar gibi sebeplere bağlı olarak ortaya çıkabileceği gibi normal dil gelişiminin bir parçası olarak kendiliğinden de olabilir. Bu bağlamda uzman tarafından oral-motor değerlendirme yapılarak yapısal bozukluklar ayırt edilip sürecin yürütülmesi önem taşımaktadır.
Konuşma seslerinin çocuk tarafından kazanıldığı dönemler olduğunu belirtmiştim. Hatalı üretimi artikülasyon bozukluğu olarak tanımlayabilmemiz için ailelerin bu dönemlerde kazanılan konuşma seslerini doğru değerlendirmeli ve süreci bu doğrulta bir uzmana danışması önem taşımaktadır. Uzmana başvuruda geç kalındığında bu durum okul dönemine kadar uzamakta ve ileride okuma-yazma sorunları veya öğrenme güçlükleri gibi durumların oluşmasında rol oynayabilmektedir.
Genel hatlarıyla bu dönemler ve kazanılması beklenen sesler Türkçe için; 1 ile 3 yaş arasında “b, d, t, k, m, n ve y”, 3 ile 4 yaş arasında “p, t, g, k, n, ş, c, ç, l, y, v, f, s, z, j, h ve r”, 4 ile 5 yaş arası “f, v, z, j, h, ğ ve r” olarak belirtilmektedir. Bu dönemlerde ilgili konuşma seslerinin kazanımı sağlanmamışsa ve tutarlı bir şekilde hatalı üretimi devam ediyorsa bu durum artık artikülasyon sorunu olduğunu göstermektedir. Fakat bu yaş dönemleri ciddi önem taşımaktadır. 3 yaşında bir çocuğun ‘armut’ yerine ‘aymut’ demesi kabul edilebilir bir üretim olarak değerlendirebilmekte ve artikülasyon sorunu olarak tanımlanmıyorken, “r” sesinin en son kazanımın sağlanması gereken 5 yaş sonrası ‘aymut’ şeklinde üretimi bir artikülasyon bozukluğu olarak tanımlanabilir.
Bu durumda aileler ne yapmalı?
Öncelikle artikülasyon sorunundan şüphe duyuyorsanız, anne ve babanın dışında çocuğun konuşmasını anlamakta başka kişiler de güçlük yaşıyorsa, bozuk konuşma üretimi yaş dönemleri ile uyumsuzsa hemen uzman dil ve konuşma terapistine başvurmalı, evde bu konuşmasını taklit veya sevgi ile pekiştirmemeli ve doğru model telaffuzu içeren konuşma üretimi kullanımına devam edilmelidir. Dil ve konuşma terapisti, oral-motor değerlendirme yaparak herhangi bir yapısal sorun var mı, müdahale gerekir mi gibi durumları değerlendirecek ve gerek gördüğü durumda farklı branşlara yönlendirme yapacaktır. Ardından doğru artikülasyon ile üretilmeyen sesleri ilgili testlerle tespit edecek, üretim ve genellemenin sağlanması için terapiler ile planlama yapacaktır. Süreç doğru değerlendirme ve terapi süreciyle çok kısa sürede halledilebilmektedir.