Güncelleme Tarihi:
Biz anne-babalar ve öğretmenler, çocukların sorunlarına çözüm ararken, görevimizin onlarla konuşmak, öğüt vermek ve öneri de bulunmak olduğunu düşünürüz. Oysa çocuğun sorunlarını çözmede gerekli olan, onu dinlemektir. Dinlemek çocuğun gelecekte de sağlıklı bir iletişim kurabilmesini, kendisi hakkında olumlu duygulara sahip olmasını, değer verildiğini hissetmesini kendine saygısını ve problem çözme davranışını geliştirir. Konuşmasına fırsat verilen çocuk, başkalarını da dinlemeyi öğrenir. Dinleyen çocuk, olayları daha rahat kavrar, neden sonuç ilişkileri kurarak zihninde muhakeme eder. Kendi düşüncelerini aktarır. Böylece etkilendiği etmenleri süzgeçten geçirerek tepki vermeyi öğrenir. Çocuğun bütün bunları başarabilmesi için yaşantı edinmesini sağlamamız gereklidir. Çocuk yaşayarak öğrenir. Yani bizim onu dinlememiz duygularını rahat ifade etmesini sağlamamız, dinlemeyi öğrenmesi açısından önemlidir.
İyi bir dinleyici olmak için; çocuğu dinlerken rahat bir şekilde oturulmalıdır. Rahat bir oturuş çocuğu dinlemeyi kolaylaştırır. Çocukla konuşurken göz teması kurmak önemlidir. Bu nedenle ya çocuğun boyunun hizasına gelmek için diz çökmeli ya da kucağa almalıdır. Konuşurken aynı seviyede olmak, çocuğa biz eşitiz, rahatlayabilirsin mesajı verir. Aksi durumda kendisinden fiziksel olarak çok büyük olan anne-babasını otorite olarak kabul eder. Duygularını paylaşmaya çekinebilir. Göz teması çocuğa duyulan ilgiyi ve saygıyı gösterir. Kendi duygularının anlaşılıp anlaşılmadığını hissetmek ister. Göz göze gelmek bazen en iyi iletişim yoludur. Konuşurken karsısındakinin gözlerindeki sevgi ve ilgiyi hisseden çocuk içindeki sıkıntıları daha rahat dile getirebilir. Kendisi ile ilgili olumlu yargılar geliştirir.
Çocuk, uykusuz, yorgun, acıkmış ya da başkalarının yanındaysa konuşmak istemez. Fiziksel ihtiyaçları karşılanmış olursa konuşma bölünmez. Konuşurken çocuğun aynı zamanda ses tonuna, yüz ifadelerine ve bakışlarını kaçırıp kaçırmadığına dikkat edilmeli, davranışları ile söylediklerinin tutarlı olup olmadığına bakılmalı. Örneğin Anne- babası boşanmış çocuk “hayır ben onların ayrılmasına üzülmedim” derken gözleri sulanıyorsa çocuğun söyledikleri bize inandırıcı gelmez. İyi bir dinleyici olmak için, karşımızdaki kişinin beden dilini de duymamız gerekir. Çocuk kendisine yakın duran, yüzüne bakan kişiye daha çok güven ve konuşma isteği duyar. Çocuk bir şey anlatırken “ tamam, sen anlat ben dinliyorum” diyen ve bu arada başka bir işle uğraşan anneyle konuşmak istemez.
Dinleme sırasında çocuğun sözünü kesmeden, çocuk durakladığında “Hımm, evet anlıyorum...” gibi sözlü belirtiler ya da gülümseme, baş sallama gibi sözsüz belirtiler yapılmalıdır.
Çocuğu dinlerken sessiz olunmalı, zaman zaman duraklamalarda söze karışılmalıdır. Sessizlik, konuşan kişiye konuştukları hakkında düşünme ve olaya daha dikkatli bakma fırsatı verir, konuşan kişiyi rahatlatır. “Arkadaşlarımla oyun oynamayacağım.” diyen bir çocuğun sözünü keserek “Ben sana söylemiştim, onlar iyi çocuklar değil başka arkadaşlar bulmalısın.” demek o çocuk için gereken sessizliği sağlamaz. Çocuk düşüncelerini tam olarak söyleyemez, kendisini rahatsız hisseder. Yargılandığını düşünebilir ve konuşmaktan vazgeçer. "Çocuğumuzu dinlemenin başka yararı var mı?" diye incelediğimizde;
Kelime dağarcığının zenginleştiğini,
Konuşma yeteneğinin geliştiğini ve duygularını daha iyi ifade ettiğini görüyoruz.
Ayrıca, çocuğun içine kapanması, ağlaması, saldırgan davranması yerine kendini sözle anlatarak rahatlamasını sağlar. Çocuğun toplumsal yaşama uyumunu kolaylaştırır.
Doğru anlaşıldığını hisseden çocuk, kendini daha huzurlu ve rahat hisseder. Bunun sonucunda çocuğun kendine güveni artar.
Duygusal ve sosyal yönden gelişmesini sağlar. Başkaları tarafından dinlenen çocuk da başkalarını kolaylıkla dinler. Aile içi ve diğer ilişki kurduğu insanlarla sağlıklı bir iletişim içine girmesini kolaylaştırır. Çoğu çatışmalar karşımızdaki kişiyi yeterince dinlemediğimiz için oluşmaktadır. Duygularını konuşma yoluyla dile getiremeyen kişi, bir şekilde anlatmak anlaşılmak isteyecektir. Çocuklarımızı etkin dinersek eğer, şiddet ve öfke gibi çatışma içeren yolları denemeye ihtiyaç duymayacaklardır.
Çocuklarımızı etkin dinlemek ve sağlıklı iletişim kurmak dileği ile hoşça kalın...
Meral Hasandayıoğlu
Çocuk Gelişimi ve Eğitimi Uzmanı&Aile Danışmanı