Çocuğunuz başkalarının eşyalarını izinsiz alıyorsa…

Güncelleme Tarihi:

Çocuğunuz başkalarının eşyalarını izinsiz alıyorsa…
Oluşturulma Tarihi: Mart 26, 2015 10:00

Çocuklar neden hırsızlık yapar?

Haberin Devamı

Okul öncesi dönemde, çocukların gördüğü bir nesneyi izinsiz olarak alması bizim anladığımız anlamda bir hırsızlık veya çalma olarak kabul edilmez. Böyle bir davranışı çalma veya hırsızlık olarak değerlendirebilmek için çocukta mülkiyet kavramının gelişmesi, yani çocuğun okul çağına gelmiş olması gerekir.

Okul öncesi dönemde mülkiyet duygusu tam olarak gelişmediği ve sosyal davranışları şekillenmediği için, başkasına ait eşyayı izinsiz olarak almayı, bizim kaygı duyduğumuz kadar kötü bir davranış olarak düşünemezler.

Özellikle iki yaşına kadar olan (oral dönem dediğimiz) dönemde çocuk benmerkezci düşünmekte ve davranışlarını ona göre yönlendirmektedir. Dünyanın kendi etrafında döndüğünü, her şeyin kendisine ait olduğunu ve kendisi için var olduğunu düşündüklerinden istediği nesneyi istediği zaman alabileceğini düşünür ve bunun için izin alma gereği bile hissetmez.

Haberin Devamı

2 yaşından sonra ‘benim-senin’ kavramları gelişmeye başlar

Yukarıda değindiğimiz gibi bu dönemde mülkiyet duygusu tam olarak gelişmediği için sahiplenme kavramları da çok anlam ifade etmez. Bazen bir mağazada ya da kreşte beğendiği, hoşlandığı bir eşyayı kendisinin gibi kaygısızca alabilir. Girdikleri dükkandan elinde bir oyuncakla çıkan çocuklara çoğumuz şahit olmuşuzdur. Bu dönemde anne ve babanın yönlendirmeleri ve uyarmaları ile zamanla çocuklarda sosyal davranışları gelişir ‘benim, senin’ gibi kavramları ayırt etmeye başlar, ancak bu davranışlar tam olarak yerleşinceye ve ayırt edebilinceye kadar bu tarz izinsiz alma davranışları devam etmektedir.

Benmerkezci düşünülen ilk iki yaştan sonra, anne ve babanın uyarmaları ve davranışları düzeltmeye başlamasıyla çocukta benim, senin gibi sahiplenme kavramları gelişmeye başlamakta ve kendisine ait olmayan bir nesnenin izinsiz olarak alınmayacağını anlamaya başlamaktadır.

Ancak okul çağına kadar bu sosyal davranışlar, sahiplenme kavramları, doğrular ve yanlışlar henüz tam olarak yerleşmediği için çalma davranışları ara sıra da olsa devam eder.

Çocukları hırsızlığa iten nedenler

  • Her şeyden önce şunu belirtmek isterim ki; çocukta hastalık boyutunda bir kişilik bozukluğu veya zihinsel gerilik yoksa çalma davranışları anne ve babanın doğru yönlendirmeleri ve uyarmaları ile giderilip düzeltilebilir. Eğer anne-baba çocuktaki bu davranışları düzeltmiyor, hoşgörüyle karşılıyor veya görmezden geliniyorsa çocuk bu davranışları normalmiş gibi yapmaya devam edecek ve yapmakta bir sakınca görmeyecektir.
  • Anne, baba veya çevresi tarafından yeterli ilgi ve sevgiyi görmeyen çocuk ihtiyaç duyduğu ilgi çekme isteği ile hırsızlık davranışlarına yönelebilir ve bu şekilde, istediği ilgiyi üstüne çekmeye çalışır.
  • Kuralların olmadığı çok gevşek ve hoşgörülü aile tutumları yüzünden okul dönemine kadar kazanılması gereken mülkiyet kavramının kazanılmamış olması.
  • Model alma. Anne, baba veya yakın çevredeki kişilerin de başkalarının eşyalarını habersiz alması, çocuğun onları örnek almasına ve benzer davranışlar sergilemesine neden olacaktır.
  • Çevreye ve arkadaşlarına göre çocuğun daha az eşyaya, oyuncağa, kıyafete, harçlığa sahip olması; çocuğun onlardan eksik gözükmemek, onlara denk olabilmek kaygısıyla izinsiz bir şeyler almasına, çalmasına yol açan başka bir nedendir.
  • Yukarıdaki durumun tam tersi bir tabloda ise sınır konmadan, her isteği yapılarak ‘şımarık’ yetiştirilen çocuklarda ise istediği her şeye sahip olabileceği düşüncesi yerleşir. Çünkü bu tarz çocuklarda her koşulda istediği şeye sahip olmak ve almak bir hayat tarzı haline gelmiştir.
  • Özellikle ilkokul çağlarında ve ergen yaşlarda grup dinamiği ve akran etkisi fazla olduğundan dolayı çocuklar arkadaş kazanmak, arkadaş gruplarına girebilmek amacıyla bir şeyler çalarak kendini ispat etmeye çalışır.
  • Buradaki asıl amaç hırsızlık veya bir şey çalmak değil, arkadaşlarına kendini ispat edebilmektir ama her nedenle olursa olsun sonuçta yapılan davranış, hırsızlığı pekiştiren bir davranıştır.

Ailelerin dikkat etmesi gereken önemli noktalar

  • Okul çağına kadar olan dönemde çocuklar üzerinde en etkili olan kişiler kuşkusuz anne ve babalardır. Bu dönemdeki doğru tutum ve yaklaşımlar çocuğun davranışlarının şekillenmesinde önemli rol oynamaktadır. Çocuklar iyiyi, kötüyü, doğruyu, yanlışı anne ve babalarından öğrenmektedir.
  • Çocuklar ilk olarak anne babalarını örnek alacakları için davranışlarla çocuklara örnek olunmalı ve çocuğa ait eşyalar izinsiz olarak alınmamalı, kullanılmamalıdır.
  • Küçüklükten itibaren başkasına ait olan bir eşya alınacağı veya kullanılacağı zaman izin alması gerektiği örneklerle yaşatılmalı, öğretilmelidir.
  • Ekonomik sorunlarınız sizin için önemlidir, bunların çocuk için bir anlamı yoktur, ayrıca bunları anlayabilecek ve yorumlayabilecek olgunlukta da değildir. O nedenle mümkün olduğunca çocuğun temel ve çocukluk ihtiyaçları karşılanmalı, çocuklar üzerinden ekonomi yapılmamaya çalışılmalıdır.
  • Mülkiyet ve sahiplenme duygularının gelişmesi için çocuğun kendisine ait eşyaları, odası veya özel bir alanı olmalı ve ona ait eşyaların, oyuncakların ondan izinsiz alınmamasına, kullanılmamasına özen gösterilmelidir.
  • Özellikle çocuğun sosyalleşmeye, kendi başına hareket edebilmeye başladığı dönem olan yürümeye başlamasıyla birlikte; başkalarının yanında, dışarıda nasıl davranacağı, neler yapabileceği, öğretilmeli ki, çocuk nerede ne zaman, nasıl davranacağını bilebilsin. Yani adabı muaşeret kuralları öğretilmelidir.
  • Eğer çocuk başkasına ait bir şeyi izinsiz almış ve bu daha alışkanlık haline gelmemişse hemen büyük bir suç işlemiş gibi tepki göstermek, suçlamak, cezalandırmak yerine davranışın yanlış olduğu, rencide edici, karşı tarafı zor durumda bırakan kötü bir davranış olduğu açıklanmalı. Fakat hiçbir zaman görmemezlikten gelinip bir daha yapmaz gibi çok hoşgörülü tavırlar içinde de olunmamalıdır.
  • Başkasından izinsiz olarak almış olduğu eşyalar muhakkak suretle özür dileyerek geri verdirilmeli, bir daha yapma gibi yumuşak uyarılarla geçiştirilmemelidir.
  • Çocukların arkadaşları tanınmalı, kimlerle görüştüğü kontrol altında tutulmalıdır. Çünkü okul dönemiyle birlikte anne babanın dışındaki kişilerinde çocuklar üzerindeki etkisi, yaptırım gücü başlamaktadır.
  • Sorun çevreden, okuldan ve arkadaşlarından kaynaklanıyorsa süratle okulla ve diğer çocukların aileleri ile işbirliği yapılmalı ve önlemler alınmalıdır.
  • Dayak, psikolojik ve fiziksel şiddet gibi cezalar veya polisle korkutma gibi yöntemler yerine çocukların her zaman konuşabilecekleri, dertlerini paylaşabilecekleri ortamlar yaratılmalı ki, çocuklar sorunlarını herkesten önce sizlerle paylaşabilsin. Çocuğun yaş ve algımla seviyesine göre konuşmalar ayarlanmalı, çok küçük bir çocuğa yasalardan, cezalardan bahsetmek bir yarar sağlamayacağı gibi ya çok korkutacak ya da söylenenlerden hiçbir şey anlamamasına neden olacaktır.

Psikolog Bekir Fehmi Örmeci  

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!