Güncelleme Tarihi:
Çene yüz bölgesini şekillendiren temel işlevler solunum, çiğneme ve yutkunmadır. Çocuğun sağlıklı büyüme-gelişimi için bu işlevlerin doğru ve yeterli olması gerekir.
Doğru olan ağızın her iki tarafında değiştirerek çiğnemek ve kesme sırasında alt çeneyi ileri itmektir. Tek taraflı çiğneme, ilgili tarafın daha fazla büyümesine ve buna bağlı olarak bir tarafta çapraz kapanış gelişmesine neden olabilir. Çenelerin kapatılması sırasında dişlerdeki düzensizliklerden kaynaklı erken temaslar çocuğun çenesini kaydırarak normal dışı bir konumda kapatmasına neden olabilir. Çene eklemi bu duruma adapte olacağından, büyüme-gelişimin erken döneminde düzeltilmeyen anormaliler kalıcı hale gelir ve çocukla beraber büyür.
“Tedaviye erken başlarsanız yüz sizin standartlarınıza adapte olur; tedaviye geç başlarsanız siz standartlarınızı yüze adapte etmek zorunda kalırsınız.”
C.Gugino
Beslenmeye yönelik olmayan emme işlevinin 3-4 yaş sonrasına kadar devam etmesi bebeklik yutkunmasını kalıcı hale getirebilir. Bu hatalı alışkanlık damak kubbesinin derinleşmesine, üst çenenin dar oluşmasına ve ön dişler arasında açıklık gelişmesine neden olabilir. Hatalı veya uzamış bu alışkankanlık aynı zamanda üst damağa yerleşmesi gereken dil ucunun ön dişler arasına itilmesiyle alt ve üst keser dişlerin aşırı fırlaklaşmasına veya alt-üst kesici dişler arasında açıklık kalmasına sebep olabilir. Dilin geriye doğru itildiği yutkunma biçimlerinde alt ve üst azı dişler arası açık kalabilir.
Yüzün orta bölümünün ve üst çenenin yeterli büyümesi ve doğru gelişimi için burun solunumu mutlaka gereklidir. Nefes yolu tıkanıklıkları nedeniyle ağız solunumu yapan çocuklarda ağız genellikle açık olduğundan dil ağız tabanına yayılmış veya bastırılmıştır.
Üst çenenin ve burun tabanının enine gelişimi yetersiz kalır, dolayısıyla damak kubbesi dardır, bir tarafta veya iki tarafta çapraz kapanış gelişebilir. Üst dudak genellikle kısadır, hasta dudaklarını kapatabilmek için çene kaslarını da kullanmak durumunda kalır. Çocuk daha rahat nefes almak için başını geri atmalıdır. Ancak bu şekilde ufku göremeyeceğinden boynunu öne uzatır. Omuzlar öne doğru yuvarlanmış, sırt hafif kamburdur.
Sürekli ağız solunumu yapanlarda havayolu boyutları azalabilir, bu durumda apne, horlama gibi uyku bozuklukları gelişebilir. Büyüme hormonunun sadece gece salgılandığı da göz önünde tutulduğunda tüm dokulara yeterince oksijenin gittiği kaliteli bir uyku için burun solunumu temin edilmelidir. Bu maksatla fizyoterapist, konuşma terapisti ve kulak burun boğaz uzmanı ile ortak çalışmak gerekebilir.