Güncelleme Tarihi:
Omurganın tam düz olması gerekirken S veya C şeklinde olması olarak tanımlanabilen skolyoz, Türkiye’de 2,5 milyon kişide gözlemleniyor. Skolyozun erken teşhisi için anne ve babalara önemli görevler düştüğünü söyleyen Ortopedi, Skolyoz ve Omurga Cerrahisi Uzmanı Prof. Dr. Şevki Erdem, ebeveynler için 30 saniyede skolyoz teşhisini anlattı.
Aileler 30 saniyelerini ayırarak çocukların omurgalarında bir sorun olup olmadığını kontrol edebilirler. Çocukların normal gelişimine engel olan skolyoz erken teşhis edilirse tedavisinde yüzde 100’e varan başarı sağlayabiliyoruz.
Skolyoz, ülkemizde 2,5 milyon kişide görülen, Skolyoz Araştırma Topluluğu’na göre, her 10 buluğ çağındaki insandan birini herhangi bir derecede etkileyen bir hastalık. Skolyozu, nedeni tam olarak bilinemeyen ancak tedavi edilebilen bir hastalık olarak tanımlayan Prof. Dr. Şevki Erdem, burada öncelikli görevin ebeveynlere düştüğünü belirtti. Ergenliğin başlarında çocuklar yıkanma, giyinme gibi aktiviteleri kendileri yapmaya başladıklarından, vücutlarındaki bazı değişiklikler anne babanın gözünden kaçabilir diyen Prof. Dr. Erdem, ebeveynlerin 30 saniyede skolyozu teşhis etmeleri için bir kılavuz paylaştı.
Skolyozun birçok nedeni olduğunu belirten Prof. Dr. Şevki Erdem, hastaların yüzde 80-85’inde idiopatik denilen bilinen bir nedeni olmayan skolyoz görülüyor dedi. Araştırmaların bu skolyoz tipinde genetik faktörlerin önemli olduğunu ortaya koyduğunu açıklayan Prof. Dr. Erdem, doğuştan yani konjenital skolyozlara ise gebelik sırasında geçirilen enfeksiyonlar, şeker hastalığı, bazı vitamin eksikliklerinin neden olabileceğini ifade etti. Prof. Dr. Erdem, skolyozun bu tipinde hastada kalp, böbrek ve sindirim sistemi hastalıklarının da gözlenebileceğini sözlerine ekledi.
Yetişme çağındaki çocukların geleceğini tehdit eden bir hastalık olan skolyozun erken teşhis edilmesi halinde, tedavisinde yüzde 100’e varan bir başarı sağlandığını bildiren Prof. Dr. Erdem, zamanında teşhis edilemeyen omurga eğrilikleri ilerlediğinde çocukların normal gelişimine engel olabileceğine dikkat çekti.
Skolyoz tanısı için skolyoz grafisi dediğimiz, tüm omurganın tek çekimde, kafatasından kalça eklemine kadar görüldüğü, ayakta önden ve yandan çekilen grafiler gereklidir. Bu grafilerde skolyoz saptanırsa, eşlik eden bulgulara göre, skolyozun nedenini anlamak amacıyla MR ve BT gibi ek tetkikler istenebilir.
Prof. Dr. Erdem, skolyoz tedavisinin hastalığın tespit edildiği andaki derecesine göre belirlendiğini belirterek, tedavi yöntemlerini şöyle açıkladı; gözlem, korse tedavisi ve cerrahi süreçlerinden herhangi birinin uygulanması. Tüm skolyoz hastalarının yaklaşık yüzde 30’unun tedavi gerektirdiğini ifade eden Prof. Dr. Erdem, tedavide ilk seçeneğin izlem olduğunu ve 20-25 dereceden küçük eğrilikleri olan hastaları belli aralıklarla takip edip, egzersize teşvik ettiklerini söyledi. İkinci seçeneğin korse tedavisi olduğunu açıklayan Prof. Dr. Erdem, eğriliği 20-40 derece arasında olan ve büyüme potansiyeli bulunan kişilerde korsenin etkili olduğunu ancak bunun için günde 20-23 saat takılı kalması gerektiğini bildirdi. Prof. Dr. Erdem, büyümesini tamamlamış olan çocuklarda, eğrilik sırtta 45, belde 35 dereceyi aşarsa cerrahi müdahaleye gerek duyulduğunu vurguladı.
Skolyoz hastalığında en önemli konunun ailelerin bilinçlenmesi olduğuna dikkat çeken Prof. Dr. Şevki Erdem, ebeveynlere yol göstermesi için skolyoz teşhisinde yanıtlanması gereken kritik 8 soruyu paylaştı. Prof. Dr. Erdem, bu soruların yanıtları eğer ‘evet’ ise aileleri en kısa sürede bu alanda uzman bir doktora danışmasını tavsiye etti.
[fotogaleri=3090,3080,2835]