Güncelleme Tarihi:
Bebeklerimizi büyütürken boylarını, kilolarını çok yakın takip ediyoruz. Bazen dünya üzerinde olmayan karışımları hazırlayıp bebeğimize yedirmeye çalışıyoruz. Peki, ya nörolojik gelişimleri?
Özellikle çok rahatlıkla fark edilebilecek bebeğin başını tutması, oturması, yürümesi şeklinde sıralanabilecek kaba motor hareketlerinin gelişimini ve buradaki gecikmeleri daha rahat fark etsek de mental gelişimin ve kişisel sosyal gelişimin bir parçası olan konuşmayı daha geri planda gözlüyoruz. Genellikle çocuğun konuşması geciktiği zaman aile büyüklerinin en sık yaptığı hata çocuğu aile bireylerinden birine benzeterek “Amcası da geç konuştu” şeklinde yorum yapmaktır. Oysa bebeğin yaşına uygun şekilde her alanda gelişim göstermesi önemlidir.
Konuşma gecikmesi olan çocuklar mutlaka işitme açısından da değerlendirilmelidir. Özellikle konuşması geri kalan bebekte göz temasında zayıflık, 1 yaşından sonra ismine dönüp bakmama, komut almama, taklit yapmama gibi bulgular varsa bu çocuklar otizm ve uyaran eksikliği açısından hızlıca değerlendirilmeli ve gerekli olan özel eğitim, olabilecek en küçük yaşta başlanmalıdır. Otizm tanısı alan hastaların altta yatabilecek metabolik ve genetik hastalıklar ve sıklıkla eşlik edebilecek epilepsi açısından mutlaka değerlendirilmesi gereklidir.
Konuşması geri kalan çocuklarımızı “Nasıl olsa konuşur” diye göz ardı etmek yerine “Ya hiç konuşmazsa?” diye düşünüp en kısa zamanda uzmanına götürmek gerekir.