Güncelleme Tarihi:
“Toplumumuza ait, örf adet ve geleneklerde namus kavramına cinsellik açısından çok vurgu yapılıyor. Toplum kişinin namuslu kalması için yüzyıllardır mitlerden ve tabulardan yararlanmıştır. İlk gece korkusunu ortaya çıkaran mitler ve tabulardır. Kadınların evlenene kadar cinsel eylemde bulunmasını engelleyen toplumsal öğretiler, bir yandan cinsellikten kadını soğutmakta ve korkutmaktadır.
Evlilikten önce kadına öğretilen mitler şunlardır: ‘Cinsellik kadının görevidir’ , ‘Kadınlar cinsellikten zevk almazlar’ ,’İlk cinsel deneyim çok acı vericidir’, ‘Kadın cinsel isteğini belli etmez, ederse kocası hakkında kötü düşünür’, ‘Erkekler sürekli isteklidir.’
Erkeklerin cephesinden olaya baktığımızda ise namus kavramı nedeniyle evlenmeyi düşündüğü kızla ya da sevgilisi ile evlilik öncesi cinsel birliktelik yaşaması toplum tarafından uygun görülmemektedir. Sevdiği kişiyle toplum baskısı nedeniyle cinsel birliktelik yaşamayan erkek ise ilk cinsel deneyimlerini genelevde gerçekleştirir. Yaşadığı cinsel deneyiminin sonucunda ise bazı erkeklerin başarısız olup kaygısı artarken, bazılarının ise erken boşalma, sertleşme bozukluğu gibi sorunları olabilmektedir.”
Erkekler kaygılı, kadınlar ise açık değil
“Tüm bunların ortasında yatak odasına giren erkeklerin 20’li yaşların başında aceleci kaygılı bir cinsel hayat yaşadığını, kadınların ise cinsellikle ilgili açık davranamadığını ve cinsel bilgilerinin seks hayatı olsa bile hâlâ yetersiz olduğu görülmektedir. Bu nedenle fiziksel performans açısından her iki cinsinde en güçlü olduğu bu evre cinsellik performansı açısından yetersiz kalmaktadır.
Her iki cinsiyetinde seks açısından altın çağı 30’lardır çünkü erkek deneyim kazanmış aceleci ve kaygılı halinden kurtulmuştur, kadın ise cinsellikle ilgili isteklerinin farkına varıp, kendini ifade etmeye başlayabilir. Fiziksel açıdan ise erkek de kadın da hâlâ güçlüdür. Sevdiği insanla sevişmenin, dokunmanın yarattığı hazzın büyüsüne kapılan çiftler için oldukça keyifli geçen yıllardır. Yakaladığı bu haz dönemini çiftler 40’lı yaşlarında devam ettireceklerdir.”
Menopoz ve andropoz etkeni
“Fiziksel olarak menopoz dönemine girdikten sonra kadınlarda cinsel isteği sağlayan testosteron hormonu seviyesi düştüğü için cinsel arzuda düşüş olmaktadır. Aynı kader andropoza giren erkeklerin başına gelmektedir. Toplum tarafından yaşlanan kişilerin cinsel istek ve arzularının olması hoş karşılanmamaktadır. Toplumun bu yanlış inancını önemsememek gerekir. Cinsel istek azalsa bile çiftin birbirine olan isteği devam eder, cinsel periyotları gittikçe seyrekleşebilir fakat önemli olan çiftin cinsellikten ortak hazlar almaya devam edebilmesidir.”