Güncelleme Tarihi:
Dr. Özer Akgül, vatandaşları alarma geçiren bu virüsle ilgili bilgilendirmelerde bulundu. Virüsün çok yeni keşfedilmiş olması nedeniyle bilinmeyenlerinin çok olduğunun altını çizen Akgül, “Her ihtimale karşı akut solunum yolu infeksiyonu olan kişilerle yakın temastan kaçınmak, özellikle hasta kişiler veya çevresi ile temastan sonra sık sık el yıkamak, canlı veya ölü çiftlik hayvanları ile yakın temastan kaçınmak ve sağlık profesyonelleri tarafından özellikle havalimanı giriş ve çıkışlarında yolcuların bilgilendirilmesini sağlamak alınabilecek önlemler arasında sıralanıyor” dedi.
“İnsandan insana bulaşıyor ama…”
Dünya Sağlık Örgütü'ne göre elde edilen ön veriler ışığında, virüsün insandan insana bulaşan fakat şimdilik grip gibi kolayca yayılıp dağılan bir özellik göstermediğini dile getiren Akgül, “Çin hükümetine seyahat veya ticaret kısıtlaması yönüne bir uygulama yapılmadı. Dolayısıyla henüz küresel ölçekte panik oluşturacak bir durum söz konusu değil. Yine Dünya Sağlık Örgütü'nün açıklamalarına göre virüsün, Çin'in Wuhan kentinde bulunan bir deniz ürünleri pazarından kaynaklı olması muhtemel. Çin hükümeti 1 Ocak 2020 itibarıyla bu pazarın kapatıldığını, 7 Ocak 2020'de ise virüsün izole edildiğini duyurdu. Yine bu açıklamaya göre söz konusu ‘gizemli virüs' Coronavirus ailesinden, ama SARS, grip, adenovirus veya MERS değil” şeklinde konuştu.
Hangi belirtiler görülüyor?
Yeni virüsten etkilenen insanlarda görülen belirtiler arasında; ateş, solunum güçlüğü ve akciğer grafisinde pnömonik tutulumlar gibi semptomların görüldüğünü belirten Akgül, “Dünya Sağlık Örgütü, 12 Ocak 2020 tarihine kadar olan dönemde onaylanmış 41 vaka olduğunu kaydetti. Bunların 7'sinde ağır hastalık tablosu olduğunu ancak 6'sının taburcu edildiğini ve altta yatan ek hastalığı olan 1 kişinin hayatını kaybettiğini açıkladı. Son verilere göre ise, Tayland ve Japonya'da virüsle ilişkili olabilecek toplamda 3 ek vaka daha bildirildi” diye konuştu.
Virüsler nasıl bu kadar çabuk çoğalıyor?
Virüslerin hızlı bir şekilde büyüdüğünü ve hücre başına genelde yüksek sayılara kolayca ulaşabildiklerini kaydeden Akgül, “Bu nedenle kısa zamanda mutasyon geliştirme ihtimalleri artar. Virüsler mutasyon veya rekombinasyon sonucunda genetik olarak değişerek yeni türler oluşturabilirler. Virüs nüfusu hücre bölünmesi yoluyla artmamaktadır çünkü virüsler birer hücre değillerdir. Bunun yerine, kendilerinin birden fazla kopyasını üretmek için bir konak hücrenin organellerini, moleküllerini ve metabolizmasını kullanırlar, konağa kendi parçalarını kopyalattırıp bu parçaları yine konakta birleştirirler” ifadelerini kullandı.