Güncelleme Tarihi:
Ekranların sevilen yüzü Ceyda Düvenci 2008 yılında Engin Akgün ile dünya evine girmişti. Aşk dolu bir evliliği olan Ceyda Düvenci, minik kızı Melisa’ya hamile kalınca mutluluğu perçinlenmiş oldu. Ancak hamileliğinin 20’inci haftasında sıkıntılar yaşamaya başlayan ve sonrasında uzun bir süre kıpırdamadan dinlenmek zorunda kalan Ceyda Düvenci, hamileliği sırasında üzüntülü günler geçirdi. Erken doğum yapan ve bir süre kızını kucağına alamayan güzel oyuncuyla “Balköpüğüm” dediği mucizesi Melisa’yı konuştuk.
Melisa ile hayat nasıl gidiyor?
Her şey muhteşem. Melisa çok güçlü bir bebek ve her bebek gibi annesiyle bağlantısı çok güçlü. Her hissettiğimi anlıyor ve hayatı kolaylaştırmak için her şeyi yapıyor. Tabii eskisi gibi uyku düzenim kalmadı ama bana yaşattığı her sürpriz dolu gün için buna değer.
Anne sütü mü veriyorsunuz Melisa’ya?
Anne sütünü 4,5 ay aldı. Artık mama ile devam ediyoruz.
Çok üzüldüğünüz o süreçten bahsedelim biraz. Hamileliğiniz süresince sıkıntılar yaşadınız. Ne zaman başladı problemler?
20’nci haftamda bir akıntım oldu. Doktorum Mehmet Ergez suyun keseden gelip gelmediğini anlamak için bir test yaptı ve birkaç gün sonrası için tekrar kliniğe çağırdı. Fakat o gece geç saatte tekrar aradı. “Bu işi biraz araştırdım. Beklemek istemiyorum, yarın gel” dedi. Muayenemi Deniz Cankat'la beraber yaptı, o an çok tatsız bir durumla karşılaştığımızı anladım. 2 dakika sonra doktorum Mehmet Bey “Ambulans çağırdık. Seni şimdi en yakın hastaneye yatırıyoruz” dedi. Bebek ağırlaştıkça vücudum onu taşıyamıyormuş.
Doktorum serkülaj ameliyatına gireceğimi, yani rahim ağzına dikiş atılacağını ama bunun da bir garantisi olmadığını, ameliyat iyi geçse bile doğuma kadar hastanede kıpırdamadan yatacağımı söyledi. Şok geçirdik tabii... Yine de şükrediyordum. Çünkü doktorum “yarın gel” demese, bebeğimi çoktan kaybetmiştim. Mucize eseri ameliyat ve sonraki süreç çok iyi geçti. Serkülajdan sonraki iki hafta çok önemliydi. “Vücut kabul edecek mi, bebek kabul edecek mi, dikişler atacak mı?” diye bir endişe oluyor. O iki hafta boyunca ayaklarım tavanda yattım.
Doğumun erken olacağını öğrendiğinizde ilk tepkiniz ne oldu?
31’inci haftanın sonunda doktorum, “Artık doğum olsa da sorun değil. Git biraz da evinde yat” dedi. 78 gün olmuştu ve benim de artık eve gitmeye ihtiyacım vardı. Eve geldiğimizin üçüncü gecesiydi, sabah 05:30’da azar azar suyum gelmeye başladı. Zaten anlayamadım ne olduğunu... Su mu geliyor, idrar mı? Doktorumu aradım. Sancım olmadığı için “Bir kahvaltı et, bir saat sonra tekrar konuşalım” dedi. Heyecandan kahvaltı falan edemedim. Birkaç saat sonra Engin’e dedim ki: “Hastaneye gidelim. Bence doğum başladı.” Engin inanmadı. Ben hiç sancı hissetmiyordum ama NST aletine göre sancılarım çoktan başlamıştı bile...
Öğleden sonra doktorlar artık beni ameliyata almaya karar verdiler. Doktorum normal doğum taraftarı. Ama bebek yoğun bakım uzmanımız Tamer Ünver normal doğuma izin vermedi. 35’inci haftadan önce normal doğum, bebekler için riskli olabilirmiş. Bu kararla birlikte bebeğimin hayatı 3’üncü kez kurtuldu. Her şey sanki birer mucizeydi... 02:45’de doğdu kızım. 1 kilo 990 gram’dı. Ama sonra bir takım terslikler olduğu anlaşıldı ve yoğun bakım sürecimiz başladı. Yoğun bakım sürecinde de Tamer Bey kızımın hayatını kurtardı. Ama her şeyi sonunda atlattık.
Bu konu çok konuşuldu ama ben sormak istiyorum. Hastaneden çıktığınız ilk günlerde Melisa’yı taşıdığınız sleepy wrap yüzünden tepkiler aldınız. Nasıl karşıladınız bu tepkileri?
Bu kadar zor süreçler atlatmış bir anne olarak lohusalık dönemimde okuduğum ve doğru olduğuna çok emin olduğum bir taşıma ünitesi sleepy wrap. Bu yüzden araştırmadan yapılan gereksiz haberlerle fazlasıyla üzüldüm. Kızımı en doğru şekilde taşıdığım sleepy wrap asla yasaklı bir alet olmadığı gibi prematüre bebekler için kullanılması gereken tek taşıma ünitesi. Prematüre bebeklerin kemik yapısı, normal bebeklerle aynı olmuyor. Dolayısıyla pusette taşınamıyor. Bu, 3 metrelik elastik bir bez. Onu bütün vücuduna doluyorsun. Bebek sleep wrap’de anne karnındaki vücut şeklini alıyor. Orada kimseye göstermeden bebeğini emziriyorsun, orada uyuyor, uyanıyor. Gaz sancısı olan bebeklere birebir zaten...
Bunu bana sormak yerine çala kalem saldırıya geçilmesi, başta beni çok üzdü. Ama sonra kendi kendime dedim ki: “Sen yeterince araştıran ve okuyan bir annesin ve bunun doğruluğunu kimseye kanıtlamak zorunda değilsin. Herkesin anneliği de çocuğu da tektir ve özeldir. Bunun keyfini çıkar.”
Hayatınızı kızınıza göre mi planlıyorsunuz?
Evet. Çünkü onun bize ihtiyacı var ve biz de ondan uzak duramıyoruz. 2 saat iş görüşmek için evden uzaklaşsam burnum sızlayarak eve geri dönüyorum. Artık beraber evden çıkarken sanki yatıya gidiyormuş gibi hazırlığımız var. Ama bunların hepsi o kadar aşkla yapılan değişikliler, ki yaşarken mutluluk duyuyoruz.
Televizyon ya da sinemaya ne zaman dönmeyi düşünüyorsunuz? Var mı yeni projeleriniz?
Televizyona tahminimden daha önce dönebiliyorum çünkü Melisa sistemini oturttu ve düzenini bozmayan bir bebek. Her şartta uyuyup uyanıp yemeğini yiyor maşallah. Bu benim için çok önemliydi, düzeni oturmadan onu bırakmayı hiç istemiyordum. Bana yardımcı oldu kızım, bu yüzden de iş görüşmeleri yapıyorum. Şu anda beğendiğim bir proje var anlaşma aşamasındayız. Kısmet bakalım...
3 kişilik çekirdek bir ailesiniz şuan. Belki erken ama bir kardeş düşünür müsünüz kızınıza?
3 yıl sonrası için böyle bir düşüncemiz var ama hayat bize plan yapmamayı sadece istemeyi ve gerisini hayata bırakmayı Melisa'da öğretti. O yüzden istemek bizden, gerisi Allah’tan.
Neler yapmaktan hoşlanıyor Akgün ailesi beraberce?
Biz berabersek her yerde mutluyuz. Evimizde vakit geçirmeyi, aile ziyaretlerini ve dostlarımızla zaman geçirmeyi çok seviyoruz. Mutlaka baş başa kalmayı da severiz ve ihmal etmeyiz. İlk tatilimizi de yaptık ve inanılmaz güzel geçti.
Erken doğum yapan annelere önerileriniz nedir?
Kendilerini asla suçlamasınlar, morallerini hep yüksek tutsunlar çünkü ne hissederlerse bebekleri de onu hissediyor, sütlerinin kesilmemesi için her şeyi yapsınlar çünkü prematüre bebeklerin tüm organları için ilk 3 ay özellikle süt şart. Prematüre kıyafet için en doğru adres internet (Çocuğuna uyan kıyafetleri giydirmek insanı çok mutlu ediyor, aksi taktirde büyük kıyafetleri bantlamak zorunda kalmak mutsuzluk verici). Bebeklerine mutlaka bol bol bebek müzikleri dinletsinler (Ben müziğin kesinlikle pozitif etkisi olduğunu düşünüyorum) ve tabii ki en önemli şey dokunmak ve konuşmak.
Bebeklerini hep kucaklasınlar ve bol bol güzel konuşmalar yapsınlar. Bebeğin kucağa alışması diye bir şey olduğunu düşünmedim ve bundan korkmadım. Zaten büyüdükçe kucak istemiyorlar ve siz ne zaman ne isterseniz ona alışmaya hazırlar. O bakımdan ben olabildiğince Melisa'yı kucağımda tuttum. Bol bol birbirimizi hissettik ve bol bol sohbet ettik. Hala da ediyoruz.
Bebeğin ismine nasıl karar verdiniz?
Melisa ismini kocam koydu, ben de çok sevdim. Nur ismini çok değer verdiğimiz büyüğümüz Faruk abi koydu ve bir da Fatma ismi var. Onu da yine çok değer verdiğimiz bir büyüğümüz Ergin abi koydu. Melisa Fatma Nur. Yani balköpüğüm, onu da ben koydum.
Değerli paylaşımlarından ötürü Sayın Ceyda Düvenci'ye teşekkür ederiz.
Röportaj: Pınar Eslek
Fotoğraflar: Şengül Pallı