Güncelleme Tarihi:
2011 ilkbahar - yaz takı tasarımlarını görmek ve Cemil İpekçi ile takı üzerine yaptığımız sohbete dahil olmak istiyorsanız haberimiz tam size göre! İşte, Cemil İpekçi ile yaptığımız keyifli ve "şık" röportaj...
Bu yıl Bijoux Expo Turkey’nin ikincisi düzenlendi. Öncelikle bu fuar hakkındaki düşüncelerinizi alabilir miyiz?
Türkiye fuarcılıkta hızla ilerlerliyor. Fuarların beni en sevindiren yanı ise bu sayede ülkemize yabancı müşterilerin akın etmesi. Türkiye artık kendi kültürüne sahip çıkmaya başladı. Biz bugüne kadar batıdan hiçbir şey almadık ama bizi batılı yapmaya çalıştılar, 700 yıllık kültürümüzü unuttuk. Bize kendi desenlerimizi, kendi şalvarlarımızı satmaya kalktılar ama Türkiye artık kendi kültürüne sahip çıkıyor. Onun icin artık Batı buradan gelip almaya mecbur, kaynak burası. Benim de misyonum buydu, bunu kanıtlamak için 40 sene savaş verdim demek ki doğru bir savaş vermişim.
Bildiğim kadarıyla hem mücevher hem de bijuteri takı tasarımı yapıyorsunuz. Bijuteriye geçişiniz ne zaman başladı?
Geçen sene başladı, bu ikinci koleksiyonum. Tam da geçen sene başladığım için çok mutluyum çünkü geçtiğimiz yıl Mardin defilesini yaptım. Ve o defilemde dört mevsimi yansıtmak için iğne oyaları ve püsküller kullandım. İğne oyalarını kullanmak, benim için ilklerden bir tanesiydi. İlk stilistim, ilk şile bezini, ilk pazeni kullananım, ilk kendi hayatını rahat rahat yaşayan hala doğuya giden ilk tasarımcıyım, modacıyım. Okul açtım, bir sürü yenilik gerçekleştirdim. Bunların tutulduğunu gördükçe de çok mutlu oluyorum cünkü bu toprakları ve bu geçmişimizi çok seviyorum.
Bijuteri ve mücevher tasarımı yaparken hangi unsurları öne çıkarıyorsunuz?
Şimdi mücevheri yaparken iki türlü yapıyorsunuz. Daha satılacak takılar olmasını istiyorsanız çok büyük parçalar degil, daha minik parçalar yapıyorsunuz. Çünkü büyük parçalara herkesin bütçesi yetmiyor. Ama bir sunum yapmak istiyorsanız onun da alıcısı için çok büyük parçaları da koleksiyonunuzda kullanıyorsunuz.
Geçtiğimiz yıllarda Damra için binlerce melek ve kanat yapmıştım.Ve bugün görüyorsunuz her tarafta melekler var. Tabii ki hakiki mücevherin kullanımı da satışı da daha zor. Herkesin bütçesi müsait degil. Bir de artık giyim öyle bir hale geldi ki kadınlar da aynı şeyi devamlı takmak istemiyor, artık elbise ile aksesuarı birleştirmek istiyor. Bunun icin biju dedigimiz sahte mücevher biraz daha öne cıkıyor. Fiyatı da çok yüksek olmadığından ve günlük rahat kullanabileceğinden bijuteriyi tercih ediyor. Türkiye de bunu yapmakta çok başarılı. Tabii sahte takı yaparken istediğimi tasarlayabiliyorum çünkü maliyet çok yüksek değil ama mücevher yaparken biraz daha kısıtlanıyorsunuz.
Sizin takılarınız da göz alıcı, çok güzel. Siz daha çok neleri tercih ediyorsunuz?
Ben hakiki mücevher çok severim, sahte takamam açıkçası ama yapmayı seviyorum. Ben pırlanta seviyorum, yakut seviyorum ama en sevdigim taş zümrüt. Deliriyorum zümrüt gördüğüm zaman, doyamıyorum.
2011 İlkbahar-Yaz takılarına değinecek olursak neler moda?
Çok büyük takılar moda. İlkbahar – yaz sezonunda çok büyük kolyeler, küpeler ve bilezikler var. Biliyorsunuz ben 40 senedir bunu yapıyorum ama Muhteşem Yüzyıl dizisinin getirdiği esintiyi reddedemeyiz. Bu sene herkes Hürrem Sultan, Mahi Devran Sultan olmak istiyor. Bu seneden sonraki tren de pek sadeleşmekten yana değil.
Röportaj: Nilay Uzun
Yönetmen: Halil Yücer
Sevgili Cemil İpekçi'ye değerli paylaşımlarından dolayı çok teşekkür ediyoruz.