Güncelleme Tarihi:
Hürriyet Aile yazarı ve Uzman Psikolog Ceylan Şekerci, cenazede sergilenen bu davranışla ilgili şu yorumda bulundu:
ÖZEL HAYATIN SINIRLARI İYİ ÇİZİLMELİ
"İnsanoğlunun ölüm karşısında verdiği tepkilerde bazı bireysel farklılıklar olsa da hepimiz bu soğuk gerçeğin karşısında çaresiziz. Günümüzde sosyal medya kendini ifade edebilmenin en önemli araçlarından biri. Bazı kişiler şiddetli onay alma ihtiyacı ile insanlar tarafından takip edilmekten ve paylaşımlarının beğenilmesinden büyük haz duyuyorlar. Ancak mahremiyet ile sosyal hayat dengesi iyi kurulamadığında tepkimizi çekecek durumlar da gelişebiliyor. Takipçi kazanmanın gerçek dost kazanmaktan çok daha kolay olduğu sanal platformlar kişinin yalnızlık hissinin üstünü örtebiliyor. Kişilerin hep en iyi, en mutlu, en sosyal, en başarılı, en sevilen olarak lanse edildiği sosyal medya hesapları bizi hayatın her anının toz pembe olduğu gibi bir yanılgıya sürüklüyor. Özel hayatın sınırlarının iyi çizilmesi gerektiğini düşünüyorum. Mahremiyet kavramının ihlal edildiğini algılayacağımız her türlü paylaşımın iyice gözden geçirilmesi taraftarıyım."
BAĞIMLILIKLA BİRLİKTE GERÇEKLİKLE TEMAS GİDEREK AZALIYOR
Psikolog Gülşah Öztürk Erten ise “Cenazedeki paylaşımlar sosyal medya bağımlılığının ne kadar ileri boyutlarda olduğunu gösteriyor” dedi ve şöyle konuştu:
“Hayatın içinde artık sosyal medya, iletişim kurmaktan çok daha fazlasını ifade ediyor. Bu sayede insan başkaları tarafından görülmek, kendini ifade etmek, değerli ve önemli olmak, bir diğeri ile iletişimde kalmak gibi temel duygusal ihtiyaçlarını karşılamaya çalışıyor. Ancak bu ihtiyaçları karşılarken gerçek hayat ve sanal hayat dengesini yeterince kuramayınca sosyal medya bağımlılığı oluşabiliyor. Cenazedeki sosyal medya paylaşımları da aslında yaşanan bağımlılığın ne kadar ileri derecelere gidebileceğini gösteriyor. Sosyal roller, yerine getirilmesi gereken görevler ve yaşanan duygular geri plana atılabiliyor. Belki de yas ve üzüntü ile başa çıkmak için bir kaçış yolu olarak yine sosyal medya kullanılabiliyor. Ancak farklı sebepleri olsa da bağımlılıkla birlikte gerçeklikle temasın giderek azaldığını söyleyebiliriz.”
MAHREMİYET, MANEVİYAT VE GERÇEKLİK KAVRAMLARINDAN UZAKLAŞMASI RAHATSIZ EDİCİ
Uzman Klinik Psikolog Dilara Sayar, bakın bu konuda neler söylüyor:
"İnsanın sevdiği birini kaybetmesi yaşayabileceği en zorlu yaşam olaylarından biri şüphesiz. Kayıp ve yas psikolojisi kişiye özgüdür. Her kayıp kişide acı ve keder hisleri yaratır. Ancak sürecin nasıl bir seyir izleyeceği bu kaybın beklenmesine, kaybedilen kişinin hayatında kapladığı yere, kaybı yaşayanın psikolojik gücüne bağlıdır.
Yaşantılar arasına artık sıkça karşılaşır olduğumuz, kayıp sürecini sosyal medyaya yansıtmak da dahil oldu. Bunun endişe yaratan tarafı, yaşanan acı olayın ardından paylaşım yapan kişinin beğenilme, görülme, onaylanma, takip edilme kaygısı taşıması. Bu kaygı, yaşanmasını oldukça sağlıklı ve normal gördüğümüz yas sürecinin dışında. Gerçek yaşantı ve duygulanımlar ile sanal hayatın dengesini kuramamak benzer paylaşımları doğuruyor. İnsanın sevdiği, değer verdiği kişiyle son bir anısının olmasını isteyişi beklenen bir istek ancak bunun özel hayat, mahremiyet, maneviyat ve gerçeklik kavramlarından uzaklaşması rahatsız edici olabiliyor. Bu kavramların taşıdığı anlamlar hatırlanmalı ve yapılabilecek her türlü paylaşıma hassasiyetle yaklaşılmalıdır."
BU GÜÇLÜ DUYGUYU O ANDA, ŞİMDİDE KALARAK YAŞAMAK DAHA SAĞLIKLI
Uzmanlarımızdan Uzman Klinik Psikolog M. Berk Karaoğlu ise bu konuda şunları söylüyor:
Kayıp, beraberinde yas sürecini getirebilmektedir ki bu gayet normal ve olması gereken bir süreçtir. Ancak özellikle ölüm ve sonrasında cenaze anlarında tam da bu güçlü duyguyu o anda, şimdide kalarak yaşamak daha sağlıklı olabilecekken tüm bu anları kayıt altına alarak sosyal medyada paylaşıma açılması işin içine farklı duygu ve düşüncelerin (onay alma, kırgınlık vs gibi) girerek asıl yaşanması gereken anı yaşamasına engel olabilecektir.
Sanırım hayatımızın en derinine giren sosyal medya ile ilgili tutumlarımızı her alanda gözden geçirmemiz anlamlı olacak yoksa yoğunluk arz eden anları sanal dünyaya yansıtarak gerçeklikten uzak bir biçimde o anda tüm duyularımızla yaşanması gereken o anı yaşayamaz ve hem bireysel hem de toplumsal psikolojimiz noktasında yaralar almış olabiliriz.
TWITTER'DA KULLANICILAR DA SERT ELEŞTİRİLERDE BULUNDU
@prof_onionous: Kesinlikle bunu algılayamıyorum. Sahte mi, gerçek mi? Bunu videoya çekmek o an önemli mi? Bu videoyu onu hatırlamak için mi izleyecek? Onun için çektiyse, onu hatırlamak için güzel hatıraları yok mu? Kim son halini bir tabut olarak hatırlamak ister? Tüyler ürpertici!
@esobeneso: Caner'in cenazesine katılmış ve hepsinin story atmış. Sosyal medya bağımlılığı ne kötü bir şey. Elleri titriyor, ağlıyor ama yine story atıyor. Üzücü.
@ogulcanistt: Ben ağlarken dünya umrumda olmuyor. Nasıl story çekiyorsun?
@MelisUyguun: Sözde en yakın arkadaşının cenazesine story çekmeye gitmiş sanırım.
@saliadoe: En yakın arkadaşının cenazesinde de boomerang çekmezsin ya.