Güncelleme Tarihi:
Birçok meyve ve sebzenin kabukları, lif, vitamin ve antioksidan açısından zengindir. Örneğin, elma, armut, patates ve salatalık gibi sebzelerin kabuklarını tüketmek, besin değerini artırır. Ancak, kabukları yemeden önce iyice yıkanmalı.
Bazı meyve çekirdekleri de besleyici yağlar ve proteinler içerebilir. Örneğin, kabak çekirdeği, ay çekirdeği ve nar çekirdekleri besleyici ve lezzetli atıştırmalıklar olabilir. Peki hangi meyvenin kabuğu hangisinin çekirdeği faydalı? Maksimum verim almak için hangi meyve ve sebze nasıl tüketilmeli? Diyetisyen Gülçin Işık anlatıyor
VİTAMİNLERİ ÇÖPE ATIYORUZ
Diyetisyen Gülçin Işık, kabuğu ile yemesi en kolay meyvenin elma olduğunu, önceleri hep kabuklarını soyarak tükettiğimizi ancak şimdi herkesin bu bilgiyi öğrendi ve de uyguladığını söyledi. Işık, elmayı kabuğu ile tüketmenin faydalarını şu sözlerle anlattı.
ELMANIN KABUĞU VÜCUDUN SAVAŞÇI HÜCRELERİ
“Kabukları tam bir lif deposu ve yüksek miktarda flavonoid içeriyor. Flavanoidler kanserle mücadeleden tutun, gribal enfeksiyona kadar vücudun savaşçı hücrelerini temsil ediyor. Bu nedenle kabuğunu soyarak tükettiğinizde aslında vitamini kaybediyoruz ve bu hiç de istediğimiz bir durum değil. Artık ısırarak bile yemeyi alışkanlık haline getirdiğimiz elmayı; keklerde, smoothielerde bile kabuğunu soymadan kullanmak daha faydalı olacaktır.”
Burada sadece bir tehlikenin varlığından bahseden Işık, elmanın kabuğuna sıkılan parafine dikkat çekti. Parafinin elmanın tezgahtaki ömrünü uzatmak amaçlı kullanılan toksik bir madde olduğu için kişilerin tüketmesinin vücut için çok zararlı olduğunu söyleyen Işık, parlak görüntü sağlayan bu maddeyi fark ettiğimizde karbonat ve sirke ile yıkamamızı ya da kabuğunu soyarak tüketmenizi tavsiye ediyor.
KİVİ KABUĞUNUN ALTINDA BİR CEVHER YATIYOR: Ne kadar ince soyarsanız o kadar çok antioksidan
Gülçin Işık, kivinin tüylü kabuğunun hemen altındaki tabakanın; bakteri savar, lif zengini ve cilt ya da saç sağlığı için tam bir doping olduğunu, kivinin kabuğunu soymadan direkt doğrayarak yemeği deneyebileceğimiz gibi; rondo ile içeceklerinizin içerisine ilave edebileceğini söyledi. “Kulağa hiç hoş gelmese de kivi kabuğunu ne kadar ince soyarsanız o kadar çok antioksidan almış olursunuz” diyen Işık, bıçak ile tıraş eder gibi soymanın etkili bir yöntem sayılabileceğini
PORTAKAL VE MANDALİNA İÇİNDEKİ BEYAZ YAPILARI AYIKLAMAYIN
Portakal ve mandalinayı soyduğumuzda altından çıkan beyaz beyaz yapıların özellikle çocukken ince işçilikle soyularak yendiğini, aile büyüklerin ise “asıl vitamini orada” dediklerini hatırlatan Gülçin Işık, işte tam da o beyaz yapıların C vitamini ve lif açısından çok zengin olduğunu, sindirim sorunu yaşayan kişilerin bu kısmı çöpe atmak yerine, yemeleri gerektiğini, ayrıca bağırsak hareketlerini rahatlattığını ifade etti.
Hem mandalinada hem da portakalda rastladığımız bu kısımlardan faydalanabilmek için bu meyvelerin suyunu sıkmak yerine; direkt posası ile meyve olarak tercih edilmesi gerektiğini ya da blendera olduğu gibi ilave edilmesini tavsiye den Işık, hatta sadece beyaz kısmı değil; portakalın kabuğunun dahi tüketilebileceğini söyledi ve ekledi: “Portakal kabuğu reçeli pek çoğumuz denemiştir. Hafif acımsı bir tadı olmasına rağmen oldukça faydalı içeriğe sahiptir. C vitamini içeriği iç kısmından daha fazladır.”
Narenciye yedikten sonraki iki saat içinde DNA'nız kanser hasarına karşı daha dirençli hale gelir ve bundan sorumlu olduğu düşünülen narenciye bileşiklerinden bazıları kabukta bulunur. Narenciye yedikten sonraki iki saat içinde DNA'nız kanser hasarına karşı daha dirençli hale gelir ve bundan sorumlu olduğu düşünülen narenciye bileşiklerinden bazıları kabukta bulunur.
Portakal kabuğu lif, flavonoidler ve vitaminler açısından bir güçlüdür. Bilimsel kanıtlar, portakal kabuğundaki aktif bir kimyasalın (d-limonen) mide ekşimesi ve hazımsızlığı gidermeye yardımcı olduğunu gösteriyor. İyi konsantrasyondaki C vitamini bağışıklık sistemini güçlendirmeye yardımcı olur ve solunum yolu enfeksiyonlarını önlemeye yardımcı olabilir.
AYVANIN ÇEKİRDEKLERİNİ SAKIN ATMAYIN
Grip, soğuk algınlığı, zatürre vb. hastalıklarda, bağışıklığın güçlenmesini sağlayarak vücudu korumaya yardımcı olan ayva aynı zamanda kan basıncını düzenler. Gülçin Işık, içerisinde yüksek miktarda potasyum bulunan ayvanın hipertansiyon riskini düşürdüğünü, hatta kilo vermeye bile yardımcı olduğunu sözlerine ekledi. Genellikle tatlısı yapılırken kullanılan ayva çekirdeklerinin çay yaparak ya da jel kıvamına getirilerek de kullanılabileceğini söyleyen Işık, Ayva yerken çekirdeğini atmayın. Bitki çaylarınızın içerine çekirdekleri koyarak çayını tüketebilirsiniz.
ÜZÜM PEKMEZİNİ ÇEKİRDEĞİYLE BİRLİKTE YAPIN
Üzümün kan basıncını düzenlediğini, kalp sağlığını korumaya yardımcı olduğunu ve çok ciddi bir antioksidan kaynağı olduğunu, bu ‘proantosiyanidin’ denilen bu antioksidanların bağışıklığı güçlü tutmaya, enfeksiyonla savaşmaya yardımcı olduğunu belirten Işık, demir eksikliği olan bireylere üzüm pekmezi verilmesinin bir sebebi de bu olduğunu, pekmez yapılırken çekirdeği ile beraber yapılmasının demirin emilimini artırmaya yardımcı olduğunu belirtti.
KARPUZ KABUĞU TAM BİR ŞİFA DEPOSU
Kabuğunun faydalarını bu kadar anlatmışken; mevsimi olmasa bile karpuzu da anmak da fayda var. Afrika bölge insanlarının kabuklarını soymadan direkt olarak karpuzun kabuğundan bizde yalnızca reçel yapılıyor. Işık, karpuzun kabuğu dahil inanılmaz bir şifa deposu olduğunu, kalp hastalıklarından tutun, bağışıklığa, savunma sisteminden sindirim sistemine kadar pek çok faydası olduğunu, bu nedenle mevsimi gediğinde karpuz kabuklarını değerlendirmekte fayda olacaktır diye düşünüyorum.