Güncelleme Tarihi:
Kadınlarda daha çok görülen kalça kırıklarının başlıca sebebi menopoz nedeniyle kemik yoğunluklarının azalması olurken, gençlik döneminde alınacak önlemler ile bu riski azaltmak mümkün. Evde bulunan eşik, basamak ve halı saçakları gibi engellerin yaşlılar için tehlike oluşturduğunu belirten Ortopedi ve Travmatoloji Bölümü’nden Prof. Dr. Hakan Özsoy, yaşlılarda kalça kırıkları ve alınması gereken önlemler hakkında bilgi verdi.
Yaşlılarda kalça kırıkları, genellikle 75 yaş üzerindeki kişilerde, kemik erimesi ve kemik sağlamlığının azalması sonucunda basit bir zorlama ile oluşan kırıklardır. Bu kırıklar gençlerde olduğu gibi yüksek enerji ile değil, ev içerisinde basit bir düşme ya da ayak burkulması ile meydana gelmektedir.
Kalça kırığı olan hastalarda çok şiddetli ağrı, bacağın dışa dönmesi, bacakta şekil bozukluğu, üzerine basamama ve adım atamama gibi belirtiler ortaya çıkmaktadır. Ortada ciddi bir düşme durumu olmadığı için aileler ilk başta kırık meydana geldiğini düşünmemektedir. Ancak bu tür durumlarda ailelerin ilk olarak aklına mutlaka kalça kırığı gelmelidir.
Modern dünyada yaşlıların en büyük sağlık tüketicisi olduğu varsayılmaktadır. 2050’li yıllarda sağlık alanındaki iş yükünün ciddi bir kısmını yaşlı kalça kırıklarının oluşturması beklenmektedir. İleri yaş grubunda kalça kırığı, tedavi ne kadar başarılı olursa olsun hastalar için ciddi bir sağlık riski oluşturmaktadır. Bu sebeple öncelikle kalça kırığının meydana gelmemesi için çaba sarf edilmelidir. Bunun için özellikle kadınların menopozdan sonra iki yılda bir kemik yoğunluğuna baktırması gerekmektedir. Kemik yoğunluğunun azalması ile ilgili bir şüphe varsa buna yönelik tedavi olmaları ileri yaşlarda kemik erimesi oluşmasını engeller. Bununla birlikte daha gençken yeterli kalsiyum ve D vitamini almak, sigara içmeyerek düzenli egzersiz yapmak kemik sağlığına olumlu etki etmektedir.
Bu hastalarda bekleme süresi sağlığı bozan en önemli risk olmaktadır. Çünkü kırık oluştuktan sonra hastalar ayağa kalkamaz, yürüyemez ve yatağa mahkum hale gelirler. Bu durum akciğerde yetmezlik, su toplaması, solunum sıkıntısı, yatmaya bağlı olarak ciğerlere ve beyne pıhtı atması ile kalça altında yatak yaralarının oluşmasına sebep olabilmektedir.
Yaşlıların kalça kemiğinde iki tür kırık oluşmaktadır. Bu kırıklardan ilki kalça ekleminin içinden olan boyun kırıklarıdır. Bu tür kırıklarda tedavi yaklaşımı, kırılan parçanın metal protezle değiştirilmesi ve hastanın en kısa sürede eski aktivitesine kavuşması şeklinde olmaktadır. İkinci tür ise “trokanter” adı verilen, boyunla bacak arasında oluşan eklem dışı parçalı kırıklardır. Trokanterik kalça kırıklarında uygulanan tedavi yönteminde ise vida ve çivilerle kemiklerin kaynatılması sağlanmaktadır. İyileşme sürecinde hedef bu hastaları ameliyatın hemen ertesi günü tam yükle ayakları üzerine bastırabilmektir. Yatak içinde ağrısı oturmaları da hastaların akciğer fonksiyonları için önem taşımaktadır. Hedef, hastanın en kısa sürede hastaneden taburcu edilip evde fizyoterapi takibi ile tedavisinin tamamlanmasıdır.
Ameliyatın arkasından fizyoterapi bu işin olmazsa olmazıdır. Hastaların ameliyat sonrasında ilk 3-4 hafta sahipsiz bırakılmaması gerekmektedir. Bu hastaların evine mümkünse her gün fizyoterapist yönlendirilip, onların kontrolünde yürüme öğretilmelidir. Bu arada ailelere de hastalara karşı nasıl davranmaları gerektiği konusunda bilgi verilmesi gerekmektedir.
İleri yaşta görme kapasitesi azalmaktadır. Risk grubundaki kişiler aynı zamanda geceleri sık idrara çıkmakta ve ayaklarını sürüyerek yürümektedirler. Genellikle ev içi kazalarla meydana gelen ileri yaş kalça kırıklarını önlemek için yaşlıların yaşadıkları yerlerde şu önlemler alınmalıdır:
• Yatakları ile tuvalet arasında eşik, engel veya saçaklı halı bulunmamalı,
• Geceleri tuvaletle odaları arasında mutlaka ışık yakılmalı,
• Tuvalette oturup kalkarken tutunabilecekleri ek destekler, tutamaklar bulunmalı,
• Koridor uzunsa mutlaka başı döndüğü zaman tutunabilecekleri bir tutamak ya da oturabilecekleri bir sandalye konulmalıdır.