Güncelleme Tarihi:
Sağlıklı bir yaşam için; yaşadığımız havanın sağlıklı ve temiz olması, yediğimiz yiyeceklerin katkısız ve doğal olması, içtiğimiz suyun mikroorganizmalarla bulaşmamış olması ve de kullandığımız enerjinin yenilenebilir enerji türlerinden olması ve bütün bunlar içinde doğaya saygılı olunması gerekiyor. Peki, biz bu gerekliliğinin neresindeyiz? Göğüs Hastalıkları Uzmanı Hafize Çobanoğlu, çevre ve insan sağlığı arasındaki unutulan bağlantıları anlatıyor.
Görünen Tehlike: Çöpler!
Çöpler insan ve doğa sağlığı için onarımı zor bazı hasarlar oluşturabilir. Katı atık yağları, açıkta bırakılan besinler ve artıkları, petrol bazlı naylon poşetler, pet saklama kapları ve doğada çözünmeyen atıklar, geri dönüşümü mümkün olan ve çöp niyetine atılıp kaybolması ekonomiye zarar verebilecek olan kağıt gibi atıklar hepsi birbirinden ayrı olarak geri dönüşüm kutularına atılmalı ve sokaklarda dağınık halde sağlığı tehdit eder mikroorganizma yuvası olarak açıkta bırakılmamalıdır. Bu noktada belediyelerin de çok iyi bir sistem ile bu atık çöpleri toplaması, ayrıştırması ve her birini özelliğine uygun biçimde yok etmesi veya geri dönüştürmesi gereklidir. Bu sayede üzerinde yaşadığımız toprak, akarsu, deniz, göl ve dolayısıyla toprak ve o toprak üzerinde beslenen besin zinciri ile birbirine bağlı insan hayvan ve bitkiler; sağlıklı nesillerini devam ettirebilirler.
Çöpler üzerinde çoğalan ve yaşam döngüsünü oralarda tamamlayan sinekler ve çeşitli bakteriler, insan sağlığı üzerinde solunum ve cilt yoluyla bulaşan pek çok hastalığı tetiklerler. Bunun en büyük ve en korkulan örneği, doğal bir afet olduğu zaman, zamanında kaldırılamayan ve uygun yok edilemeyen çöplerin ve atıkların neden olduğu ciddi boyuttaki salgın hastalıklardır. Antibiyotiklere dirençli olup zor tedavi edilen türden solunum ve cilt hastalıklarına yol açan karasinekler, sivrisinekler ve onların taşıdığı bakteri ve parazitler bu çöp artıklarında yaşarlar.
Kanalizasyonlar Toplu Ölümlere Bile Yol Açıyor
Çöplerin haricinde insan ve hayvan dışkıları ile kirlenen ya da büyük insan gruplarının yaşadığı yerleşim yerlerinin kanalizasyonlarının hiçbir işleme tabi tutulmadan durgun veya akan sulara karışmasına izin verilmesi de ciddi boyutta doğanın kirlenmesine neden olur.
Fabrikalardan, maden işletmelerinden açığa çıkan kirli ve zehirli atıkların ayrıca nükleer atıkların kontrolsüzce doğaya bırakılması da çevrenin kirlenmesine ve ciddi hasarlar almasına neden olur. Fakat burada karşılaştığımız risk faktörleri, sebep oldukları enfeksiyonların ötesinde canlıları genetik olarak etkileyen çok zehirli ve de kanserojen maddelerdir. Toplu ölümlere sebep olabilecekleri gibi, insan bitki ve havyan kromozomları üzerinde kalıcı hasarlar oluşturarak gelecek nesillerin sağlıksız olmalarına neden olurlar. Kütahya’da yaşanan “siyanür” adlı oldukça zehirli kimyasalın, çevreye zarar verme olasılığı da bu kontrolsüz doğa kirliliğinin en yeni örneklerindendir.
Ormanlar, Ormanlar, Ormanlar…
Ormanlar yeryüzünün akciğerleridir. Yok edilmeleri bir silsile halinde pek çok sistemin iflas etmesine neden olur.
Sel ve toprak kayması gibi doğal afetler önlenebilir felaketlerdir ki ormanların yok edilmeleri ile çıplak kalan arazilerde meydana gelirler. Can ve toprak kayıplarına yol açarlar verimli tarlaların yok olması, o bölgede yaşayan hayvanların telef olması ile besin zinciri sekteye uğrar. Ormanların korunması oksijen ve karbondioksit dengesi açısından önemlidir. Doğaya karışan ve teknolojinin kaçınılmaz bir sonucu gibi olan karbondioksit gazının varlığı açısından önem taşıyan hava kirliliğinin temizlenmesi açısından da ormanlar çok önemlidir.
Sağlıklı toplumlar, ormanlık alanlarda ve temiz havada yaşayan bireylerden oluşur. Kentsel yerleşkelerde, ormanların ya da ağaçlık alanların betonlaşma ve fabrikalaşma adına yok edilmesi ve geri dönüşebilir enerji kaynaklarının kullanılmaması, hava kirliliğinin içinden çıkılmaz hale gelmesine neden olmaktadır. Solunum yolu hastalıkları olan Astım ve KOAH (müzmin tıkayıcı akciğer hastalığı), yaşanan çevre havasının kirli ve akciğeri tıkayacak partiküllerden zengin olması nedeniyle daha sık ortaya çıkar ve kullanılan ilaçlara rağmen hastaneye yatmayı gerektirecek kadar ciddi nefes darlığı atakları yaşanmasına ve kimi zaman da ölümlere neden olur. Kirli havalarda sadece solunum sıkıntıları değil kalp rahatsızlıkları da artış gösterir.
Hayat Kaynağı Su
Kirli havada mevcut olan ve havanın içinde asılı kalan ağır partiküller toprağa ve yağan yağmurlar ile de suya karışır. Suda ve toprakta da aynı kirlenmenin zararları görülmeye başlar. Bu kirlenme zehirli kimyasallar aracılığıyla olacağı için, kirlenmiş toprakta yaşayan canlılarda ve büyüyen bitkilerde onlardan beslenen hayvanlarda da aynı kimyasal kirlenme ve bağlı hastalıklar ortaya çıkar. Suya karıştığı zaman da oradan sulanan toprak ve o sudan içen yaşayan bütün canlılar risk altına girer. Ayrıca suda yaşayan balık ve türleri de aynı kirlenmeye maruz kalır.
Sanırım doğa ile ilgili en güzel mesajı “Anadolu’yu Vermeyeceğiz” hareketinin manifesto adlı yazısındaki şu sözler veriyor. Sözleri okumak için galeriyi tıklayınız.
[fotogaleri=26]