Güncelleme Tarihi:
AIDS hastalığına yol açan HIV (Human Immunodeficieny Virus- İnsan Bağışıklık Yetmezlik Virüsü) korunmasız cinsel temas, ortak kullanılan enjektörlerle damar içine madde kullanımı, hamilelik sırasında ve doğumda anneden bebeğe ve kan nakli ile bulaşıyor. HIV virüsü, girdiği vücudun bağışıklık sistemini baskılayıp zamanla vücudu korumasız hale getiriyor. Bu nedenle vücuda giren bakteri, mantar, virüs ve parazitler, solunum, sindirim ve merkezi sinir sistemindeki doku ve organlara yerleşip ölümcül etki yapabiliyor.
HIV/AIDS konusunda toplum farkındalığını artırmak üzere 1988 yılından beri bu yana 1 Aralık, Dünya AIDS Günü olarak kabul ediliyor. Ülkemizde ilk AIDS vakasının 1985’te görüldüğünü ve ertesi yıldan itibaren tüm kan ürünlerinin HIV taramasına alındığını, 1987’de zorunlu taramaların da başladığını anlatan Dr. Özay Akyıldız, “1993 yılında HIV’in ulusal takibe alınması ve 1996’da Ulusal AIDS Komisyonu’nun kurulması önemli ve kararlı adımlar olarak öne çıkıyor.
Tüm bu kararlı adımlara rağmen HIV ile enfekte birey sayısındaki artış devam ediyor. Türkiye’de özellikle 20-34 yaş grubunda HIV enfeksiyonlarının artış sergilemesi, genç kesimin HIV’in bulaş yolları ile ilgili farkındalığının düşük olduğunu düşündürüyor. HIV ile yaşayan kişilerin yüzde 90’ının HIV enfeksiyonlarının farkında olması konusunda ciddi gelişim sağlaması gerektiği görülüyor” diye konuşuyor.
Dünyada geliştirilen en son teknoloji tedaviler sayesinde HIV virüsü taşıyanların güncel tedaviler sayesinde uzun yıllar sağlıklı bir şekilde yaşam sürdüğünü kaydeden Dr. Özay Akyıldız, HIV tarama testlerinin tüm sağlık kuruluşlarında yapılabildiğini belirtiyor.
Hastalıktan korunmada en önemli noktanın korunmasız cinsel temasın engellenmesi ve steril damar içi materyallerin kullanılması olduğunu kaydeden Dr. Özay Akyıldız, sözlerine şöyle son veriyor:
“AIDS, aynı evi, iş yerini, yüzme havuzunu ve banyoyu kullanmakla, el sıkışma, kucaklaşma ve cilt teması ile sosyal öpüşme ya da böcek ve sinek sokmaları ile bulaşmaz. Çünkü HIV, dış ortamda yaşayamayan, dayanıksız bir virüstür. Bu konuda toplumun yeteri kadar bilgi sahibi olması HIV taşıyanların yaşadıkları dışlanmayı ve psikolojik sıkıntıları azaltabilir.”