Güncelleme Tarihi:
Normalde günde en fazla 6 gram olması gereken tuz tüketimi, ülkemizde günde 18-20 grama yükseliyor. Tuz tüketiminde yapılan her 1 gramlık artış da kan basıncı değerlerinin 1-2 mmHg artmasına neden oluyor. Kardiyoloji Uzmanı Doç. Dr. Şükrü Aksoy konserve, fast food tarzı gıdalarda ve turşularda tuz oranının çok yüksek olabileceği uyarısında bulunarak, “Ayrıca maden suyunda da çok yüksek oranda tuz var. Kilo vermek veya mide gazını gidermek için günde 5-6 şişe maden suyu tüketmek çok yanlış. Sadece bu alışkanlık kesildiğinde bile kan basıncı ideal sınırlara gerileyebiliyor” diyor.
Hipertansiyon açısından gizli tehlikelerden biri de, uyku apnesi. Tedaviye dirençli hipertansiyon hastalarının bir kısmında sorumlu “uyku apnesi” olabiliyor. Uyku apnesi olan kişilerde gece kandaki oksijen oranı düşüyor ve bu durum vücuttaki bazı kalp damar kontrol sistemlerini aktive ederek tansiyonu yükseltiyor. Bunun yanı sıra yapılan bir araştırma, günde 5 saatten az uyuyanların, 7 saat uyuyanlara oranla 2 kat daha yüksek tansiyon riski taşıdığını göstermiş. Buna yol açan etken ise uyku sırasında vücudumuzda salınan ve damarlarımızı genişleten birtakım kimyasal maddeler. Eğer daha az saat uyursak, bu maddelerin salınımı bozuluyor ve kan basıncı ile kalp hızında artışa neden olabiliyor.
Hatalı diyetler de hipertansiyonun erken ortaya çıkmasına neden olabiliyor. Özellikle magnezyum, potasyum ile kalsiyumdan zayıf beslenmek uzun vadede damar sertliğine, bunun sonucunda da hipertansiyona yol açabiliyor. Ayrıca yüksek doymuş yağ içeren veya yüksek karbonhidrat içeren diyetler de uzun dönemde hipertansiyona yol açabiliyor.
Hareketsiz hayatın kan basıncını yükselttiğini gösteren çok sayıda bilimsel çalışma var. Ve bu çalışmalarda hareketsiz yaşam tarzı olanların, hipertansiyona yakalanma riskinin çok daha yüksek olduğu görülmüş. Tansiyon düşürücü etki için mutlaka spor salonuna gitmeye de gerek yok, günde 30 dakikalık hızlı yürüyüş yeterli oluyor.
Sigara ile alkol gibi alışkanlıklar kısa dönemde damarlarda büzüşmeye yol açarak ve uzun dönemde de damar sertliği yaparak hipertansiyona neden oluyor.
Günümüzün önemli bir sorunu olan ve gençleri, hatta çocukları bile tehdit eden obezite hipertansiyona yol açan önemli bir etken. Öyle ki obezite sorunu olan kişilerde hipertansiyon 3 kat fazla görülüyor. Kardiyoloji Uzmanı Doç. Dr. Şükrü Aksoy ideal kilonun yüzde 20 üstüne çıkıldığında ise hipertansiyon riskinin 8 kat arttığı uyarısında bulunuyor.
Kahve ve çay da içerdikleri kafein gibi uyarıcı maddeler nedeniyle fazla tüketildiklerinde tansiyonun yükselmesine yol açabiliyorlar. Bu yüzden çayı açık içmek ve günde 3 bardak ile sınırlandırmak önemli. Aynı şekilde kahvede de 1 fincanı geçmemek uygun olacaktır. Ayrıca kafein içeren enerji içeceklerinden de uzak durmaya özen gösterin.
Hem psikolojik, hem fiziksel stres de vücutta stres hormonlarının (noradrenalin, adrenalin, kortizol vb.) salınımı artırıyor. Bu hormonlar da doğrudan veya dolaylı etkileriyle tansiyonu yükseltiyor.
Hipertiroizm ve hipotroizim gibi tiroit bezi hastalıklar, böbreğe giden damarlarda daralma, diyabet, aort darlıkları da hipertansiyona yol açan etkenlerden. Kan basıncının ideal seviyeye düşmesi için bu hastalıkların kontrol altına alınması çok önemli.
Tansiyonu düşürmek için;
• İdeal kilonuza ulaşın.
• Düzenli egzersiz yapın. Egzersiz için mutlaka spor salonuna gitmek gerekmiyor, günde 30 dakikalık yürüyüş bile yeterli olabiliyor.
• Sağlıklı beslenin. Yeşil sebze ağırlıklı ve düşük yağlı bir beslenme tarzı edinin ve diyetle aldığınız potasyum miktarını artırın.
• Gıdalarla aldığınız tuzu 6 gramın, hatta mümkünse 4 gramın altına indirin.
• Sigara içiyorsanız, mutlaka bırakın.