'Boyu değil işlevi' efsanesi yıkılıyor mu?

King's College London'da yapılan yeni bir bilimsel araştırma ile cinsel ilişkide zevk almada penis boyunun önemi incelendi.

Üroloji alanında yayın yapan hakemli dergi BJU International’da yayınlanan araştırma için bilim insanları cinsel açıdan aktif 12 heteroseksüel çiftle çalıştı. Çalışma kapsamında erkek partnerlere, penetrasyon derinliğini yapay bir şekilde azaltmak için ereksiyon halindeki penise yerleştirecekleri farklı boyutlarda silikon halkalar verildi.

Bu halkalar penetrasyonda hiçbir fark yaratmayacak ya da penetrasyonu ortalama 2,5, 4 veya 5 santimetre azaltacak şekilde tasarlanmıştı.

Çiftlerden her bir halkayı kullanarak 3, 4 veya 5 kez cinsel ilişkiye girmeleri istendi. Tabii ki bu denemeler sırasında kadın partnerin hangi halkanın kullanıldığından haberi yoktu.

Kadın partnerlerden de her bir birlikteliği, genel cinsel haz, cinsel ilişkiden alınan zevk ve partnerle kurulan duygusal bağdan alınan haz açısından 0'dan 100'e kadar puanlamaları istendi.

Araştırmada penis boyunun ortalama yüzde 15 kısaltılmasının ve dolayısıyla penetrasyon derinliğinin azaltılmasının, cinsel zevkin ortalama yüzde 18 azalmasına yol açtığı sonucuna varıldı.

BU SONUCU UZMANLAR DA BEKLEMİYORDU

Araştırmanın baş yazarı David Veale “Penetrasyon derinliğinin çoğu kadın için önemli olmayacağı varsayımı ile başladık ama derinliği 2,5 santimetre azaltmanın, deneyimlenen zevk miktarında istatistiksel olarak anlamlı bir düşüşe yol açtığını bulduk” dedi.

Veale, çalışmanın bulgularının çeşitli sağlık sorunları nedeniyle penis kısalması yaşayan erkekler için çok önemli olduğunu da sözlerine ekledi.

Araştırma sonuçlarında, erekte penis ne kadar uzun olursa silikon halkaların cinsel zevk üzerinde o kadar az etkisi olduğu belirtildi. Ancak küçük bir azınlık olsa da bazı durumlarda penetrasyon derinliğini azaltmanın daha zevkli olduğunu belirten kadınlar da vardı.

Veale, ayrıca araştırma bulgularının “normal bir erkekte penis uzunluğunun artmasının kadınlarda cinsel hazzı artıracağı şeklinde yanlış yorumlanmaması gerektiğinin” altını çizdi.

Az sayıda çift ve uzun sayılabilecek penise sahip erkekler bu araştırmaya dahil edildiği için elde edilen bulguların sadece ön sonuçlar olduğu belirtildi. 

İŞLEVİ, BOYUNU GEÇER Mİ?

Kadın Doğum Uzmanı ve Cinsel Terapist Gökçen Erdoğan, seksin insanlara genelde porno kültürüyle sansürsüz biçimde sunulduğunu, pornoya konu olan her şeyin, abartılı ve dramatik etki yaratmak üzere kurgulandığını, penis boyu çarpıcı erkek oyuncular ve modeller kullanılmasının insanların, ulaşılabilir sansürsüz seks algısını penis boyuna doğru iyice kaydırdığını söylüyor.

Erdoğan, “penis boyunun kadın orgazmındaki yerine dair söyleyeceklerim bundan daha net” diyerek kadın orgazmının ana kaynağının klitorisin uyarılması olduğunu vurguluyor.

PENİS BOYUTU OLMAZSA OLMAZIMIZ DEĞİL

Erdoğan, “Hem klitorisin hem de vajinanın ön duvarındaki sinirlerin uyarımı orgazmı bütünsel bir başarıyla mümkün kılıyor. Ama buna bir de vajinadaki dolgunluk hissini eklerseniz işte ona ana paranın faizi diyebiliriz; varlığına kim hayır der ki?” diyor ve ekliyor:

“Bir kadın cinsel ilişkiye girdiğinde klitorisi, ister 3 cm, ister 13 cm, ister 23 cm penisle uyarılsın; uyarılma gerçekleşmişse işlem de başarılı olmaya çok yakındır. Buna ekstra olarak ideal kalınlıkta bir penis eklerseniz vajina dolgunluğu da sağlanacağından, tatmin duygusu da artabilir. Ancak yine de penis boyutu olmazsa olmazımız değildir.”

Erdoğan, seksin kişisel olduğunu, bütün genel geçer özelliklerine karşın, kişisel tercihlerle yaşanan bir şey olduğu için elbette kimi kadınların, literatürde kendine yer bulamamış haz yöntemlerini öncelik kabul etmiş olabileceğini ya da bunun aksi biçimde herkesçe çok etkili bulunan bir haz yönteminin kimi kadınları hiç etkilemediğini ve ilgi alanlarına girmeyebileceğini vurguluyor.

BU GERÇEKTEN ZEVK MESELESİ…

Dolayısıyla uzun ve kalın penislerden hoşlanan hatta tek kriteri bu olan kadınların da olabileceğini söyleyen Erdoğan, bunun penis boyunun penisin fonksiyonundan daha önemli olduğunu göstermeye yetmeyeceğini ifade ediyor.

Erdoğan, “Kadınların henüz seks başlamadan önce boy ve en anlamında etkileyici buldukları uzun ve kalın bir penisle daha hızlı uyarılmaları, bundan etkilenmeleri ve seks için daha büyük bir arzu duymaları da pekala mümkündür” diyor ve bunun gerçekten “zevk meselesi” olduğunu söylüyor. 

Özetlemek gerekirse “Boyu değil işlevi önemli” klişesinin doğruluğundan kesinlikle söz edebiliriz. Önemli olan penisin klitorisi uyarmayı başarması.

Söz konusu araştırmada kadınları etkileyen iki şeyin var olduğuna inanan Erdoğan, bunlardan birinin ortalamanın altında uzunluktaki bir penisin klitorisi uyarmakta teknik olarak zorlanması, ikincisinin ise uzun penisin plasebo etkisi olduğunu düşünüyor.

KADINLARDAN ZİYADE ERKEKLER TAKINTILI

Erdoğan, penis boyuna kadınlardan ziyade erkeklerin takıntılı olduğunu, bunda da toplumsal hatalarımızın oldukça etkili olduğunu düşünüyor.

“Erkeklerin birbirlerini penis boyu üzerinden alay konusu ve tahrik etmeleri, çocukların etrafında genelde penis boyuna dair yalanlar söyleyen yetişkinler olması ve hatta ulu orta gösterilmesi istenen penislerinin şekline şemaline fazlaca anlam yüklemek zorunda kalmalarından dolayı erkekler kısa buldukları bir penisleri varsa mutlu olamıyor ve hatta bundan utanıyorlar. Oysa penis boyu ne olursa olsun uyarabildikleri kadınlarla karşılıklı doyuma ulaşmaları mümkün” sözleri ile Erdoğan, penis boyu tartışmasını bu yüzyıla pek yakıştıramadığını belirtiyor.

TARTIŞMA YILLARDIR DEVAM EDİYOR

Prof Dr. Ege Can Şerefoğlu ise her ne kadar cinsel sağlık alanında yapılan çalışmalar penis boyunun kadın cinsel işlevleri açısından herhangi bir önemi olmadığını ileri sürse de İngiltere’de yapılan çalışmanın sonuçlarının bu bilginin geçerliliğini tartışmaya açtığını söylüyor. 

“Tarım toplumlarının tarih sahnesine ilk çıktığı zamandan bu yana penis boyu; gücün, iktidarın ve bereketin simgesi olarak görülmüştür. Göbeklitepe’den antik Mısır’a, Helenistik dönemden Roma İmparatorluğu’na kadar hemen tüm medeniyetlerde büyük penisli tanrı figürlerine rastlanması bu inancın ürünüdür” diyen Şerefoğlu, son yıllarda internetin telefonlara kadar girmesi ve pornografik içeriklere sıklıkla maruz kalınmasının birçok erkeğin penis boyları hakkında kaygılanmasına yol açtığının altını çiziyor.