Güncelleme Tarihi:
Vücuttaki organların birbirinden kaynağını aldığı için kanserin çok fazla dokuya zarar verdiğini söyleyen Prof. Dr. Yıllar, “Kanserli hücrelerin oluşmasına, genetik etkenler, kötü beslenme, kimyasallara maruz kalma gibi faktörler zemin hazırlıyor. Atipik hücreler dediğimiz huyu değişmiş (malign) hücreler, genellikle immun sistemin bir şekilde zayıfladığı zamanlarda damarlanır (vaskülarizasyon) ve tümör dediğimiz kötü huylu hücrelerden oluşan bir yumru meydana getirir ve saptanana kadar, büyümeye ve uzak dokularda metastaz yapmaya başlar. Ayrıca kan kanseri, lenfomalar gibi çeşitli tipleri vardır” diyor.
İlaçla tedavi
Kanserli hücreler, kaynağını bizim hücrelerimizden aldığı için kemoterapi sırasında kullanılan klasik kanser ilaçları, tüm vücudu etkilemekte ve kullanılan kombinasyonun özelliklerine göre, hafiften ağıra kadar gidebilen yan etkiler oluşturabilmektedir. Bunların arasında immun sistemin (bağışıklık sistemi) baskılanması, hiç istenmeyen bir yan etkidir. Diğer bir deyişle, tam çalışması gerektiği sırada vücudun silahları susturulmaktadır. Onkolog bunu yaparken tabii ki kar/zarar hesabını iyi yapacak şekilde yetiştirilmiştir.
Hedefe yönelik akıllı ilaçlar geliştirildi
Günümüzde ilaçların yan etkilerini azaltacak şekilde, yalnızca kanser hücresinin yaşaması için kritik olan proteinleri, genleri, reseptörleri hedef alan hedefe yönelik akıllı ilaç adı verilen yeni moleküllerin geliştirilip, kullanılmaya başlandı. Hedef, kanser hücresi olduğu için, diğer hücrelerin etkilenmesi çok daha aza indirilmiştir. Bu ilaçların çeşitleri artmakta ve her geçen gün gelişimleri devam etmektedir.
Yan etkilerden kaçınanlar fitoterapiyi tercih ediyor
Günümüzde kanser ilaçlarının yan etkilerinden dolayı insanlar fitoterapiyi tercih ediyor. Bugün insanların tamamlayıcı ve alternatif tedaviyi tercih etmeleri için birçok sebep ortaya çıktı. Bunların başında modern ilaç tedavisi sırasında ortaya çıkan yan etkilerden kaçınmak, kolay ulaşılabilir olması, yüksek ilaç ücretleri ve bitkisel tedavilerin doğal ve zararsız olduğuna inanılmasının geliyor. Unutulmaması gereken en önemli nokta, doğal olan her ürünün güvenli olmadığıdır. Yapılan çalışmalarla bitkisel ürünlerden kaynaklanan çok tehlikeli ve öldürücü yan etkiler gözlemlenmiştir ve günümüzde bu konudaki çalışmalar devam etmektedir.
Bazı meyve ve sebzeler kanser riskini azaltıyor
Fitoterapinin, başta kanser olmak üzere birçok kronik hastalığı azaltabildiği yönünde bilimsel çalışmalar bulunuyor. Beslenme ile ilgili uzmanlar, hayvansal yağ ve et ürünlerinin azaltıldığı bitkisel ürünlerin ise arttırıldığı beslenme şeklini öneriyor. Yapılan birçok çalışma, lif içeriği zengin meyve ve sebzelerin, zencefil, keten tohumu, sarımsak, zerdeçal gibi yüksek protein içeriği olan besinlerin kanser riskini azaltıcı etkisi olduğunu ortaya koymuştur.
Doktora başvurmadan önce herhangi bir ürünü kullanmayın
Kanserle ilgili olarak bitkisel ürünlerin kullanılmasının iki nedeni olduğunu aktaran Prof. Dr. Yıllar, “Bunlardan biri, kansere yakalanmamak için korunma amaçlıdır. Diğeri ise, kanser hastasının, sosyal, kültürel ve maddi durumu ile ilişkili olarak, çeşitli kaynaklardan temin edilmiş bitkisel ürünleri kullanmasıdır. Hasta, bu yardımcı ürünleri mutlaka kullanmak istiyorsa, doktoruna danışıp, tavsiyesini almalı ve o şekilde kullanmalıdır. Aksi takdirde diğer ilaçlarla etkileşim, kötü ürün ya da fazla doz yüzünden organ hasarları gibi komplikasyonlar da sahneye çıkabilir dedi.
Doktorların sertifikalı olması gerekiyor
Alternatif ve geleneksel ürünlerin bilerek ya da bilmeyerek kullanımlarının artmasının Sağlık Bakanlığını harekete geçirdi. Tedavi yönteminin halka zarar vermeden yapılabilmesine olanak tanımak için Sağlık Hizmetleri Genel Müdürlüğü, Geleneksel, Tamamlayıcı ve Fonksiyonel Tıp Uygulamaları Dairesi Başkanlığı kuruldu. İlgili yasal düzenlemeler uyarınca, fitoterapi yapacak kişilerin mutlaka tıp doktoru olması ve Sağlık Bakanlığının açtığı sertifika programından sertifikasını alması gerekiyor.
Fitoterapi gibi yardımcı tedavinin hastayı psikolojik açıdan da rahatlatıyor. Ayrıca, bazı hastalarda hastalığın seyrini iyi yönde değiştirdiği de bildirilmiştir. Böyle bir yöntemi isteyen hastalara, Sağlık Bakanlığından sertifikalı tıp doktorları uygun tedaviyi önermesi gerekir.