Güncelleme Tarihi:
Sarae Thompson Haynes, uzun süre tanı konulamaması sonucu boğmaca hastalığından hayatını kaybeden 5 haftalık minik bir bebek. İşte doktorların ihmalkarlığı yüzünden yaşamını yitiren Sarae’nin Dailymail’de yer alan akıl almaz hikayesi…
Sarae’nin anne-babası Chelsea Thompson ve Todd Haynes, bebeklerinin uzun süren öksürükleri sonucu onu iki klinik ve bir hastaneye götürüyorlar. Ama hiçbir yerde Sarae’ye bir türlü tanı konulamıyor.
Son götürdükleri hastanedeki doktorlar, uzun çalışmalar sonucu Sarae’nin iyi olduğunu ve bronşit olabileceğini söylüyorlar. Boğmacadan hiç şüphe edilmiyor. Sarae, 2 gün sonra daha da kötüleşiyor ve başka bir hastaneye kaldırılıyor. Sarae’nin solunum güçlüğü yaşadığı ve boğmaca olduğunu orada yapılan testler ortaya çıkarıyor ama artık çok geç kalınmış oluyor. Sarae, ne yazık ki hayatını kaybediyor.
Aile tanı koyamayan doktorlara kızgın, ilgili mercilere resmi şikayetlerini yapmak için hazırlanıyorlar ama gene de tüm bu uğraşlar minik bebeklerini geri getirmeyeceği için oldukça üzgünler. Anne Thompson, hamilelik döneminde enfeksiyonlara karşı aşı olunması için tüm kadınlara sesleniyor ve kendi yaptığı araştırmalar sonucu şöyle konuşuyor:
“Bu sene boğmaca hastalığının salgın olduğunu öğrendim. Hekimler bu testleri daha önce yapmış olsaydı, benim küçük kızım hala bugün burada olabilirdi.”
Daha önce Sarae’ye tanı koyamayan ve iyi olduğunu dile getiren hastanenin yetkilileri ise bu durum karşısında üzgün olduklarını ve aileye karşı her türlü desteğin verilebileceğini dile getiriyorlar.
Öksürük bebekler için ölümcül olabilir
Boğmacanın peş peşe gelen, inatçı öksürük nöbetleriyle kendini gösteren bir solunum sistemi hastalığı olduğunu dile getiren Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr Hüseyin Güvenç, hastalığın belirtilerini, tedavisini ve buna karşı alınması gereken önlemleri anlattı.
Belirtileri
Hastalığın en önemli özelliklerinden birisi de uzun sürmesidir. Her biri 2-3 hafta devam eden 3 klinik dönem söz konusudur. Nezle dönemi adı verilen birinci dönemde mikrop üst solunum yollarına yerleşir, bu nedenle burun akıntısı veya tıkanıklığı, gözlerde sulanma ve hafif ateş gibi bulgular görülür. İkinci dönem öksürük nöbetlerinin ortaya çıktığı dönemdir. Özellikle geceleri gelen, soluk verme sırasında peş peşe boğulur biçimde ve kusma ile sonuçlanabilen öksürük atakları vardır. Bir günde 15 kez nöbet görülebilir.
Küçük bebeklerde morarma ortaya çıkabilir. Nöbetler dışında hastanın genel durumu iyidir, normalmiş gibi gözükür. Üçüncü dönem nekahet, iyileşme dönemidir. Nöbet sıklığı ve şiddeti giderek azalır, kusma seyrekleşir ve hasta daha rahat beslenebildiği için genel durumu düzelmeye başlar. Aşısı olanlar da hastalığı geçirebilir ancak süre daha kısadır ve nöbetler daha hafif ve seyrektir. 6 aylıktan daha küçüklerde ağır bir tablo söz konusudur, solunum durmaları ve ölüm görülebilir. Bazı vakalarda zatürre, orta kulak iltihabı tabloya eklenebilir. Basilin üretilmesi zor olduğundan genellikle öykü ve fizik muayene bulguları ile tanı konur.
Tedavisi
Etkileri sınırlı olmakla birlikte antibiyotik kullanılır. Hastalığın erken evrelerinde başlandıklarında belirtileri hafifletirler ve solunum yollarından mikrobu temizleyerek bulaşıcılığı azaltırlar. Hastanın sakin tutulması nöbetlerin gelmesini seyrekleştirir. Bol sıvı verilmesi ve düzenli-dengeli beslenmeye özen gösterilmelidir. Ağır vakalar ve 6 aylıktan küçük bebekler hastanede tedavi edilmelidir.
Yapılması gerekenler
Önerilen en iyi yöntem aşılamadır. Tam hücre aşısının yan etkileri sık olduğundan artık yapılmamaktadır. Yan etkileri azaltılmış aselüler aşı 2, 4, 6, 18 ay ve 6 yaş civarı olmak üzere toplam beş doz olmak üzere karma aşı şeklinde uygulanır. Hastaya verilen antibiyotik yakın temas içinde olan aynı evdeki diğer kişilere de önerilir.