Güncelleme Tarihi:
Her bebek doğduğunda sadece emme, ağlama ve yutma gibi refleksleriyle hayata merhaba diyor. Ve ardından hızlı bir gelişimle önce anneyle, sonra dış dünyayla iletişim kurmaya başlıyor. Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları, Genetik Uzmanı Dr. Ela Tahmaz Gündoğdu, sağlıklı bir bebeğin gelişiminde aylık dönemler boyunca nelerin değiştiği hakkında önemli bilgiler verirken, dikkat edilmesi gereken noktaların da altını çiziyor. İşte o bilgiler ve ay ay bir bebeğin “dilinden” gelişim öyküsü…
Galiba annemin sütüyle biraz daha güçlüyüm, artık başımı dik tutabiliyorum. Gözlerim de daha keskin. Anne seni görüyorum!
Başından beri bunu bekliyorsunuz değil mi? Hepiniz, “İşte! İlk bana güldü” diyecek biliyorum. Fakat ben hepinize daha nice gülücükler atacağım, çünkü bu çok eğlenceli. Şu sıralar en keyif aldığım bir başka şey ise, anneciğimin yüzüne bakıp bakıp agulamak. Bu arada artık başımı da kaldırabiliyorum, fark ettiniz mi?
Agulamalarımda uzmanlık dönemim. Farklı sesler çıkarmayı denemekten bir zarar gelmez. Hem artık ellerimin üzerinde kendimi kaldırabiliyor ve anneme doğru uzanabiliyorum. Çünkü tek isteğim kucak. Ailemin sıcaklığını hissetmek istiyorum. Annemin beni kucağında emzirmesi ve bana bir şeyler söylemesi çok hoşuma gidiyor.
BEBEĞİNİZİ KUCAĞA ALIN
Bebeklerin kucağa alıştırılmamaları yönündeki yaygın söylem, özellikle ilk üç ay için geçerli değildir. Aksine, annesinin sıcaklığını hisseden bebeklerde özgüven gelişimi daha hızlı olur. Sesli uyarılarda bebeğe ismiyle seslenilmesi faydalıdır.
Çünkü bebekler bu dönemde seslere daha duyarlıdırlar.
Yaşasın! Artık dönebiliyorum. Güvenlik önlemleri alınmış yerlere atabilirsiniz beni. Hatta bakın, ellerimi ortada birleştirebiliyorum. Siz bir de beni otururken görmelisiniz. Beş aylık olduğumda arkama küçük bir destek koymanız yeterli olacak. Bol bol gülücükler atıp etrafımı izleyeceğim.
Nihayet kendi başıma oturmaya başladım. Ayağımı ağzıma kadar götürebiliyorum. Dişim çıktı bir süre önce ve çok kaşınıyor. Sanırım daha çok çıkacakmış bunlardan. Bazen ağlıyor bazen de çığlıklar atıp mama, baba, dada, dede gibi sesler çıkarıyorum. İlk kez kendi sesimi tanımaya başlıyorum. Hatta daha iyi tanımak için arada bir öksürük taklidi yapıyorum.
OYUN HALISI HAZIR MI?
Özellikle 3-6 ay arasında bebeği kucaktan biraz da yere indirmek gerekir. Korunaklı kendi yatağında veya etrafı güvenli bir yerde hareket etmesi sağlanmalı. Bir oyun halısı işi kolaylaştırabilir.
BESLERKEN DİKKAT!
Bebekler 5-6 aylıkken katı ek gıdalara başlanabilir. Ancak verilen gıdanın bebeğin genzine kaçmaması için mutlaka mama sandalyesinde beslenmesine dikkat edilmeli, bebek yatar pozisyondayken beslenmemelidir.
Komandolar gibi yerlerde, oyun halımın üstünde sürünmeye başladım. Tehlikeli olduğu için yürüteç kullanmıyorum. Emekliyorum ve evde tutunarak kalkma konusundaki ilk denemelerim fena sayılmaz. Arada bir düşsem de canım çok yanmıyor, çünkü etraf çok güvenli. Annem ve babam, bana zarar vermemesi için kenarları sivri mobilyaları kaldırdı. Fakat ben etrafta ne görsem iki parmağımın arasına alıp sonra da hoop ağzıma götürüyorum. Meraklı mıyım ne?
YÜRÜTEÇ KULLANMAYIN!
Bebekler için bu dönemde yürüteç kesinlikle kullanılmamalıdır. Bebeğin normal gelişimini olumsuz etkileyerek kazalara yol açabilen bu tip araçların satışı ABD ve Kanada gibi ülkelerde yasaklanmıştır.
Yürümeye çalışıyorum. Er ya da geç bunu başaracağım. Yemek yerken artık ellerimi rahatça kullanabiliyorum. Annem ve babam beni bu konuda engellemiyor, aksine bana destek oluyorlar. Konuşmam da düzelmeye başladı ve bu konuda da desteğe ihtiyacım var. Ama beni şu televizyonun önünde uzun süre bırakmayın, yoksa geç konuşacağım haberiniz olsun!
1 yaşından itibaren bebekler yürümeye başlar. Bir gecikme olduğunda, bebeğin diğer alanlardaki gelişimi normalse, 16 aya kadar doktor kontrolünde beklenebilir. Ancak 16-18 aydan sonra bebek halen yürüyemiyorsa, anormal bir durumdan söz edilebilir ve mutlaka değerlendirilmesi gerekir.
Tüm hayallerim gerçek oldu; ailemin desteğiyle de olsa artık merdiven çıkabiliyor, top oynayabiliyor ve koşabiliyorum. İlk sanatsal aktivitelerime de başlayabilirim. Bir kağıt ve bir kalem yeterli. Kendimi artık daha sosyalleşmiş hissediyorum. Bir de kendimi daha iyi tanıyorum bugünlerde. Gözüm, kulağım, dişim, saçım... Siz sorun, ben göstereyim nerede olduklarını.
Artık bebeklikten çocukluğa geçiyorum yavaş yavaş… Tek başıma merdivenleri inip çıkabiliyorum. Fakat yine de annem ve babam bu konuda dikkatliler. Ne de olsa yeni öğrendim ve yuvarlanabilirim. İki kelimeli cümleler kurmaya başladım. Kelime haznem 50- 60’a kadar çıktı. Ağzımda 20 diş tamamlanmış. Şu sıralar en büyük eğlencem bol bol oyun oynamak. Tüm ailemle aynı sofraya oturup yemek yemeye başladım. Çatal ve kaşık tutabiliyorum. Bir de tuvaletimi beze yapmıyorum artık. Annem bana en sevdiğim renklerde bir lazımlık aldı. İlk zamanlar zor olsa da sonra alıştım. Hatta annem geceleri altımı bağlamayı da bıraktı. Her akşam yatmadan önce tuvalete gidiyorum.
HALEN KONUŞMUYORSA…
İki yaşında olup halen konuşamayan çocuklarda bunun birkaç nedeni olabilir; otizm, gelişimsel gerilik, işitme problemi, ifade edici dil geriliği gibi. İfade edici dil geriliği en sık rastlananıdır. Çocuk her şeyi anlar ama ifade edemeyebilir. Çocuk büyüdükçe kendiliğinden geçer. Bazen konuşmanın gecikmesi uyarı eksiliğinden de olabilir. (Çalışan annebaba varlığı, çocuğa bakan kişinin çocukla konuşmaması ve çocuğun sürekli televizyonun önünde bırakılması gibi).
AĞIZ VE DİŞ SAĞLIĞI
Bir yaşından sonra macunsuz, parmağa takılan fırçalarla veya tülbent ve suyla temizleme yapılabilir. Anne sütü, özellikle bir yaş sonrasında geceleri sık verilmemelidir. Laktoz içeriği diş çürümelerine neden olacağı için, geceleri verilmesinin kısıtlanması gerekir. Biberon ile devam sütü de geceleri verilmeye alıştırılmamalıdır. İki yaşından sonra bebekler için florsuz diş macunu ve
fırça kullanılabilir. En geç iki yaşında diş kontrolü ve gerekirse dişlere flor uygulanması yapılmalıdır.
Basamakları tek tek çıkıp inebiliyorum. Tek ayağımın üstünde sekebiliyorum. Üç tekerlekli bisiklet kullanmak ise benim için çocuk oyuncağı! Adımı, soyadımı ve yaşımı biliyorum. Sanırım okula başlayacağım…
OKUL YAŞI
Dört yaşında her çocuk mutlaka anaokuluna başlamalıdır. Eğer dört yaş öncesi okula başlama söz konusuysa, enfeksiyonlara dikkat edilmelidir.
ÇOCUĞUNUZU BÜYÜTÜRKEN…
• Her şeyi organik almak kolay değil ancak yiyecekleri, örneğin yoğurt ya da salçayı, mümkün olduğu kadar evde kendiniz yapın.
• Mutlaka mevsim meyve ve sebzelerini kullanın.
• Günlük pastörize süt kullanın.
• Metal rende kullanmayın, çünkü C vitaminini oksitleyerek olumlu etkisini azaltıyor. Tahta kaşık veya çatal tercih edin. Cam rende de tercih edebilirsiniz.
Çocukların hobilerini keşfetme dönemi. Bu döneme uygun oyuncaklarla onlara destek olabilirsiniz.