Güncelleme Tarihi:
Doğumdan sonraki ilk günlerde çapaklanma olmuşsa bunun altında yatan neden genellikle bebeğin doğarken doğum kanalından aldığı enfeksiyon oluyor. İleri aylarda ise birçok etken gözde çapaklanma yapabiliyor. Kimi zaman önemsenmeyen göz çapaklanması ciddi hastalıkların da belirtisi olabiliyor. Dr. Emel Çolakoğlu, bu nedenle eğer çapaklanma 2 günden fazla devam ederse, sarı ve kıvamlı ise çapaklanma ile göz beyazında kızarıklık ve/veya renkli kısımda bulanıklık varsa zaman kaybetmeden bir göz hekimine başvurmak gerektiği uyarısında bulunuyor. Peki hangi etkenler gözde çapaklanmaya neden olabiliyor?
Konjonktivit, bir başka deyişle göz tabakasının iltihabı, her 100 bebekten 10’unda ortaya çıkıyor. Doğum kanalında enfeksiyonla doğrudan temasla bulaşma, hamilelik sırasında enfeksiyon tedavisinde kullanılan ilaçların yan etkisi, doğum yapılan yerin kötü havalandırması, kullanılan malzemelerin hijyenik olmaması gibi çevresel faktörler, gözün bağışıklık sistemine ait zayıflık gibi çevresel faktörler ve oküler immun yetmezlik sonucu gelişebiliyor.
Tedavisi: Gözden sürüntü alınıyor ve etken ajana duyarlı ilaçla tedavi ediliyor. Ancak antibiyotik kullanımının tamamen doktor kontöründe olması gerekiyor.
Gözyaşı kanalı yenidoğanların yüzde 6’sında görülen bir sorun. Bebeğin doğumundan 2-4 hafta sonra sulanma, çapaklanma şeklinde ortaya çıkıyor ve göz genellikle beyaz oluyor.
Tedavisi: Antibiyotikli göz damlası uygulaması ile masaj ve temizlik, tedavi basamaklarını oluşturuyor. Gözyaşı kanalı tıkanıklığı genellikle bebek 6-7 aylıkken geçiyor. Sorun devam ederse, bebek 1 yaşına geldiğinde genel anestezi altında sondalama işlemi yapılıyor.
Doğumla beraber ilk 1 ay içinde genellikle iki taraflı olmak üzere gözlerde sulanma, kızarıklık, ışık hassasiyeti, göz küresinde büyüme ve sıvı şeffaf çapaklanma olabiliyor.
Tedavisi: Doğumsal glokom, çok nadiren spontan olarak geçiyor. Göz sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Dr. Emel Çolakoğlu tedavide geç kalındığında körlükle sonuçlanabildiği için acil olarak cerrahi yöntemle gözün beyaz kısmında bir delik açıldığını belirterek, “Dışarıdan görünmeyecek kadar küçük olan bu delikle, gözün içerisindeki fazla sıvı tahliye ediliyor. Bu boşaltma işlemini etkinleştirmek için anti metabolit ajanlar, bir başka deyişle kimsayal tepkimeyi başlatan, onu hızlandıran veya özel kanüllerden yararlanılıyor. Ardından bebeğin uzun süreli takip altına alınması gerekiyor” diyor.
Akut veya kronik sinüzite yol açan herhangi bir mikroorganizma veya deri bütünlüğünün bozulması periorbital veya orbital sellülit, bir başka deyişle cilt ve cilt altı yumuşak dokusunda iltihaplanma oluşturabiliyor. Cilt ve cilt altı yumuşak dokunun iltihaplanmasıdır. Kontrol edilmediğinde ensafalit denilen beyin parankimi iltihabına yol açabiliyor. Göz kapaklarında şişlik, gözde kızarıklık ve çapaklanma belirtileriyle kendini gösteriyor.
Tedavisi: Preseptal-Orbital sellülit beyin iltihabına yol açabildiği için bulguları olan çocukların mutlaka hastaneye yatırılmaları gerekiyor. Göz hastalıkları ve kulak burun boğaz ile konsülte edilmesi ve parenteral antibiyotik tedavisine başlanması gerekiyor. Antibiyotik tedavisi gözü rahatlatacak damlalarla destekleniyor.
Yenidoğanda tek gözde sulanma, çapaklanma ve kızarıklık varsa yabancı cismi de akla getirmeli.
Tedavisi: Bol yıkama yaparak yabancı cismin kendi kendine çıkması sağlanmalı. Cisim çıkmıyorsa kesinlikle müdahale edilmemeli. Doktorun değerlendirmesine göre yerinin derinliğine bağlı olarak anestezi altında çıkarmak gerekebiliyor. Ardından antibiyotik ve suni gözyaşı damlaları tedavisi uygulanıyor.
Sigara külü teması, parmak çarpması ve şampuan kaçması gibi durumlarda kornea zedelenebiliyor. Gözlerde kızarıklık, sulanma ve ışık hassasiyeti gibi belirtilerle kendini belli ediyor. Bu tablo enfekte olabileceği ya da yara büyür ve derine inerse iz bırakarak iyileşebileceği, görme azalmasına yol açabileceği için erken dönemde tanı ve tedavi önem taşıyor.
Tedavisi: Suni gözyaşı damlalarıyla göz nemlendiriliyor. Antibiyotikli damlayla enfeksiyon oluşumu engelleniyor. Zedelenmenin derinliğine göre gerekirse bebeğin her gün değerlendirilmesi gerekiyor. Bu süreçte şampuan, fön makinesi, klima, havuz ve deniz gibi ortamlardan korunması büyük önem taşıyor.
Bebeklerin gözlerine herhangi bir sorunda anne sütü damlatmak toplumdaki yaygın inanışın aksine yanlış bir uygulama. Anne sütünde bol miktarda mineraller, vitaminler, şeker, protein ve yağ mevcut. Göz Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Emel Çolakoğlu, enfeksiyon kapmış olan bölgeye anne sütü damlatıldığında anne sütünün içerisinde bulunan bu maddelerin mikropları besleyerek daha da çoğalmalarına neden olacağına dikkat çekiyor. Bebeklerde göz çapaklanması geliştiğinde hekime başvurana kadar kaynayıp ılıtılmış suyla gözlerin etrafındaki çapakların nazikçe temizlenmesi yeterli olacaktır.
Alerjik göz çapaklanmalarında kaynamış soğutulmuş su veya çayla (papatya çayı) soğuk pansuman uygulanabilir. Mikrobik göz çapaklanmalarında ise kaynamış ve dayanabilinecek ısıya getirilmiş suyla sıcak pansuman yapılabilir. Ilık çaya batırılmış pamukla pansuman, çapaklanmayı yumuşatmada ve gözlerin çapaktan temizlenmesinde fayda sağlıyor.